2
Mayıs
2025
Cuma
ANASAYFA

Toroslarda yaşam çok vahşi

 “Binbir kurdu kuzuyu barındıran Toroslar/ Akdeniz’in kıyıcığına oturmuş lir çalıyor.” Şair böyle diyordu mısralarında.
Denize sırtımızı verip göklere yükselen dağlara doğru bakınırken bu dizeler aklıma takıldı. Batı Torosların etekleri, Akdeniz’le buluştuğunda, Doğa’nın tarihle, mavinin yeşille, toprağın denizle bir dantel gibi işlenmiş olduğunu gördük.
Yüzlerce köy var Toroslarda, binlerce yörük davarlarını otlatıyor, etini, sütünü, kılını işleyip geçimlerini sağlıyor. Buralara özgü bitkilerin isimleri sığmaz bu satırlara. Vahşi yaşam da var hızıyla sürüyor. Birçok yabani hayvana ev sahipliği yapıyor Toroslar.
İsviçre’de Bern Üniversitesi’nde Evrim ve Ekoloji Enstitüsü öğrencisi Batur Avgan, Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü’nün desteğiyle yıllardır Toroslardaki yabani kediler üzerinde araştırma yapıyor. Çığlıkara orman alanında kurduğu fotokapanlardan elde edilen fotoğraf ve görüntüleri inceleyince Toroslar’daki o vahşi yaşamın güzelliğini daha iyi anlıyor insan. Avgan daha önce de kedigiller ailesinden Karakulak’ı fotoğraflamıştı. Geçtiğimiz günlerde de yine kedigiller ailesinden Vaşak’ı görüntüledi. Hatta birkaç anne Vaşak yavrularıyla birlikte geziniyordu. Yaban domuzları çok fazla mesela. Yılkı atları da kameralara yakalanmış. Vahşi kurtlar sanki ‘Bu dağları ben yarattım’ diyerek dolaşıyor. Tavşan ve keklik gibi canlılar av olmaktan kurtulamıyor zaten. Yaban keçisi Torosların ev sahibi olarak ün yapıyor. Ve Alageyikler de bu vahşi yaşamın en sempatik sakinlerini oluşturuyor.
VAŞAK İLK KEZ GÖRÜNTÜLENDİ
“Bu dağlarda var olduklarını biliyorduk ama ilk kez fotoğraflandı Vaşak’lar” diye heyecanını dile getirdi Batur Avgan. Karakulak ve Vaşak dışında kedigillerden olan Saz Kedisi’nin de yaşadığını söyledi Avgan. Ve çalışmalarını özetledi:
“Beslenme ekolojilerini ortaya çıkardım. Hangi tip habitatları kullanıyor, düzlükte mi dağlar da su kenarında mı yaşıyor, nereyi kullanıyor o ortaya çıktı. Vaşak ve karakulak’ın aynı sahada yaşadıkları ortaya çıktı. Bu inanılmaz bir bulgu. Yabani kediler yırtıcı hayvanlarla birlikte aynı alanı paylaşabiliyorsa sofrada çok fazla yemek olması lazım. Şu anlaşılıyor ki; Toroslar besin olarak zengin bir alan.”
ALAGEYİKLERİN ANAVATANI
Toroslardaki bu yaşam koruma altında tutuluyor. Köprülü Kanyon, Termessos, Beydağları, Altınbeşik Mağarası ve Saklıkent isimlerinde toplam 5 Milli Park bulunuyor. 8 adet Yaban Hayati Geliştirme Sahası, 4 adet Tabiat Parkı, 3 adet mesire yeri, 3 adet Tabiatı Koruma Alanı ve 4 adet de Örnek Avlak Sahası ayrıldığını anlattı Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürü Mehmet Akın.
Yok olmaya yüz tutmuştu yıllar önce Alageyik’ler. Düzlerçamı’nda dar bir alanda Alageyik Üretme İstasyonu kurulmuştu. Bu alan geçtiğimiz yıllarda büyütüldü 430 hektar oldu. İstasyon içinde 112 adet Alageyiğin bulunduğu bilgisini verdi Şube Müdürü Mehmet Akın. Ve anlatmayı sürdürdü:
“Alageyiğin anavatanı bu bölgeler. Doğadaki sayısını bilmiyoruz. Ama hala koruma altında. Tükenmeye yakın türler arasında, kırmızı listede bulunuyor. Türkiye’de memeli türler içinde sayısı en az kalan bir canlı. Avlanması zaten yasak, cezası da en büyük olanı.”
AV TURİZMİ
Düzlerçamı Milli Parklar Mühendisi Tuğrul Şahin ile orman alanında gezinirken, “Kaçak avcılar çok mu” diye sordum. Bir orman işçisi karşılık verdi; “Dağda insan hiç eksik olmaz ki” diye. Orman Mühendisi Şahin, kaçak avlananların ne yazık ki olduğunu belirtip, kaçak avcıları görenlerin 177’nolu telefona ihbar edebileceklerini söyledi.
“Av turizmi ne durumda acaba?” Bu soruya Şube Müdürü Mehmet Akın, “Sadece yaban keçisi avı yapılabiliyor zaten. Bakanlığımız da bu sahalardaki kotaları belirliyor ve av turizmi hizmeti veren firmalara ihaleyle veriliyor” şeklinde yanıt verdi. Akdeniz Torosları’nda bu yıl için belirlenen avlanabilecek yaban keçisi adeti 52 ile sınırlandırılmış. Dişiler kesinlikle avlanamıyor, erkeklerin de yaşlısı, daha doğrusu boynuz uzunluğu bir metreyi geçen keçinin avlanmasına izin veriliyor. 52 yaban keçisi için yapılan ihaleyi kazanan firma 460 bin lira ödeyecek.
Tuğrul Şahin araya girdi: “Bu para sadece devlete gitmiyor. Yüzde 50’sine yakını av yapılan bölgedeki köylerin tüzel kişiliğine veriliyor. Dolayısıyla köylü kaçak avı da önlüyor. Çünkü kendisine geliyor av bedeli. Bir de avcıya en az iki kişi mihmandarlık yapıyor. Onlara da avcı tarafından bir ödeme yapılıyor elbette.”
Batur Avgan’ın bilgisayarında fotokapandan elde ettiği görüntüleri izlerken, arada eli silahlı kaçak avcıların da kameralara yansıdığını üzülerek gördüm.
Tuğrul Şahin, “Toros dağlarının köylüleri üzerlerine düşen görevi hakkıyla yerine getiriyor diyebiliriz” diye sözlerini sürdürdü. Ve ekledi: “Ama yine de onlara çok iş düşüyor. Bu dağlar hepimizin. Onlar da bu dağlarda yaşayacak, bu yabani vahşi yaşam da burada özgürce dolaşacak.”
BİNLERCE BİTKİNİN ANAVATANI TOROSLAR
Toroslarda sadece vahşi yaşam yok. Türkiye’ye özgü, anavatanı bu dağlar olan birçok çiçek, ağaç türleri de bulunuyor. Yıllar evvel gündeme getirmiştik; anavatanı Akseki yaylaları olan Kardelen, doğadan aşırı söküm nedeniyle yok olmakla karşı karşıya kaldığını vurgulamıştık. Söküm kontrol altına alınınca şimdi o dağlarda Kardelen ve diğer soğanlı bitkiler özgürce açıyor.
Elmalı tarafında, Çığlıkara ormanlarında dünyanın en değerli Toros Sediri ağaçları süslüyor doğayı. 2 bin yaşında olan ağaçları görebilmek için yerli yabancı dağcılar bölgeye akın ediyor. Tabi bu alanlara özel izinle girilebiliyor.

 

Yayın Tarihi : 29 Kasım 2010 Pazartesi 23:37:29