20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Turizmde karışık duygular

Yeni yıl için turizmciler umutlu, esnaf ise umutsuzluğunu dile getiriyor. Turizmde rakibimiz olan İspanya, Portekiz, Mısır, Yunanistan gibi ülkelerinde fiyatların düşmesi, Avrupa ve Rusya'daki turizm trafiğini Türkiye aleyhine etkilemiş. 2008'i Türkiye Yılı ilan eden Tui'nin, zam yapması konaklama sektörünü sevindirdi.

Turizme hizmet edenlerin 2008'den ne beklediklerini öğrenmek için yaptığımız gezide Belek'e uğradık. Golf uğruna talan edilen ormanın konusunu hiç kimse değinmek istemiyor, desek yanlış olmaz. Kadriye'nin çarşı girişinde, 14 yıldır taksicilik yaparak geçimini kazanan iki çocuk babası Baki Ateş, (38) 2008 yılında çok fazla bir değişiklik olacağına inanmıyor. Beklentilerini sorduğumda, "Normal geçer herhalde. Zaten ne kazanıyoruz ki. Yazın kazandığımız kışın yetmiyor bile" diye karşılık verdi.

"Orman mı turizm mi" deyince, "Yangın olsa yanıp gitse daha mı iyi" diye karşılık verdi. Ve devam etti: "Golf yapılıyor hiç değilse. İş olanakları açılıyor, çocuklarımız çalışıyor oralarda. Çiftçi olarak mı kalalım ömür boyu. Çiftçilik kolay değil. Turizm olmasın iş kapıları açılmasın diyenler, çiftçi olarak kalmamızı mı istiyorlar. Gelsin onlar yapsınlar bakalım çiftçiliği. Kolay mı? Eziyetli, meşakatli bir iş çiftçilik. Çocuklarımız çiftçi olmasın, okusunlar güzel bir iş sahibi olsunlar istiyoruz bizde."

BİZİM TATİL YAYLADIR

Taksinin içinde oturup Baki Ateş'in haykırışlarını dinledim sadece. Kendi anlatımıyla haklı olsa bile, binlerce ağacın kesilmesini haklılık kazandırmıyor elbette. Konuyu değiştirerek, başından geçen ilginç bir hikaye olup olmadığını sordum. "Var var" dedi. Yıllar önce, 2002 yılında bir Alman aile müşterisi olmuş. Antalya ve Marmaris bölgelerini dolaştırmış. Hatta kendi eşi ve çocuklarıyla dost olmuşlar. Digital fotoğraf makinası ve bir de gömlek hediye almış. Birkaç kez telefonla da görüşmüşler.

2008 yılının 2007'den iyi olacağını umuyor Ateş. Bugüne kadar hiç tatile gitmemişler, "Bizim tatil diye bildiğimiz gezi yazın yaylaya çıkmaktır. Yoksa ne işimiz öyle lüks otellerde filan. Zevk de almayız zaten" dedi gülümseyerek. 2008'den ne hayal ettiğini sordum, "1999 yılında bir dönüm arsa almıştım. Biraz para kazanırsam, hiç değilse evimizin temelini atmayı düşünüyorum" diye karşılık verdi.

ESNAF: HATALIYIZ

Mustafa Usta'yla "Fiko" isimli maymunuyla iş yerinin önünde karşılaştık. "15 yıldır bu sektörün içindeyim ağabey. Ama biz esnaflar çok hta yaptık. Şimdi de ceremesini çekiyoruz" dedi. Şaşırdım, susup dinlemeye devam ettim: "Turisti kazıklamışız hep. Şimdi de artık güven duymuyor." 2008 beklentilerini sordum Usta'ya. Gülümsedi önce; "Valla bir beklentim yok. Her yıl bir önceki yılı arıyoruz" dedi ardından.

Biraz ileride çanta ve hediyelik mağazasında Umut Seyhan ve ailesiyle karşılaştık. Seyhan, "Ailecek turiste bir şeyler satarak para kazanmaya çalışıyoruz" diye tanıştırdı yakınlarıyla. "1999 yılından beri her yıl geriledik esnaf olarak" diye başladı anlatmaya. Bir yandan her yıl yeni işyeri açılması, diğer yandan turistlerin daha az para harcıyor olması çarşı-pazarı olumsuz etkiliyormuş. "Yeni yılda da umudumuz yok. 2007'yi ararız yine" dedi ve şöyle devam etti Umut Seyhan: "İtiraf edelim ki esnaf olarak hiçbir şey yapmıyoruz. Oteller müşteri getiriyor ama biz o turistleri çarşıya çekebilmek için kılımızı kıpırdatmıyoruz."

İNANILMAZ FİYATLAR

Türkiye'nin en önemli turizm bölgesi kabul edilen ve yüksek fiyatla müşteri çeken bölgesi Belek'te Cornelia De Luxe Resort Genel Müdürü Hakan Duran'ın yakınması, "Yurt dışında çok inanılmaz fiyatlar var. Biz bunlarla da rekabet ediyoruz" şeklinde oldu. Duran'dan 2008 için görüşlerini beklerken anlatmaya devam etti: "Şimdi bakın, 300 Euro Prag diye bir tur paketi görünce cazip geliyor tabi insana. Türkler de yurt dışına tatile gitmeye başladılar. Biz de golf alanlarımızı satmaya çalışıyoruz. Promosyon taktiği uygulayan tesislerimiz var."

Hakan Duran'ın dikkat çekmeye çalıştığı konu aslında kış turizminin durgunluğuydu.Telefonu çalınca konuşmalarından anladığımız kadarıyla bir meslektaşıydı arayan. Kış durgunluğunu konuşuyorlardı. Bir ara bana da bakarak şöyle dedi Duran: "Her şey Dahil'in dahilini veriyorlar. Yakında tapuyu da verip gideceğiz."

Gülüştük ama ciddi bir durumu özetlemişti. Telefonu kapattıktan sonra devam etti:

"Kış aylarında ne var. Golf dışında ne var Antalya'da. Ören yeri gezmesi yok denecek kadar az. Tarifeli uçak sıkıntısı yaşanıyor. 45 otel var Belek'te, 25'i açık. Antalya'ya günde 3 bin 500 kişi geliyor ortalama. Bunca yatağı doldurması imkansız."

"İspanya" dedi Hakan Duran. Ve, "10 - 15 gün önce İspanya'daydım. Ne yazık ki oradan örnek vereceğim, kusura bakmayın. Sahiline çarşısına gittiğiniz zaman, son derece hoş barlar, restorantlar, kafeler, alış veriş merkezleri var. Sadece İngiltere'den günde 6 ila 8 uçak iniyor. İskandinav ülkelerinden gelenlerin haddi hesabı yok" şeklinde özetledi izlenimini.

2008 için, "2007'nin yüzde 10-11 gibi üzerinde olacağını tahmin ediyorum" dedi. Rus pazarının artacağını öngördü Hakan Duran. İngiliz pazarının da artacağını söyledi. Yıllardır Ege'de tatili seçen İngiliz'lerin hizmet kalitesi aradıkları için Akdeniz'e yöneldiğini anlattı. 10 Nisan tarihinden sonra da İngiliz Hava Yolları'nın haftada 3 gün direkt Antalya uçuşlarına başlayacağını da sözlerine ekledi.

2008'DE ZAM VAR

2008 yılı TUİ için Türkiye yılı ilan edilmişti. İmaj ve marketing alanında öne çıkartılacak ülke olarak Türkiye'yi tercih eden TUİ'nin Türkiye Ürün ve Kontratlar Müdürü Melih Yetiş'e uğrayıp hem kahvesini içelim hem de kısa bir söyleşi yapalım istedik. Yetiş, "2007'yi iki haneli artışla kapattık, 2008 hedefimiz de iki haneli bir artış yakalamak" dedi.
"Ne içersiniz" diye sordu, "Kahve" dedik. Masasından kalktı ve kahve makinasının başına geçti; "Bizde herkes kahvesini çayını kendisi yapar. Almanya'da da böyle" diye açıklık getirdi.

Yetiş, 'Türkiye Yılı' nedeniyle 2 bin 500 seyahat bürosu temsilcisini getirip Antalya ve İstanbul'da konuk edeceklerini anlattı. Bunun önemli bir organizasyon olduğunu söyledi. 2008 için bir kriz senaryolarının olup olmadığını sordum, "Hayır yok" dedi, "2007'de seçimler olmasına karşın turizm etkilenmedi, etkilenmemesi de gerekirdi zaten" diye açıklık getirdi.

Doların düşmesi ve maliyetlerin buna bağlı olarak yükselmesini sorunca, şöyle konuştu Melih Yetiş: "2008 için fiyatlarda belli bir oranda makul ölçüde artışlar kabul edildi. Doların düşmesi, kur paritelerin TL üzerindeki baskısı maliyetleri yükseltti. Bunun farkındayız. Bunları da dikkate alarak değerlendirdik. Misafirlerimize yönelik hizmet kalitesinin düşmemesi gerekir. "

Turizm yatırımlarının durmasını isteyip istemediklerini sordum Yetiş'e verdiği karşılık şöyle oldu: "Yatırım ve tahsislerin bir süreliğine de olsa durmasında yarar var. Altyapıya önem verilmeli bu arada. Yollar, çevre, arıtma, ulaşım imkanları, klimalı otobüsler, raylı sistem ağları oluşturulmalı."

Yayın Tarihi : 1 Ocak 2008 Salı 04:01:37


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?