2006 yılı Avrupa turizminde kıyasıya bir rekabetin yaşanacağı yıl olacak. 2010 yılına kadar da Türk turizminin kaderinin belirleneceği yıllara tanıklık edeceğiz. Bu kanıya nasıl mı varıyoruz, şöyle; Son beş yıldır turizmini yeniden canlardırmak uğraşları veren Yunanistan, İtalya ve İspanya artık netice görmek istiyor. Ayrıca Bulgaristan, Hırvatistan ve yeniden ciddi bir canlanma gösteren Fas, Türkiye’yi piyasalarda zorlayacaktır. Çünkü her türlü pazarlama faaliyetlerini yoğun bir şekilde yaptılar,yapıyorlar. Türkiye olarak bu konuda çok yavaş olduğumuzu sektör temsilcileri söylüyor zaten. Asya'dan Amerika'ya kadar dünyada bir milyara yakın insan devamlı olarak hareket halinde. Ve bu sayı her geçen gün arttıyor. Bu nedenle dünya genelinde ikiyüze yakın ülke, turizmini nasıl canlandırabileceğini düşünüp, piyasalarda yoğun bir pazarlama ve tanıtma faaliyeti gösteriyorlar. Avrupa - Türkiye Turizm İş Konseyi Başkanı Hüseyin Baraner’in de tespitleri bu yönde. Türkiye’de turizm tesislerleri, standartların üstünde. Baraner, tek sorunun altyapı olduğunu vurguluyor. Turizm sektörü Türkiye için çok önemli bir konu. Türkiye'nin tesisleri dünyadaki tesislerin çok üstünde. Eğer Türkiye altyapı sorunlarını dünya standartlarına getirebilirse Avrupalılar, tatil ve yeni yaşam merkezi olarak Türkiye’yi daha çok tercih edecektir. Yol, enerji ve özellikle arıtma problemi, ÖTV turizm tesislerindeki ve turizm yörelerinde en büyük sorunların başında geliyor. Turistik yörelerdeki belediyeler arasındaki çekişme ve bürokrasi, hızlı haraket edilebilmesini engelliyor. Türkiye bu durumdan gereksiz olarak puan ve müşteri kaybediyor. Türkiye, 2010 yılına kadar altyapı, çevre düzeni, temizlik ve trafik gibi sorunlarını çözmesi gerekiyor. Yoksa meydanı turizmdeki rakibimiz olan Akdenizli ülkele,r atı alıp Üsküdar’ı geçmiş olur. Bize de “Nal” toplamak kalır.