Akdeniz ile Ege’nin tam ortasında, dantel gibi işlenmiş kıyıları, Ölüdeniz’i, Kelebek Vadisi’yle yani herkesi hayran bırakan doğasıyla Fethiye sezona hazırlanıyor. Birbirinden güzel butik oteller ve pansiyonlarda hummalı çalışmalar sürüyor.
Fethiye körfezinde günlük tur düzenleyen yatlar, brandalarını yeni yeni kaldırıyorlardı. Sahildeki çay bahçesinde erkek tavlası oynayan bayanlar, “İstanbul’da Ankara’da ne kadar tanıdığımız varsa davet edeceğiz. Fethiye turizmine katkımız olur” diyordu.
Ölüdeniz’in sakinliğini tercih eden macerasever turistlerin kimisi ATV’yle plaj safarisi yapıyor, deniz bisikletiyle kısa bir gezintiyi tercih ediyor veya Babadağ’dan paraşütle atlıyordu. Fethiye’ye ilk kez geldiğini söyleyen İngiliz Raquel Smith, macera ve heyecan turizmine hizmet eden Tolga Yardım ile plajda ATV turu yapıyordu. Dayanamadım, kısa bir turu birlikte attık. ATV aracı küçük ama güçlüydü.
Ölüdeniz’in ortasında bir deniz bisikletinin suya yansıyan silüeti dalgayla salınıyordu. Alman Corinna Eringer oğlu Jan Eringer ile Türk arkadaşı Onur Tuzcu, Alanya’dan çıkıp birkaç gün için Fethiye’ye kadar gelmişler. Tuzcu, “Sezon öncesi sakin bir gezi programı yaptık arkadaşımla” dedi. Eringer, “İlk kez gördüm Ölüdeniz’i, hayran kaldım” diyerek duygularını aktardı. Ölüdeniz’de küçük büyük esnaf ve turistik tesislerde bakım çalışmaları sürüyor. Butik sahibi Özgür Arslan, “25 Nisan’dan itibaren burada hareketlilik başlar. Yüzde 70 yabancı, yüzde 30’da Türk ziyaretçimiz gelirse sezonu yüzde 100 dolulukla geçiririz” diyerek bölgenin beklentisini de dile getirdi.
TURİZMİN KÖYE FAYDASI YOK
Ölüdeniz’den çıkıp Hisarönü’ne ve Kayaköy’e geçtik. 1922’de Rumlarla yapılan mübadele sonrası boşalan Kayaköy, son yıllarda çokça ziyaretçi çeken turisttik mekan oldu. Mesut Sarıca ile köy meydanında konuşurken, yavru keçiler kahvehanenin çiçeklerini yiyordu. Sarıca, kuçağında keçiyle SİT alanı olan Kayaköy’ün halini özetledi:
“ İmar yasağı var. Gençler köyden çekiliyor. 176 adet kaçak yapının yıkım kararı geldi. Seçim sonuna kaldı, n’olcek bilmiyom artık. Yüzde 3 ile plan yapıldı ama köylü sevmedi planı. Köylüye sadece 150 dönüm kadar bir yerleşim alanı verildi. 200’ü geçkin hane var, nereye sığacak. Köyün çoğuna turizmin faydası yok ki; börekçi – çörekçi kazanıyo sadece.”
BUTİK TURİZM BÖLGESİ
Nisan yağmuru yağıyordu. Fethiye Körfezi’nde tur düzenleyen yatlar barındığı limandaki çay bahçesi, yağmurdan kaçanların sığındığı bir yerdi. Erkek tavlası oynayan iki bayanla ilçenin sorunları ve güzellikleri üzerine sohbet ettik. Filiz Taşezen, 21 yıl İstanbul’da yaşadıktan sonra sık sık tatile geldiği Fethiye’ye gelip yerleşmiş. “İyi ki bu kararı almışım” diyerek sevincini anlattı. Kalkanlı Ayşegül Kasapoğlu ise evlilik nedeniyle Fethiyeli olmuş 5 yıl önce.
Boş durmayıp, turizmin denizcilik dalına hizmet eden dalında iş yapmaya başlayan Filiz Taşdelen’e “Ekonomik kriz nasıl hissediliyor” diye sordum, o da yanıtladı:
“Fethiyeli turizmciler, ekonomik kriz nasıl etkileyecek diye biraz çekinceli. Ama ben İstanbul’da Ankara’da ne kadar tanıdığım arkadaşım dostum varsa buraya tatile çağırıyorum. Fethiye turizmine destek olmak hepimizin görevi. Bölge çevresiyle beraber çok butik bir yer. Kitle turizmi yapılamıyor elbette. Apartlar daha çok ilgi çekecek sanırım. Nisbeten ucuz tatil olanağı var.”
Sezon hazırlığını yavaştan sürdürüyor Fethiyeli turizmciler. Taşdelen’e göre Fethiyeli temkinli davrandı da zora düşmedi. “Ama turist çantada keklik değil” diye sürdürdü konuşmasını: “Mart ve Nisan aylarında turist olurdu, teknelerin bakımı tamamlanmış olurdu. Bu yıl öyle değil, yatçıların ayakları geri geri gidiyor dersek yanlış olmaz. Acı da olsa söylemek zorundayım, biraz zor bir yaz olacak bu yıl.”
Ayşegül Kasapoğlu, “Şunu da yazar mısınız lütfen” diye araya girdi: “Biliyorsunuz Fethiye’de ve çevresinde yerleşik çok İngiliz var. Çalış plajında kafeler, lokantaların davranışlarından şikayetçiyim. Türk müşteri kabul etmediklerini söyleyecek kadar ileri gidiyorlar. Hisarönü de öyle. Buraların tadını İngilizler çıkarıyor, ben memleketimin tadını çıkaramıyorum.”
YATÇILAR TAŞINMAK İSTİYOR
Tersaneler mahallesi olarak bilinen 3’ncü Karagözler’deki yat imalatçıları ve çekekcileri, kendilerine tahsis edilen Yanıklar Köyü Karaot mevkisine taşınamamanın sıkıntısı içindeler. Bölgenin ilk tersanecilerinden olan Sefa Çankaya (62) “Kooperatif kurduk, yeride belirlendi ayrıldı. Çevre planı, kıyı kenar planı, özel çevre kurulu gibi işlemleri tamamlandı. Diğer bakanlıklardan da izinler alındı, bürokratik işlemler bitti. Ama Milli Emlak bir türlü tahsis yapmıyor. Fiyat takdir komisyonu 73 dönüm bir araziye 15 yıldır fiyat belirleyemedi. Burada sıkışıp kaldık. Fethiye’ye ayıp oluyor, turizmin ortasında kaldık” diye bilgi verdi bir çırpıda.
Çankaya bu konuda oldukça dertli; “Ben 23 yıldır buradayım, 15 yıldır da taşınmak için uğraş veriyoruz” diye konuşmaya devam etti. Çankaya’ya göre Fethiyeli yat imalatçılarınca yapılan en az 10 lüks yat her yıl denize indiriliyor. Yüzlerce yatın bakımı da her yıl buralarda yapılıyor.
YAT TURİZMİ İÇİN İDEAL
“Büyüyemiyoruz, modernize olamıyoruz” diyerek yer sıkıntısını dile getiren Sefa Çankaya, “Bulunduğumuz koy doğal SİT alanı. Bir an önce boşaltalım ki Fethiye’nin Göcek’in güzelliğine güzellik gelsin. Yat turizmi için çok ideal bir bölge. Pırıl pırıl koylar var. 150 kadar koy var ama değerlendiremiyoruz” diyerek beklentisini dile getirdi.
Fethiye körfezi doğal bir liman. Şiddetli fırtınalarda bile dalga boyu 40 santimetreyi geçmediği söyleniyor. Yıllardır önlem alınmadığı için körfezin dibinin dolduğu vurgulanıyor. Temizlenmesi halinde kruvaziyer yolcu gemileri girebilecek ve tek seferde 10 uçağa bedel turisti tek seferde bölgeye getirebilecek.