30
Nisan
2024
Salı
ANASAYFA

Ahmet Bilgin Turnalı Bey’e yanıt (2)

Sayın Turnalı’nın 17.01.2014 Tarihli yorumunda, yorumlarına yanıt alamayışının da üzüntüsüyle, bilim adına yanlışlarımdan duydukları kaygılar dile getirilmiş. Yorum şöyle.

Ahmet Bilgin Turnalı IP: 212.xxx... Tarih : 17.01.2014 20:17:36
Nazmi bey,önce bir durum özetlemesi yapalım. Amacıma gelince bu sizi kıyasıya eleştirmek değil. Sizi okuyan gençleri bazı yanlış anlamalardan ve terminoloji hatalarından kurtarmak. Bildiğiniz gibi, gençler artık kitap okumuyor.Pisidia çok derin bir konu.Ama görebildiğim kadarı ile, W.M.Ramsay,Lanckoronsky,G.E.Bean ve özellikle Mehmet Özsait hocadan yararlanmış değilsiniz. K.Kiepert haritası da piyasada yok gibi...Terimlerde bilimsel imla kullanılmıyor gibi...Seleukos'lar bizde Selefküsler veya Suriye Devleti diye kullanılır. Selevki iyi bir terim değil...Naip Perdikkas'ın kardeşini de Alketaş diye yazmayın-Alketas daha doğru.Gelelim Pisidia kenti Kretopolis'e... Kretepolis asla değildir.Yerini de belirtmiyorsunuz. İpsos gibi oda münakaşalıdır. Ramsay Bademağacı der. Mehmet Özsait haritalar ve arazi araştırmalarına göre İncirdere/İncirlihan yakınlarında Sivritepe civarını gösterir. Yazılarınıza devam edin ama önerilerime de lütfen kulak verin. Kolay gelsin...

Sayın Turnalı, “Pisidya çok derin bir konu” dedikten sonra, bu hatalar ve kısıtlı bilginizle siz bunun altından kalkamazsınız mı, demek istiyor acaba? Bunu nereden çıkarıyorum derseniz; “W. M. Ramsay, Lanckoronsky, G. E. Bean ve özellikle Mehmet Özsait hocadan yararlanmış değilsiniz” diyor.

Oysa önceki yazılarımda da belirttiğim gibi, ben Pisidya Tarihi yazmıyorum. Zaten kimsenin yeniden yazmasına da gerek yok. Çünkü Mehmet Özsait iki cilt halinde yazmış zaten.

Aslında en önemli kaynak kitaplarımdan birisidir. Fakat benim Sagalassos’a temel oluşturması bakımından çok kısa bir Pisidya Tarihi olarak vaat ettiğim olay, zaten uzadıkça uzadı. Olaya bir de Mehmet Özsait’in Pisidya Tarihini sokarsanız bu işin sonu bulunmaz elbette.

Sayın Turnalı ben Seleukos yerine Selevkos veya Selevki sözcüklerini kullanıyorum. Çünkü güncel basın yayın ve günlük kullanımda bunlar kullanılıyor. Google’la girip Seleukos diye arasanız dahi, sonuçlar Selevkos olarak geliyor. Ben bu yazı dizisinde okuyucuda kalmasını istediğim iki şeyden birisi, Bergama Krallığı, Birisi de Selevkos İmparatorluğudur. Çünkü Helenistik Dönemi Pisidya, genel hatlarıyla bu ikisinin yönetiminde geçirmiştir. Burada Pergamon yerine de, Bergama sözcüğünü kullanıyorum.

Kretepolis veya Kretopolis; ve Alketaş sözcüklerine gelince, Kretepolis Türkçe ses uyumuna uygun olduğundan mıdır bilmiyorum, ama arama motorlarının Türkçe metinlerinde genellikle Kretepolis olarak geliyor. Kretopolis olarak ararsanız genellikle sayfa Türkçe olarak gelmiyor. Alketaş ise, M. Özsait’in Pisidya Tarihinin 114. Sayfasında da Alketaş olarak geçmektedir. Ben de çoğu yerde Alketaş olarak kullanmış olmama karşın arada bir Alkataş da demişim.

Burada Kretepolis’in yerine gelince elbette ki, W.M. Ramsay ile G.K. Lanckoronski’nin Kretepolisi Bademağacına lokalize ettiklerini, K.Kiepert’in İncirhan’a lokalize ettiğini ve G. E. Bean’in de bunu mantıklı bulduğunu ve M. Özsait’in ise İncir Sivrisini işaret ettiğini biliyorum.

Hatta bu konuda haddim olmayarak geçmişte ben de bir tahminde bulunmuştum. Köşe arşivime baktım: 23 Aralık 2010 tarihli yazımda, Kretepolis’in Seydiköy Asar olabileceğini ileri sürmüş ve ispatlamaya çalışmışım. Üstelik bu düşünce, Kretepolis’i İncirhan ve çevresine lokalize edenlerin düşüncelerine de uygun düşüyor.

Çünkü İncirhan zaten Seydiköy Asar Dağının Güney eteğinde bulunmaktadır. Yani İncir sivrisinin birkaç km. doğusunda kalıyor. Asar, çevresindeki sivri dağların aksine, zirvesi düz sayılabilecek biçimde balıksırtı bir arazidir. Ve buradaki antik kentin surlarının temelleri de hala yüzeydedir.

Görüşüme dayanak olarak MÖ 218 yılında Selgelilerin komşu Pednelissos’u kuşatması üzerine, Selevkos Kralının Garsyeris yönetiminde gönderdiği ordunun Kretepolis’i işgali ve izlediği yollardan hareketle, buranın Seydiköy Asar olması gerektiğini savunmuşum. Çünkü Asar, bu bölgede tarih boyunca Kuzey-Güney yönlü yolların geçtiği bir yerde ve Doğu-Batı yönlü yollara da hakim bir noktadadır.

Ulaşım ve haberleşme açısından da, Güneyde Kodrula, Batıda Kremna ve Keraitae, Kuzeyde Sagalassos’u görüyor. Yani bir haberleşme zincirinin ortasındadır.

Fakat ne var ki benim bu görüşlerimin bilimsel bir dayanağı yoktur. Benimkisi buralarda davar gütmüş, dolaysıyla bu dağları adım adım dolaşmış ve buraların efsaneleriyle büyümüş bir çobanın görüşlerinden öte bir şey değildir. Ama ne var ki, bu araştırma kurdu bir kere içime düşmüş. Bir türlü bırakamıyorum. Geçen yıl Yüreğil’de, bu sene de Kızılkaya’da aradım Kretepolisi. Ama gördüklerim beni tatmin etmedi. Doğru veya yanlış, ben hala, aksi ispatlanana kadar, Kretepolis Seydiköy Asar diyorum.

Yayın Tarihi : 8 Şubat 2014 Cumartesi 18:53:50


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?