30
Nisan
2024
Salı
ANASAYFA

Helenistik Kültür

Büyük İskender’in Asya Seferinin bir fetih ve ganimet seferi olmasından çok, bunun bir keşif ve kültür seferi olduğunu önceki yazılarımda da belirtmiştim.

Çünkü seferin daha en başında İskender yola çıkarken yanında 35.000 askere karşılık, asker olmayan esnaf, tüccar, sanatçı ve bilim adamı gibi sivillerin miktarının askerlerden daha fazla olduğu ileri sürülmektedir. Bu durum da göstermektedir ki, İskender buraları geçici sahiplenip vergisini almaktan öte, kalıcı amaçlar taşımakta ve yeni bir dünya düzenini hedeflemektedir.

Atina Kerameikonista'da bulunan heykelde İskender Herakles gibi arslan başlığı giyerken tasvir edilmiş, MÖ 300.

Nitekim İskender’in bu amacına büyük ölçüde ulaşılmış, on yıllık Asya Seferi sonrasında o zamanki bilinen dünyanın yarısından fazlasını ele geçirip, dünyanın gidişatını değiştirmiş, HELENİZM denilen ve doğu kültürleriyle Ege Kültürünün sentezinden oluşan yeni bir kültür ve yeni bir yaşam tarzı yaratarak, bu kültürle dünyaya damgasını vurmuştur.

Asya Seferi aslında, insanların kaynaştırılıp, birbirini ret etmeyeceği ve birlikte yaşayabileceği bir nevi tek dünya ülküsüdür. Dünyayı ve üzerinde yaşayan canlıları tanıma amaçlı bir bilim ve keşif seferidir.

Bu yüzden İskender seferinin en önemli durakları olan Anadoulu, Mısır ve Mezopotamya’da bir işgalci pozisyonundan çok bir kurtarıcı rolü üstlenmiş ve buraların halklarıyla kültürlerini dışlamak yerine sahiplenmiş, yönetimi yerel yöneticilerle paylaşmış, bir ayrıştırma politikası yerine bir kaynaşma politikası izlemiştir. Ve işte Helenistik Kültür de bu anlayışın sonucudur.

Bu arada bugünkü dünya kültür ve uygarlığının nerden geldiğine de kısaca değinmek gerekirse, genel kanı bugünkü Batı uygarlığı dediğimiz uygarlığın temelleri, Mısır ve Mezopotamya uygarlıklarına dayanmaktadır. Bu iki temel uygarlık Anadolulu potasında eritilerek ya da birleştirilerek Ege’ye aktarılmıştır.

Yine bu iki temel uygarlığın Kuzey kıyısındaki Anadolu gibi, Doğu kıyısında da İran vardı. Daha çok Mezopotamya etkisinde gelişen İran Uygarlığı, Persler döneminde tüm bu eski uygarlıkları bir çatı altında toplayarak, kültürler arası etkileşim ve gelişime büyük bir olanak sağladı.

Yani İskender’in yapmaya çalıştığı şeyi, aslında İranlılar siyasi anlamda yapmıştı. Fakat İranlıların kafasında, Pers kültürünü yaymak, yeni bir kültür yaratmak ve diğer halkları İranileştirmek gibi bir kaygıları olmamıştır. Ülkeleri bir yönetim altında birleştirerek kültürel etkileşimi farkında olmadan başlatmışlarsa da, onların amacı buraların vergisini toplamaktı.

İşte Büyük İskender Pers topraklarının tamamına hakim olduktan sonra, hatta daha en baştan, kültürel etkileşimi Persler gibi doğal seyrine bırakmak yerine, onu hemen ve bilinçli olarak harekete geçirmeyi birinci amaç haline getirdi. Bunun sonucunda da Helenistik Kültür ortaya çıktı. Bu kültür Roma’yı da etkileyerek ve kısmen de Latinleşerek, Ortaçağa dek sürdü.

Hıristiyan dünyasının tarihinde bin yılı aşan karanlık bir gece olarak algılanan ortaçağdan çıkış da Rönesans denilen yeniden doğuş hareketiyle mümkün olabilmiştir ki, Rönesans: Helenistik dönemin yeniden ele alınınp incelenmesiyle, bilim, kültür ve sanatta sağlanan gelişmelerdir.

Yani bugünkü Batı uygarlığının temel ayakları sayılan, Rönesans, Reform, coğrafya keşifleriyle bilim ve sanattaki gelişmelerin temeli, Helenistik kültürdür. İslam’ın yükselme dönemine de, Helenistik kültür temel teşkil etmişken, 10. Yüzyıldan itibaren, İslam dünyası da orta çağa girmiştir.

Bazı tarihçiler, özellikle de antik Yunan hayranı olanlar, Helenistik Kültürü antik Yunan kültürü olarak sunmaya çalışırlar. Fakat Helenistik Kültürü oluşturan ögelerin içinde, antik Yunan Kültürü kadar, Anadolu, Mısır, Mezopotamya, Pers ve hatta Hint ve Orta Asya Kültürlerinin de payı vardır.
 

Yayın Tarihi : 18 Ocak 2014 Cumartesi 10:43:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Dr. Selçuk Ant IP: 95.15.238.xxx Tarih : 19.01.2014 00:27:44

Muhterem Nazmi Öner;"geçmiş olsun !" dileklerimi sunar, saygılarımı yinelerim.


Teoman Törün IP: 88.253.212.xxx Tarih : 19.01.2014 14:47:37

 Öncelikle Hocama geçmiş olsun derim. Zannediyorum, Mülkiyeden arkadaşım olan Bilgin Turnalı gerçekten çok titiz bir entelektüeldir. Ama Sayın Gülse Akıncının işaret ettiği gibi, bedelsiz yaptığımız bu halk hizmetlerinin ivediliği bakımından kaynak göstermeye vakit kalmıyor.  Bir imkân zuhur eder kitaplaştırımaya girişince o zaman farklı bir özenin gösterileceği ve yazıların baştan indexinin ve kaynakların ikmâli ile devolepe edileceği muhakkaktır. Nazmi Hocamın yazılarının muhtevası çok doludur. İzni ile ben de ondan alıntılar yapacağım.  


Gülser Akıncı IP: 88.244.114.xxx Tarih : 18.01.2014 18:11:39

Sayın Nazmi Öner'in ve kendisine yorum yazan Bilgin Turnalı'nın yazılarından bilgilendiğimi  söylemek isterim. Anladığım kadarıyla Bilgin Turnalı arkeolog olmalı ki önceki yorumlarında da kaynaklar üzerine ağırlık vermişti. Nazmi Öner ise popüler olarak konuyu işlemiş ve kolay okunur şekilde bizlere sunmuş.  .

B.İskenden ve  onun başlatttığı  Hellenistik kültür çağın en önemli olayıdır. Hakkında pek çok eser yazılmıştır. Örneğin Valerio Massimo Manfredi'nin üç ciltlik eseri gibi... Bu eser roman özelliğini taşımamakla beraber yine gerçek bir tarih ve arkeoloji  kitabıdır. İskender'in lahdi İstanbul Arkeolojji Müzesinde bulunuyorsa da gerçekte o lahit Sayda krallarına aittir.Üzerindeki kabartmalarda İskender tasvir edildiğinden onun ismiyle tanınmıştır.

Yeri gelmişken değinmek isterim ki, Nazmi Öner'in yazısı popüler bir köşe yazısıdır. Köşe yazılarında Bilgin Turnalı'nın belirttiği bilimsel kaynaklara yer verilmez. Bilimsel yazı ayrı köşe yazısı ayrıdır. Bu bakımdan yazarın tenkit edilmesini doğru bulmuyorum. Nazmi Öner daha önce seyyahat yazıları yazarak bizleri epey aydınlatmıştı. Onun yazılırını yine okumak isterken  Turnalı'nın  yorumlarınında renk kattığını belirtmek isterim. Her ikinize de teşekkür ederim.


Ahmet Bilgin Turnalı IP: 212.252.139.xxx Tarih : 18.01.2014 14:09:40

Nazmi bey, uyarılarımı dikkate almıyorsunuz. Terminolojiye ağırlık verin ve kullanılan kelime ve terimlerin Türk bilim dünyasındaki karşılıklarını kullanın.Sizi tenkit değil teşvik ettiğimin farkında değilsiniz galiba...İskender'in Babil'deki bir humma nöbeti (belki de fazla içki tüketimi veya bir iddiaya göre zehirlenerek)sonunda M.Ö.323'deki vefatından sonra açılan Hellenistik Dönem (Helenistik değil !) M.Ö.31'de Yunanistan'ın batı sahilindeki Actium deniz savaşında kapandı.Sonra ilk imparator olan, Caesar (Latince Kaysar,Fransızca Sezar,Almanca Kayzer,Rusça Tsar)'ın küçük yeğeni (kadın yeğeni Atia'nın oğlu)Octavius iyi bir asker değildi-çok iyi bir devlet adamı olmasına karşılık-bu savaşta kendisini deniz tuttuğu ve asıl kazananın sonra damadı olan Agrippa'nın olduğu bilinir.İngilizcede uncle tek başına açık olarak amca-dayı farkı gözetmez.Bu bakımdan Augustus'un büyük dayısı Caesar'dır. Kolay gelsin...


Nazmi Öner IP: 178.233.89.xxx Tarih : 18.01.2014 18:48:47

 Sayın Ahmet Bilgin Turnalı. Öncelikle eleştirileriniz için teşekkür ederim. Burada benim de kendime göre düşüncelerim var.. Fakat şu anda yeni bir burun ameliyatı geçirdim. İyileşince yorumlarınızı yanıtlayacağım. Selamlar