30
Nisan
2024
Salı
ANASAYFA

Tarihte gezintimize ikaz ve uyarılar

Değerli okuyucularım.
13 Ocak günü burun ameliyatı oldum. Bunu önceden bildiğim için, en azından on veya on beş gün çalışamayacağımı düşünerek bu tarihten önce yazılarımı topluca göndermiştim. Aynı gün yayına giren yazıma, Sayın Ahmet Bilgin Turnalı bey yaptığı yorumla bazı uyarılarda bulunmuş. Tabii ki ben o gün hastanede gözümü bile açamayacak durumda olduğumdan yorumdan haberdar olmadım. (Bu arada geçmiş olsun dileklerini ileten dostlara teşekkür ederim, sağ olsunlar.)

Yorum şöyle:

esin turnalı IP: 212.xxx… Tarih : 13.01.2014 21:19:33
Nazmi beyin sunumunda birçok etimoloji hataları var. Sanırım kaynak olarak aldığı sadece popüler eserler. İpsos savaşı nerede oldu söylemiyor ayrıca. Bu konu ihtilaflıdır. Çay mı Şuhut mu Bolvadin mi ? Herkes birşey söyler. Diadoka diye birşey söylenmemeli. Satrap ama terminolojide DIADOKH denmek gerekir. Ayrıca Apemea da değil Apameia olacak. Daha doğrusu Apameia Kybotos. Burası da günümüzdeki Dinar'dır. Vs...Vs... Okuyan uzmanlar güler geçer ama genç öğrencileri yanlış yollara sevketmeyin. Kaynaklarınızı iyi seçin lütfen. Yabancı diliniz var mı onuda bilemiyoruz... Ahmet Bilgin Turnalı. Eğitimci ve Araştırmacı Profesyonel Rehber
.

Ahmet Bey yorumuna yanıt verilmediği gibi 17 Ocakta bir sonraki yazıda da, uyarılarının dikkate alınmadığını görünce bu kez aşağıdaki yorumu yazmış. Tabii ki ben yataktayım ve bundan da haberim yok.

Ahmet Bilgin Turnalı IP: 212.xxx… Tarih : 17.01.2014 20:17:36
Nazmi bey, önce bir durum özetlemesi yapalım. Amacıma gelince bu sizi kıyasıya eleştirmek değil. Sizi okuyan gençleri bazı yanlış anlamalardan ve terminoloji hatalarından kurtarmak. Bildiğiniz gibi, gençler artık kitap okumuyor. Pisidia çok derin bir konu. Ama görebildiğim kadarı ile, W.M.Ramsay, Lanckoronsky, G.E.Bean ve özellikle Mehmet Özsait hocadan yararlanmış değilsiniz. K.Kiepert haritası da piyasada yok gibi... Terimlerde bilimsel imla kullanılmıyor gibi...Seleukos'lar bizde Selefküsler veya Suriye Devleti diye kullanılır. Selevki iyi bir terim değil... Naip Perdikkas'ın kardeşini de Alketaş diye yazmayın-Alketas daha doğru.Gelelim Pisidia kenti Kretopolis'e...Kretepolis asla değildir.Yerini de belirtmiyorsunuz. İpsos gibi oda münakaşalıdır. Ramsay Bademağacı der. Mehmet Özsait haritalar ve arazi araştırmalarına göre İncirdere/İncirlihan yakınlarında Sivritepe civarını gösterir. Yazılarınıza devam edin ama önerilerime de lütfen kulak verin. Kolay gelsin...

Ahmet beyin yorumlarına yanıt gelmediği gibi, uyarıları da dikkate alınmayınca 18 Ocakta üçüncü kez uyarmış. Aynı gün durumu bana bir yakınım telefonla bildirdi ama yanıtlayacak durumda olmadığımdan, sadece ilerde yanıtlayacağımı belirttim.

Bunun üzerinde neden bu kadar duruyorum? Çünkü burada Sayın Ahmet Bilgin Turnalı’yı yanıtlamak kadar, okuyucularıma yolculuğumuzun başlangıcındaki sözlerimi hatırlatmak istiyorum. Çünkü bu durum, bu yazı dizisindeki amacımızı ortaya koyarak, Sayın Turnalı için de bir yanıt oluşturacaktır. Ayrıca bu tarih yolculuğumuza sonradan katılan okurlarımızın da bilgilenmesini sağlayacaktır diye düşünüyorum.

Arşive baktım 4 Ekimde başlamışız bu yolculuğa. Siyasi yazıları bırakarak, sizi Tarihte yolculuğa davet ettiğim o yazımda ana hatlarıyla şunları yazmışım.

Gezi yazılarıyla ne güzel, İran’ı, Kafkasları, Türkistan ve Orta Asya’yı, Sibirya’yı dolaşırken zalim devletin, gariban vatandaşa 2B zulmü ve 3x4 sistemiyle eğitimde Talibanlaşmaya doğru hızla yol alınması, beni yeniden siyasi yazılara çekmişti. Arkasından “Ne olacak bu CHP’nin hali” derken; AKP faşizan bir sarmala girdi ve ondan daha kötü bir duruma düştü. Gezi parkında herkesin foyası ortaya çıktı. Türkiye’nin itibarı bir anda sıfıra düştü. Ergenekon kin ve intikamın zaferiydi belki, ama ülkede iyinin, güzelin, adaletin bittiği yerdi.

Bir de dışa bağımlı bir çözüm süreci başlatılmıştı ki, tam da bu sırada dışarıyla da bağlar koptu. Komşularla sıfır sorun, dünya ile barış ve işbirliği içinde dostça yaşam projelerinde epeyce yol alınmışken, Başbakanımız içerde olduğu gibi ipleri dışarıda da kopararak, eskisinden daha yalnız ve eskisinden daha düşman bir denizin ortasında bir ada olarak kaldık.

Anlayacağınız siyasetin çarkı öylesine hızlı dönüyor ki, bir kere kaptırdınız mı kendinizi, kolay kurtulamıyorsunuz. Ne zaman artık şu olaydan sonra siyasetten çıkayım desem, arkasından daha belalısı geliyor, siyasetin fasit dairesinden çıkamıyorsunuz. Aslında Gezi Parkını henüz bitirmemiştim ve şimdi de, bir kralın ulufe dağıtması gibi en antidemokratik bir sunumla Demokratikleşme Paketi açıldı.

Onun için baktım ki, şu anda siyasete bir çizgi çekip çıkamazsam, bunun sonu gelmeyecek ve bu bataklıktan hiç çıkamayacağım. O yüzden dedim ki, Gezi Parkı yarım kalsın, demokratikleşme paketine hiç girmeyeyim, belediye seçimleri gelmeden bu çemberden çıkayım.

Çıkınca hangi alana gireceğimi bile kararlaştırmamıştım. Aslında 2011 ve 2012 gezilerinin yarısını bile yayınlamamıştım daha. Hemen bu alana geçebilirim diye düşünüyordum. Fakat tam da o günlerde, 23 yıldır Sagalassos kazılarını yöneten Prof. Dr. Marc Wealkens ile bir söyleşi yapmıştım. Belki o söyleşinin de etkisiyle, bu kez daha değişik bir alanı denemek geldi içimden ve sizleri biraz da tarihte dolaştırmak istedim. Bu nasıl olacak derseniz, önünüze Anadolu Tarihinden bir kesit koyacağım. Yani MS 2000’lerden, MÖ 5000’lere doğru Sagalassos Tarihinde tersine bir yolculuğa çıkacağız.

Sevgili okuyucular ve özellikle de tarih ile arası soğuk olanlar, sakın korkmayın! Çünkü Sagalassos bildiğiniz anlamda sıkıcı bir tarih kitabı olmayacak. BİLİM ADAMLARININ, BAŞKA BİLİM ADAMALARI İÇİN YAZDIĞI AKADEMİK BİR ARKEOLOJİ ESERİ DE OLMAYACAK. Bu yazı dizisi, tarih içinde kafamıza göre takıldığımız bir gezinti rehberidir. Amacımız tarihle, tarihi yerler ve eserlerle ilgili sorunlarımız üzerinde birazcık düşünme, düşleme ve beyin jimnastiği yaparak, bu alandan faydalanma yollarını keşfetmektir.

Nasıl ki bireysel anlamda evimizi, işyerimizi, arabamızı, eşyalarımızı korumak ve temiz tutmak için büyük bir özen gösteriyorsak, şahsımıza ait olmayan ama yaşantımızı biçimlendiren ve gelecekte çocuklarımızın, torunlarımızın yaşamına yön verip, bizleri temsil edecek olan kültür varlıklarına da aynı özeni göstermek, ahlakın, çağdaşlığın ve temel insani değerlerin gereğidir diye düşünüyorum. Sagalassos ile de, bunlara birazcık dikkatinizi çekmek istiyorum.

Evet yolculuğa böyle başlamış ve ikinci yazımda “TARİH İNSANLIK HAFIZASIDIR” demişim.

Görüldüğü gibi Sayın Turnalı’nın Tarih Biliminin bilimsel özelliklerinin korunması konusundaki kaygıları ne denli haklı ve gerekli de olsa, biz burada Tarih bilimi yapmadığımız ve kimseye tarih dersi vermek gibi bir niyetimiz olmadığı için, bizim de yanlış bir işlem içinde olduğumuzu düşünmüyorum.

Hatta kendi kabuğunda, halktan ve yaşamdan kopuk duran o bilim ve bilgiyi, halkın istifadesine nasıl sunabiliriz, mücadelesini verdiğimiz için ona zarar değil, katkı sağladığımızı, işe yarar hale getirmeye çalıştığımızı düşünüyorum. Bunun nasıl ve ne biçimde ve neden terim ve terminolojiler dışında yapıldığını ise gelecek yazılarımda açıklamaya devam edeceğim.

Sürecek…

Yayın Tarihi : 28 Ocak 2014 Salı 10:57:56


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yasar ertas IP: 5.61.150.xxx Tarih : 28.01.2014 13:55:15

Ikaz ve uyarilar olabilir yanlisliklar olabilir. zittina gidis fikirler olabilir. Sayin Esin Tunalinin Apemea degil Apemiea"si dogru olabilir. Sayin Ahmet Bilgin"nin elestirileri ikazlari olabilir. Sayin yazarimizinda bunlara cevap vermesi olabilir. Iste ben kenardan fazla tarih bilgisi olmayan olarak. Okur bir seyler ögrenirken, bu ne güzelliktir diyorum. Güzellikle ikazlar, uyarilar bunlara Tatli güzel cevap vermeler.Ne hostur. Beni ögrenmemden daha cok mutlu etmektedir. Iste böyle aydinlara böyle aydinlik tutan kisilere saygilarimi sunuyorum. Her ne olursa olsun, Yazanlar konuyu bulanlar. Elestirenlerden bir kademecik hakliliklari fazladir.. Bu bir kademecik hakliligi elestirenler güzel söz ve elestireliri ile bunu kapatma haklarini kullanirlarsa bu da ne güzelliktir. Sahsen ben burada bu nu gördügümden memnunlugumu bir daha paylasmak istiyorum tekrar saygilarimi herkeze iletiyorum.tesekkür ediyorum. NOT:Kiyasiya elestirmek degil, Kulak vermeniz Sözü icin Ahmet Bilgine tesekkürler Hani bir imkan olsada hepimiz beraber Tatli Tatli sohbet Edip bir aci kahve icebilsek. Sen dogrusun ben Dogruyum birbirlerini yiyenlere örnek olunsa Hani yani politikacilarimiza nasip olsa ne iyi bir toplum olusur. Bu toplumla gurur duyulurmu duyulur.


yasar ertas IP: 5.61.150.xxx Tarih : 29.01.2014 20:17:54

Sayin Dr. Selcuk Ant; Saygi ve sevgilerimi iletirken Uzun ince bir yoldayim. Türküsünü dinlerken, yolumun ince ama uzun olmadigini gecmise bakarak degerlendirirken, yorumunuzu görü görüverdim. Beethovenin adini okuyunca hanimimin ablasi bana bir dogum günü hediyesi, Beethovenin CD"sini hediye etmisti. Bunuda dinlerken, uzun ince bir yolda oldugumu ve bu yolun bitisi olsa bile kanatlanarak bu hedefe bu müzikleri dinlerken bir hos gidiyorum. Bu Cd. Bende hala duruyor. Hediyeyi bana veren, uzun ince yolunu tamamladi.Ne uzunluk kaldi ne incelik. Bir memleket vardir bir günde dört mevsimi yasar. Sizide yorumlarinizdan böyle taniyorum. Kah kiziyorsunuz kah ver yansin yapiyorsunuz Kah bir güzellik bir güzellik kah bas fircayi yapiyorsunuz. Bu fircalardan nasibini alanlardan biride benim. Bundan yana bazi fircalar iyimi iyi diyorum. Banada bazi kisilerede gerekmi gerek diyorum. Nokta`yla virgül`e biraz dikkat ediyorum. Kal saglicakla....

NOT:Cok sisirdiniz her an patliyabilirim. Özür!!! (isin sakasi)


Dr. Selçuk Ant IP: 95.15.238.xxx Tarih : 29.01.2014 18:45:50

Kent Haber Sitesi'nden tanıştığımız Sayın Yaşar Ertaş'a ben de sevgi ve saygılarımı sunarken, kendisine şu mesajımı iletmek istedim:
Sayın kardeşim; Keşke bizler de senin gibi ve polyanna gibi olabilseydik, ülkemiz ve dünyamız ne kadar güzel ve de ne kadar mutlu olur idi.. Ümidimi hiçbir zaman kaybetmedim; bir gün gelecek ve bu vakitte Beethoven'ın "sevgi ve kardeşlik" üzerine bestelediği '9. Senfonisini' senin ile birlikte dinleyeceğiz ! İyilikler ve güzellikler timsali olan sana, sevgimi ve saygımı yinelerim !


Dr. Selçuk Ant IP: 95.15.98.xxx Tarih : 30.01.2014 18:38:30

Sayın kardeşim Ertaş;
Doğru düşünen ve en temiz duygulara sahip senin gibi bir kişiyi her zaman takdir etmişimdir. Sen ve ben aslında aynı duygu ve düşüncelere muktediriz. "Patlamak" kavramı zayıf kişilere mahsustur; bizler ise patlamadan ve özümüzde olan sağlam karakterlerimizle mücadelemize devam edeceğiz. Şimdilik bu konuyu burada sonlandırmak isteğimle, gelecekteki diğer gelişmelerle ilgili hususlarda görüşmek dileklerimle sana içten sevgilerimi  ve saygılarımı sunarım ! 
 


Teoman Törün IP: 88.253.81.xxx Tarih : 28.01.2014 18:24:15

A benim temiz yürekli, güzel niyetli dostum Yaşar Ertaş. Hep ince dokunuşların, uzlaştırmacı girişimlerinle kızışan ortamı serinletmeyi biliyorsun. Tanrı senden razı olsun.


yasar ertas IP: 5.61.150.xxx Tarih : 29.01.2014 17:09:55

Sayin Teoman Törün, Saygilarimi sunar ellerinizden öperim. UZUN INCE BIR YOLDAYIM GIDIYORUM GÜNDÜZ GECE türküsünü dinlemeye geciyorum.