Antalya Şair, Ozan, Yazar, Müzisyen ve Ressamlar Derneğinin (Anşoyad) Mart 2011 başında vermiş olduğu Türk Halk Müziği konseri, seyirci ve müzik otoriteleri tarafından takdirle karşılandı. Antalya Büyükşehir Belediyesi salonunda verilen konsere katılım da yüksekti.
Konserin başında bir açış konuşması yapan, dernek başkanı Şükrü Erciyeslioğlu, toplumsal gelişmede sanat ve sanatçının önemini belirttikten sonra, Anşoyad’ın çalışmaları hakkında bilgi verdi.
İki bölüm halinde sunulan konserde, Anadolu’nun değişik yörelerinden seçilip harmanlanmış türküler, Müzik Öğretmeni Güngör Yalçın’ın usta yönetimi ile tatlı bir bahar esintisi gibi, ruhumuzu okşayarak akıp gitti. Koronun söylediği türküleri solo türküler izledi ve zamanın nasıl geçtiği fark edilmedi.
![]() |
Anşoyat Başkanı Şükrü Erciyeslioğlu ve Mehmet Özbek. |
Konserin bitiminde Anşoyad Başkanı Şükrü Erciyeslioğlu, sanatçılara plaket ve çiçeklerini vermek üzere, önce Muratpaşa Kaymakamı Fatih Kocabaş’ı sahneye davet etti.
Kaymakam Fatih Kocabaş: sanatçıya çiçeğini verip kutladıktan sonra, her yaştan vatandaşı sanatın içine çekerek, onlara sanat icra ettirilmesini ve yine her yaştan vatandaşlara izletilmesini takdirle karşıladığını belirterek Anşoyad’ı kutladı.
Toplumun gelişmesinde ve toplumsal ilişkilerin sağlıklı yürütülmesinde sanatın etkili olduğunu söyleyen; Kaymakam Fatih Bey burada oldukça güzel ve ilginç bir sanat tanımlaması da yaptı. “Ruhsuz insan bedeni ne ise, sanatsız toplum da odur. Sanat toplumda iyinin, güzelin ve sevginin ifadesidir” dedi. Doğrusu bu tanıma katılmamak olanaksızdır diye düşünüyorum.
Başkan Erciyeslioğlu, bir başka sanatçıya plaketini vermek üzere Mehmet Özbek’i “Türkülerin Babası” diyerek sahneye davet etti. “
Antalya’da şarkıların babası Gültekin Çeki ağabeyimiz vardı. Fakat türküler öksüzdü. Şimdi Sayın Mehmet Özbek de Antalya’ya yerleşince, türküler de babasına kavuştu” dedi.
Mehmet Özbek de sanatçıya plaketini verdikten sonra yaptığı konuşmada, korodaki sanatçıları ve şef Güngör Yalçını kutladı.
Amatör olsun, profesyonel olsun, müziğin ruhun gıdası olduğunu, insanları dinlendirdiğini ve coşturarak mutlu ettiğini belirtti. Atatürk’ün çok güzel bir Rumeli türküsünü dinledikten sonra, bundan etkilenerek 150’likleri affettiğini anlattı.
![]() |
Plaket töreni |
Antalya’da “Şarkıların Babası” olarak sahneye davet edilen Türk Sanat Müziği bestekâr ve sanatçısı Gültekin Çeki de, Batı müziğinin baskısı altında kalan Türk Müziğinin, bir zamanlar çok aşağılanıp hor görüldüğünü, bilimsel bir değer taşımadığının ileri sürüldüğünü anlatarak, böyle düşünenlerin, Türk Müziğini tanımayan kişiler olduğunu söyledi.
“Zaman içinde Türk müziğinin değeri anlaşılmakta olup, özellikle Hüseyin Sadeddin Arel gibi bilim adamlarının çalışmaları ve müzik alanında eğitim yapan bilim adamlarımızın çalışmalarıyla, dünyadaki gerçek yerini almaktadır” dedi.
Ayrıca Batı nota sisteminin, tam olarak Hamparsum notasının yerini tutamadığını belirterek: “O zamanlar bu notalarla Türk Musikisi eserlerinin yazılamayacağı ileri sürülmekteydi” dedi. H. Sadedin Arel ve arkadaşlarının donanım işaretlerini bularak ve kendi ses yapımızın icra özelliğine göre, bir Türk Musikisi terminolojisi ortaya koyarak bu sorunu da çözüme bağladığını belirtti.
“Gelecekte Türk müziği çok daha ileri gidecek ve dünya çapında bir gelişme yakalayacaktır. Çünkü şu anda Türk müziğinin kullanılan bölümü, Missisipinin kenarında bahçesini sulayan bir çiftçinin nehirden aldığı su kadardır. Asıl nehir hala boşa akmakta ve bu alandan yeterince yararlanılamamaktadır.” Dedi
Sonuçta Anşoyat Türk Halk Müziği Konseri, bir müzik ziyafeti olduğu kadar, sanat ve müzik konulu bir açık oturuma dönüşerek, alanında otorite olan kişilerin görüş ve düşüncelerinden yararlanmamızı da sağlamış oldu diye düşünüyorum.
Ödül töreninin bitiminde Onuncu Yıl Marşı, koro sanatçıları ve salondaki herkes tarafından, büyük bir coşku ile ayakta okunarak, etkinlik sona erdirildi.