18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Baku Kalesi

''Kal'a-i Bakü'ye bin elli yedi senesi muharreminin evvel cuma gününde dahil oldum. Moskov kralı Dârâ'nın Hazar Denizi sahiline inşa ettiği bu "kal'a-i ra'nâ"nın etrafının yedi yüz adım olduğunu söylüyor.”

Evliya Çelebi

Evliya Çelebinin 1647 senesinde ziyaret ettiği Baku Kalesinin çevresinde Kemal Hüseyinovla ile dolaştık; değil 700 adım, belki 2700 adımdan bile fazladır sanıyorum. Bu da kalenin sonradan genişletilmiş olduğunu göstermektedir.

Kalenin Kız kalesinden tarafı.

Baku Kalesi 1382-1538 yılları arasında yaklaşık 150 sene varlığını sürdüren Şirvanşahlar devleti döneminde yapılmış. Şirvanşahlar Baku’yü başkent olarak seçtikten sonra burada eski kentin merkezi ve hakim noktasına Şirvanşahlar Sarayını yaptırdıktan sonra, muhtemelen etrafını surlarla çevirterek kalenin temellerini atmış olmalı. Zamanla şehir geliştikçe de surlar ve kale genişletilip üzerine ikinci kat sur yapılmış.

Kalenin iki katlı surları

Kemal Beyin anlattığına göre gezdiğimiz bu eski Baku’nün asıl merkezi kale içiymiş. Hatta daha 12. yüzyıla dek Bakû sadece kale içinden ibaretmiş. Fakat zamanla şehir gelişerek kale duvarlarının dışına çıkınca, kale içine içeri şehir denilmiş.

Kalenin kız kulesi tarafından, eski şehrin iç kısmına doğru ilerliyorduk. Arazi Kız Kalesinden Baku Kalesine ve denizden içeri doğru yükseliyordu.

Baku Kalesi

Kalenin surları ve burçları oldukça sağlam ve bakımlıydı. Sanıyorum iyi bir restorasyon geçirmiş. Çünkü bu güne dek bu kadar düzgün ve sağlam bir kale görmedim diyebilirim. Ayrıca çevre düzeni de olabileceğin en iyisi gibiydi.

Örneğin aşağıdaki fotoğrafta görülen bina, kale dışında ve surlara çok yakın bir yapı olduğundan olmalı, estetik olarak çok ince elenip sık dokunmuş diyebiliriz.

Surların karşısında estetik bir bina.

Unesco Baku Kalesi içinde bulunan Şirvanşah Sarayı ve içeri şehir ile Kız Kulesini Dünya Kültür Mirası listesine almış. Bunlar gerçekten çok güzel ve önemli tarihi değerler. Özellikle Şirvanşah Sarayı bölgenin en önemli taş yapılarından birisi olarak kabul ediliyor. Daha doğrusu bir yapılar topluluğu, bir külliye gibi.

Kalenin karaya (guruya) açılan kapısı

Kemal Beyle kalenin etrafında dolanmaya devam ediyoruz. Kale çevresindeki binalar da çok güzel, estetik ve tarihi binalar. Surların çıktığı en yüksek noktadan sonra, hafif bir yay çizerek sağa yöneldiği yerden biz de surları izleyerek ileri devam ederek, yukarıdaki fotoğrafta görülen kale kapısına geldik.

Bakı qalasının iki qapısı olub. Onlardan biri Xezer denizine, ikincisi ise quruya açılırmış.” (Alıntı)

Surların bu bölümünde bir giriş kapısı vardı ve bu kapı yukarıdaki alıntıda sözü geçen kuruya açılan kapı olmalıydı. Kaleye buradan girerek gezimizi kale içinde sürdürdük.

Kale İçi

Kale içi dar sokakları, tarihi yapıları ve buralarda hediyelik eşya satan küçük dükkânlarıyla, Antalya’nın Kale içini andırsa da, Antalya’daki renklilik ve hareketlilikten eser yoktu. Hatta buralar bomboştu denilebilir.

Fakat daha düzgün ve düzenli olduğu dikkate alınırsa, gelecek için büyük bir turistik potansiyele sahip olduğunu da kabul etmek gerekir. Komünizm döneminde hizmetlerin devlet tarafından verilmesi, Gürcistan ve Azerbaycan’da hizmet sektörünün henüz rayına oturtulamadığını göstermektedir.

Kalenin çıkışında Kemal Hüseyinov

Baku’nün Azatlık meydanından kaleye dek uzanan bu sahil bölgesi, kale ve yakın çevresi, tarih ve doğasıyla, temizlik, bakım ve düzenlemesiyle gerçekten çok güzel olup, bence buralar: turizm potansiyeliyle gelecekte Azerbaycan’ın ikinci petrolü olacaktır.

Hizmet sektörü geliştikçe, buna paralel olarak turizmin de gelişeceğini ve o zaman bu tarih hazinelerinin gerçek değerini bulacağını düşünüyorum.
 

Yayın Tarihi : 4 Mart 2012 Pazar 00:22:37


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yasar ertas IP: 94.135.148.xxx Tarih : 4.03.2012 15:11:58

resimlere baktim baktikca bakasim geldi gözlerimden bir kac damla yas geldi gözlerim bu güzelliklerden sevinmis olacakki sevinc göz yaslari sevinclerini ispat ediyormuscasina yaslarini sali sali veriyor ardi ardina dahada baktikca kafama ruhuma bir hosluk geliyor bu resimler bu güzellikler azerbacani baku yu azerileri sevdiriyor  bana iscisine ustasina temizlikcisine emegi gecen yöneticilerine helal olsun diyor iste  budur diyor daha nice güzelliklere hep elele diyor saygi ve selamlarimi iletiyor yasayin bu güzellikler icinde azerbeycana azarbeycanlilara helal olsun