18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Bir ülke nasıl gezilirse öğrenilir?

Gezmek her şeyden önce yürümektir. Araba ise gitmektir. Yani bir şehirden başka bir şehre gitmektir. Aynı şehir içinde yürünemeyecek kadar uzak mesafeler için de araba kullanılabilir. Ama şehirde ziyaret ettiğiniz her yere araba ile giderseniz, ziyaret ettiğiniz yerlerin hangi şehirde olduğu artık önemli değildir. Çünkü ziyaret ettiğiniz yerler, o şehirle bütünleşmemiş ve havada kalmıştır.

Novosibirsk’te bir park

Oysa bir ülkeyi, bir bölgeyi veya bir şehri tanımak için, şehirlerarasında tren veya otobüsle yolculuk ederek kırsalını iyi gözlemek ve incelemek gerekir.

Şehre varınca da orada ana caddesinden, arka sokaklarına kadar yürümek, yapıları, imarı ve insanları gözlemek, insanların gözlerinde yaşama sevincini veya kederi, umudu veya umutsuzluğu, sevinci veya yılgınlığı, güveni rahatlığı veya güvensizliği anlamaya çalışmak gerekir.

Kırsalına çıkmak, köylerde dolaşmak ve mümkünse piknik yerlerinde, tarlasında, bahçesinde izlemek gerekir. Okul programlarından ibadethanelerine, ticarethanelerine dek, gelişmelerini ve bunların yaşama etkilerini araştırıp soruşturmak gerekir.

Romanya kırsalından

Lüks alışveriş merkezlerinden başka, yerel pazarları, mahalle bakkalları, sokak satıcılarını da görmek gerekir. Örneğin Rusya’da dil konusunda sıkıştığınız anda, nerede bir Türk bulacağınızı bilmek için, yaptığı işlerle bir ilişki kurabilmek gerekir ki: taksiciler, sokak satıcısı ve dönerciler genellikle Türk veya Tacik’tir.

Tur şirketinin hazırladığı beş yıldızlı otelden başka üçüncü sınıf otellerinde, misafirhanelerinde, çadırlı kamp yerlerinde, hatta bazen konuk olarak evlerinde o ülkenin insanlarıyla beraber, hatta bazen aynı odada üç beş kişi kalmak, sohbetlerine katılmak gerekir.

Sydney’de bir aileler toplantısı

Bir turistin, o ülke veya şehrin insanları ne yiyor, ne içiyor, lokantası, büfesi, sokak satıcıları ve evlerinde yedikleri şeyler hakkında bilgi sahibi olmadan, yalnızca lüks otellerin genelde dünya standartlarında, gelen müşterinin damak tadına göre hazırlanan yemeklerine bakarak bir fikir sahibi olması olanaksızdır.

Buralarda gelen turisti tatmin amacıyla konulan birkaç yerel yemek dahi, göstermelik olup gerçek bir fikir veremez. Gerçekten yerel yemekleri görmek ve yemek istiyorsanız, onu beş yıldızlı otellerde değil, yerel mekânlarında bulabilirsiniz.

Çelyabinsk’te (vakzal) tren istasyonu

Bir yer veya şehri gezmek, orayı yaşamaktır. Yaşamadan üç gün veya beş gün de gezseniz orası hakkında doğru bir fikir sahibi olamazsınız. Ama şehri yürüyerek gezer, kahvesinde, parkında, restoranında, otelinde, bakkalında pazarında o ülke insanlarıyla birlikte yaşarsanız bazen bir gün bile şehri tanımanıza yeterli olacaktır.

Ama bu çok ama çok zor ve bazen de çok riskli bir iştir. Özellikle de Türk Cumhuriyetleri gibi henüz devlet aşamasına ulaşamamış ülkelerde tek başınıza geziyorsanız risk daha da büyüktür. Ama bir yeri gerçek yüzüyle tanımanın başka yolu da yoktur sanıyorum. Aslında yanınızda bir arkadaşınız olsa, zorluk yine aynıdır ama risk çok azalır.

İrkutsk’ta Özbek bir sokak satıcısı ve ruple olarak fiyatlar (Bir lira 15 Ruple)

Çünkü devletin olmadığı mafyanın egemen olduğu, polis devletlerinde, tek başına bir yabancı, özellikle de benim gibi, bir de yaşlıysa, kolay hedef olarak görülmektedir. İki kişi olunca aslında hiçbir güç farkı olmasa bile psikolojik olarak birbirlerine güven vermesi kadar, saldırganı da caydırmaktadır.

Ama ben, gezi masraflarını da kabul ettiğim halde, günde 12 saat gezecek ve bu 12 saatlik gezi süresince en az 6-7 saat yürüyecek, bulduğu yerde yatıp bulduğunu yiyerek geçinecek, kırk elli saatlik tren ve otobüs yolculuklarına dayanabilecek bir arkadaş bulamadım. Gepegenç insanlar dahi, günde 2-3 saatten fazla yürümeyi, belli bir standardın altındaki konaklama tesisinde kalmayı ve düzensiz bir beslenmeyi kabul edemedikleri için geziye tek başıma çıkmak zorunda kaldım.

Tuva’nın Başkenti Kızıl’da Otogar tuvaleti

Bu gezi ile ilgili yazıların tamamı, çok uzun bir zaman alacağı için, şimdilik sadece kısa bir tanıtımla yetineceğim. Önce Avustralya gezisi hakkında bir yazı ile kısaca bilgi verdikten sonra, maceralı Avrasya gezimden de birkaç yazıyla kısaca söz etmek istiyorum. Daha doğrusu Avrasya ve Türk dünyası hakkında yanlış bilinen, ezber bozan durum ve özellikleri, birkaç yazıyla dile getirmek ve sizlerle paylaşmak istiyorum.
 

Yayın Tarihi : 14 Eylül 2012 Cuma 10:30:55


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Nazmi Öner IP: 178.233.80.xxx Tarih : 15.09.2012 16:02:37

Sayın Dr.
Elbette ki bizim ülkemiz de çok güzel. Anadolu Uygarlığı dünya kültür uygarlığının temeli sayılan Mısır ve Mezopotamya uygarlıklarını birbirine bağlayan ve bütünleyen bir uygarlık. Ayrıca Akdeniz Uygarlıkların daima içinde hatta ortasında olmuştur. Bu yüzden elbette ki Türkiye’nin tarihi ve coğrafi özellikleri dünyada eşine az rastlanan bir zenginliğe sahiptir. Ben Türkiye’yi meslek hayatımda tayinler ve sürgünler nedeniyle tanıdım diyebilirim. Gidemediğim yerlere de turlarla gittim. Ama turlarla bir ülkeyi tanımanın zorluklarına yazımda da değindim.
Bu yüzden, benim önerim gezmek istediğiniz yeri önce internet ve başka kaynaklardan iyice araştırın. Bunları bir şehir planı üzerinde yerleştirin. Bunları okuyarak önce hayal edin. Gerekli motivasyonu sağlayamadıysanız, yeniden okuyup gezme ve görme arzunuzu kamçılayın. Çünkü gezmek öncelikle bir tutku ve motivasyon işidir.
Bunları yaptıktan sonra gidip o şehirde birkaç gün kalın. Örneğin hafta sonları gittiğiniz sayfiye kenti yerine, yakında hiç gitmediğiniz bir kente gidip iki gün geçirin. Bir şehirde yaşamadan tam bir fikir sahibi olmak zordur. Bir otele yerleşip, gezeceğiniz yerlere yürüyerek gidip, topladığınız bilgileri orada arayın ve kendi bilgilerinize göre düşünün. Daha sonra o şehre gelen bir gezi gurubuna katılarak aynı şeyleri bir de onların rehberinden dinleyin, aradaki farkı göreceksiniz, diye düşünüyorum.
Aslında benim yurt dışı gezilerim de, tam istediğim gibi olmadı. Olanaklarım ve özellikle de zamanım yetersizdi. Bazı ülkelerde rüşvete ve taş devrinden kalma kurallara takıldım. Bazen zaman yetersizliğinden gittiğim yerde yeterince kalamadım. Bazen de gittiğim yerde yatacak bir yer bulamadım. Örneğin Abakandan külüstür bir köy arabasıyla 13 saatte, Kızıl’a gittim. Altaylarda Tuva Özerk cumhuriyetinin başkenti olan 100 bin nüfuslu Kızılda sadece üç otel vardı ve üçü de doluydu. Akşama kadar gittiğim yolu gece sabaha kadar geri döndüm. Yani bu tür geziler çok zor, çok riskli ama başka türlü bir ülkeyi tanımak da olanaksız. Yurtiçi gezilerde böyle bir zorluk ve belli bölgeler dışında risk yok. Kısaca aklıma gelenler bunlar. İlginize teşekkür ederim.


Dr.*s IP: 95.15.194.xxx Tarih : 14.09.2012 22:59:55

Sayın Öner; Dünyanın güzelliklerini bize sunduğunuz için size minnettarlığımı belirtirim; ancak, kendi ülkemizin de güzelliklerini öğrenmemiz için hangi koşulların ve hangi vasıtaların gerekli olmasını da açıklamanızı bekler, içten hürmetlerimi sunarım. 


Teoman Törün IP: 88.241.149.xxx Tarih : 18.09.2012 14:17:54

Sayın Hocam,

Beni hep mahcup bırakan hiç esirgemediğiniz iltifalarınız ve moral desteğiniz bana daima güç verdi. Bu yazının bir örneğini benim yorum köşeme yazdığınız mültefit yazıya karşılık aynı köşede yazdım. Gözden kaçmaması için bir de sizin köşenizde yineliyorum. Benim de (yazlıkda bulunmamın yarattığı bazı engeller dışında) merak ve zevkle izlediğim çok zengin gezi anılarınızadan çok çok değerli bilgi kazanımlarım oldu. Ellerinize, zihninize, yüreğinize, seyahatname söz konusu olduğuna göre doğal olarak ayaklarınıza sağlık. Bilmiyorum, geçmiş bölümlerde bazı okurlarımızla yorum köşelerinde yaptığımız fikir alış verişi sonucu, şu anda yayınlanmakda olan "Çehov" bahsinden sonra (ki Rus Edebiyatında, çok karmaşık toplumsal ve siyasal hareketlenmelerin de etkileyeceği) XX. asıra giriş faslından itibaren kısa biografi ve tek bir öykü ya da öykü-roman-oyun özeti ile iktifa edip, daha çok siyasal gelişmelere referansda bulunacağım. Yoksa, gerçekden çok zengin Rus Edebiyatı dizisini bitirmeye ömrüm vefa etmeyecek; başka yazı projelerine sıra gelmeyecek. Bilgilerinize sunarım; ama derinleşmesine lüzum gördüğünüz konularda yorum köşem katkılarınıza amade olacak. Baki saygılarımla.