24
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Devlet ve Açılıma Bakış (10)

10- AÇILIM İÇİN DTP’YE SİVİL ELEŞTİRİ VE DESTEK

Açılımın en hararetli savunularından olan ve Kürtlerin temsilciliğine soyunan Demokratik Toplum Partisi (DTP) açılımın en zor virajı gibi ve en karanlık noktası gibi bir şey. Oysa yıllardır bu sorunun çözümünde hiçbir gelişme kaydedilememesinin nedenlerinden birisi de, sorunu görüşecek yasal bir muhatap bulunamamasıydı. İşte DTP’nin parlamentoda varlığının bir kazanç olduğunu savunanlar, onun bu boşluğu doldurmasını beklemektedir. Bu yüzden açılım için görüşleri sorulmaktadır.

Ama Erdal Şafak’ın Sabah Gazetesindeki köşesinde de belirttiği gibi, DTP bu konularda pek de net değildir.

DTP'nin kamuoyuna açıklanan önerileri şöyle sıralanıyor: 1- Sivil Anayasa hazırlansın. 2- Anayasa'da etnisiteyle ilgili ayrıntılara yer verilmesin, "Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı" vurgusu öne çıksın. 3- Anayasa'daki anadil sınırlamaları ve eğitim hakkı önündeki engeller kalksın. Anadilin basınyayın ve sosyal-kültürel alanlarda, siyasal propagandada, kamu kuruluşlarında kullanımında karşılaşılan sorunlar çözümlensin. 4- Yerel yönetimler siyasal, ekonomik ve kültürel açılardan güçlendirilsin.

DTP'nin avukatlar aracılığıyla Öcalan'a ilettiği öneriler ise uzunca bir liste tutuyor ve kamuoyuna açıklananlara göre epey farklılıklar içeriyor: 1- Operasyonlar durmalı. 2- Türkiye'deki tüm farklılıklar Anayasa'da ifadesini bulmalı. Vatandaşlık, etnik değil coğrafi kimlikle tanımlanmalı. Anayasa'nın tüm maddeleri ırkçı ve tekçi zihniyetten arındırılmalı. 3- Muhataplık sorunu doğru çözülmeli. Kürt halkı ancak muhataplıkla ulusal ve siyasal bir tanıma kavuşabilir. 4- PKK'nın demokratik siyasete katılımı için yasal düzenlemeler yapılmalı, demokratik siyaset kanalları açılmalı. 5- Geri çekilme, Avrupa ülkelerine gönderme gibi gibi öneriler DTP'yi aşar. Bunlar işin muhatapları tarafından değerlendirilmeli. 6- Şiddet politikaları ve şiddet dilinden vazgeçilmeli. Devletin dilinde, literatüründe barış dili hakim olmalı. (Not: "Aknews" sitesinden alıntı yaptık.) E Şafak

Yani DTP kendi istekleriyle, İmralı’daki Apo’nun ve Kandil’deki PKK kadrolarının istekleri arasında sıkışıp kalmıştır. Bu yüzden de parlamentoda Kürt halkının temsilciliğinden çok, İmralı ve Kandil’in temsilcisi gibidir. Ayrıca tüm bunları toplayarak bir sentez oluşturup, kendi görüşü haline getiremediğinden, çelişkili sözler sarf etmektedir. Kürt halkını temsili ise hemen hemen sıfır gibi bir şeydir. Oysa DTP’den en öncelikli beklentimiz, Kürt halkının isteklerine tercüman olmasıdır.

Zaten DTP bana göre hiçbir zaman için bu boşluğu dolduramadığı gibi, bu konuda samimi bir tavır da sergileyememiştir. Tahrik ve şov içerikli davranışlar sergileyerek, sorunun büyütülmesinde, halklar arası tansiyonun yükselmesinde etkili olmuştur. Şu anda da bir dediği bir dediğini tutmamakta, açık, net ve samimi bir tavır sergilemekten uzaktır.

Örneğin aşağıdaki alıntılarda da görüldüğü gibi Aysel Tuğluk Milliyete verdiği demeçte ayrılık istemediklerini, Vatan Gazetesine verdiği demeçte ayrılığın da her zaman gündemde olduğunu belirtmekte, Ahmet Türk ise “Kürtler Türkiye’yi bölmez” diyor.

AYSEL TUĞLUK
Tek devlet, tek bayrak, bunlarla bir sorunumuz yok. Ama içindeki halkların barıştırılması ve onların haklarının güven altına alınması gerekir. Eğer bu süreç de tıkanırsa, o zaman başka seçenekler de tartışılır. Kürtler de ayrılığı tartışmaya başlayabilir.” (Milliyet, 02.09.09)

Aynı Aysel Tuğluk, Ruşen Çakır'a yaptığı açıklamda: Ayrılık konusunda ‘Bu bir öngörüdür ve halen aynı fikirdeyim. Bu seçenek politik Kürt kitlesinin gündemindedir. Tartışılmaktadır. Yanlış bulunabilir, gerçekçi değerlendirilmeyebilir, ama bir seçenek olarak yedekte tutulmaktadır.” (Vatan, 04.09.09)

AHMET TÜRK
Öte yandan, Zaman gazetesine göre, CHP Genel Başkanı Baykal'ın da aralarında bulunduğu, okulda Kürt dilinde eğitime karşı çıkanlar için “sivri zekâlı” deyimini kullanan Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk başka türlü konuşuyor:
Yine bazı sivri zekâlılar çıktı ve ‘Eğitim, kültür ve dil hakkı verirsek Türkiye bölünür' dedi. Emin olun ki Kürtler Türkiye'yi bölmez.” (Zaman, 04.09.09)

Pek çok parlamento üyesi siyasetçi, DTP’nin PKK ve Apo’nun temsilcisi olduğunu, bu yüzden Kürt halkını temsil etmediğini, savunurken, bazı siyasiler de gerek elde mevcut başka temsilci olmadığından, gerekse DTP’nin de çok rahat koşullarda olağan bir siyaset yapma olanağı bulunmadığından, her şeye rağmen açılımın bir yerlerinde yer almasının yararlı olacağını savunarak, bu partiye destek olmaktadır.

Şanlıurfa’da, Kürtçe eğitim görmek istediklerini söyleyen 200 çocuk ve velileri teröristbaşı Öcalan lehine sloganlar eşliğinde eylem yaptı.Bazıları önlük, bazıları terlikleriyle eyleme katılan çocuklar, Kürtçe ve Türkçe sloganlarla ana dillerinde eğitimlerine izin verilmesini istedi. Eğitim-Sen öncülüğünde düzenlenen eyleme DTP, İHD, Mazlum Der ve diğer sivil toplum örgütleri destek verdi. 11.10.09 hürriyet

Sivil Anayasa Konferansının açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Murat Belge, “28 senedir bu Anayasa var. 28 yılda ben üç kere evlendim. Hiç kimseyle 28 sene yaşayamadım. Ama bu velayet rejiminde yaşamak zorundayız” dedi. Belge, 66 yıl önce Van’ın Özalp İlçesi’nde, 33 kişinin hayvan kaçakçılığı iddiasıyla 3. Ordu Komutanı Orgeneral Mustafa Muğlalı’nın emriyle yargısız kurşuna dizildiğini öne sürerek, “Kışlaya katilin adını koymuşsun. Mustafa Muğlalı adını değiştirebilirsiniz. Bunun için anayasa değişikliğine gerek yok” dedi. 11.10.09 Hürriyet

Bir yandan DTP’ye sivil toplum örgütlerinden gelen destekler, her ne kadar açılıma destek gibi görünse de, en fazla Kürt milletvekilinin bulunduğu AKP, DTP ile açılım konusunda bile tam bir anlaşma sağlayamamaktadır.

Aydınların düzenlediği “Sivil Anayasa Konferansı”na, DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk ile AK Parti Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt’un “Açılım” tartışması damgasını vurdu.

Kurt, “Parti adına konuşmuyorum. Kişisel görüşlerim” diyerek, DTP’yi tabanını kaybetme korkusuyla “Demokratik Açılım”ı tıkamak ve ne yapacağını bilememekle eleştirdi. Buna karşı çıkan Tuğluk, Kurt’a şöyle yanıt verdi: “Abdurrahman Kurt yan çizdi. Geleceğe dair umutlu olmamız konusunda çok umut verici şeyler duyamadım. Şaşkın falan değiliz, ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Kürtler artık çocuk değiller.” 11.10.09 Hürriyet

Partilerin Kürtlerden oy aldığı kesimler ve oy alma yöntemleri farklı olduğundan çözümden beklentileri de farklı olmaktadır. Abdurrahman Kurt’un partisi, dindar ve barıştan yana Kürtlere hitap ettiğinden barışı öne çıkarmaya çalışırken, Aysel Tuğluk Şahinlerin oylarıyla seçildiklerinden, gösteri ve şovu da elden bırakmamaktadır. Aynı şeyleri isterken bile ses tonları farklıdır.

Hürriyet yazarı Özdemir İnce ise anadilde eğitim hakkının üniter yapıyı bozacağını ve ülkeyi böleceğini ileri sürerken, açılımın içeriğinin saptanmasında, açık artırma değil açık eksiltme yönteminin uygulanmasını önermektedir.

Bence görüşmeler açık arttırma yöntemiyle değil, açık eksiltme yöntemiyle yapılmalı. Görüşmelere ayrı devlet maddesinden başlayarak, konfederal devlet, federal devlet, özerk devlet ve üniter devlet maddelerine geçmeli. Üniter devlet dışındaki olasılıkta, kuşkusuz, Batı'da yaşayan Kürt kökenli, Doğu'da yaşayan Kürt kökenli olmayan TC vatandaşlarının durumu da tartışma konusu olacaktır.” Özdemir İnce Hürriyet

Bence de tüm seçenekler konuşularak varılacak bir anlaşma hem daha geniş bir kabul görmesi ve hem de gelecekteki itirazları önlemesi bakımından yararlı olur diye düşünüyorum.
 

Yayın Tarihi : 22 Nisan 2010 Perşembe 11:03:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Dr. S. IP: 88.231.81.xxx Tarih : 23.04.2010 23:42:25

Sayın Nazmi Öner,

TBMM'nin 87. yılını kutladığımız bugün de, bu çelişkilerin ortaya konması, mhp-chp-akp-dtp v.s  partilerin yerlerinin ve amaçlarının ne olduğunun tam kesinlik kazanamaması, ülkemizde bir iç huzur ve siyasî bir istikrarın sağlanamaması, Türk milletinin ve onunla birlikte yan-yana yaşayan Kürt fertlerinin bir huzura erişememesi ve bu sorunları  giderecek bir yönetimin ve de siyasilerin acizlik içinde olması NE KADAR ACI BİR DURUM, DEĞİL Mİ ?.  (1)'den başlayıp, şu an (10)'uncusunu sunduğunuz metninizin daha çok nüshalara erişmeden, TÜRK DEVLETİ VE CUMHURİYETİNİN BİRAN ÖNCE HUZURA KAVUŞMASINI TEMENNİ EDERİM. Munafıklara rağmen bu ülkede kardeşlik vardır-olmalıdır-olacaktır.