DÜNYA BİRLİĞİ PARLEMENTOSU (YASAMA) 2
ATİNA’NIN BİRLİK ÇABALARI
Yunan sitelerinin en belirgin özelliği, özgürlüklerine düşkün olmaları olup, bunlar arasında bir birlik oluşturmak, özellikle tek bir merkezi yönetimde birleştirmek çok zordu ve Büyük İskender’den önce birlik sağlanamadı.
Aslında Ege Uygarlığı kuzeyde Makedonlardan Güneyde Girit uygarlığına ve Batı Anadolu kıyılarındaki uygarlıklara dek, hepsini içine alan bir bütünün parçalarıydı. Fakat Yunanistan’da olduğu gibi, İyonya ve Likya’da da, insanlar bağımsız şehir devletleri olarak yaşama alışkanlıklarından vazgeçmemişlerdir.
Bu yüzden bunlar arasında, merkezi otoriteye bağlı tek bir devlet yerine, her kentin bağımsızlığını koruduğu birlikler kurmak daha akılcı çözümler olarak ortaya çıkmış olup, bunların en eşitlikçi ve en gelişmişi, gerçek bir federasyon diyebileceğimiz Likya birliğidir.
Dönemin en önemli birliklerinden birisi de Attika-Delos birliğidir. Isparta’nın kurduğu Peleponnez birliği içinde yer almayan Atina da kendi çıkarları doğrultusunda birlikler oluşturmaya çalışmıştır. Ve görünüşte birlik Pers’lere karşıdır.
Ama Yunanistan’daki birlikler her ne kadar Perslere karşıymış gibi görüntülense de, aslında Atina’nın Isparta’ya, demokrasinin aristokrasiye, kara ordusunun deniz gücüne rekabetinin bir sonucu olup, Yunan kent devletlerini Peleponnes savaşlarına taşımış ve bu savaşlar sırasında birlikler ortadan kalkmıştır.
Aslında Attika-Delos birliği de Pers baskılarının bir sonucu olduğu kadar, Atina-Isparta rekabetinin bir sonucu ya da karasal birliğin denize yansımış biçimi gibidir. Yine Atina ve Isparta’nın kendi rejimlerini savunma ve yayma arzularının sonucudur denilebilir.
Pers Savaşlarında Yunan sitelerinin M.Ö. 478 yılında kesin galibiyet elde etmesinin ardından, M.Ö. 477 yılında Atina’nın önderliğinde kurulan Attika-Delos Deniz birliği de zaten, bir federasyon (şehir devletleri birliği) olmayıp, Perslere karşı savunma işbirliği anlaşmasıdır. Birliğin amacı, Yunan sitelerini Perslere karşı korumak, Ege Denizi ve Batı Anadolu kıyılarına egemen olmaktır.
Yani İyonları Pers esaretinden kurtarmak, bir başka deyişle doğudan gelerek Ege kıyılarında yoğunlaşan ticaretten pay almaktır. Ve en güçlü iki Yunan kent devletinden birisi olan Isparta bu birliğe katılmamıştır.
Sonuçta bu birlik, Pers’lere karşı büyük başarılar kazandıysa da, uzun savaşlar her iki tarafı da yormuş olup, M.Ö. 449’da Atina ile Persler arasında Kallias Barışı imzalanarak savaşlara son verilmiştir. Bundan sonra Persler, daha çok, Yunan şehir devletleri arasındaki anlaşmazlıklardan ve özellikle Atina ile Isparta arasındaki rekabetten yararlanarak Yunanistan’ın kent devletleri üzerinde etkili olmaya ve kendisine karşı birleşmelerini engellemeye çalışmıştır.
Sonuç olarak görülmektedir ki, ilk çağlarda Ege Kıyılarında oluşturulan birlikler, temelli birleşme amacı taşımadığı gibi, tam anlamıyla gönüllü bir federal birliktelik bile değildir. Bunlara savunma amaçlı ittifaklar demek daha doğru olur.
Fakat buna rağmen oluşturulan birliklerin, birliğe katılan taraflara hiçbir zararı olmadığı gibi, katılan herkes eşit olmasa da bir fayda sağlamıştır. İnsanların güvenlik ve refah katsayısı yükselmiştir. Ayrıca eşit olmamasına rağmen, birliklerin dağılması ve yürütülememesinin nedeni de birlik içi sürtüşmeler değil, birlikten zarar gören, öteki ülkelerdir. Birlik dışındaki emperyalist güçlerdir.
Yani birlik tüm dünyanın birliği değilse, birlik dışında kalanlar, birliği yıkmaya çalışacaklardır. Onun için birlik tüm Dünyanın Birliği olmalıdır.