18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Gezi programında neler vardı?

Her ne kadar evdeki hesap çarşıya uymasa da, Nisan ayını gezilecek yerlerin planlanması ve bilgi toplamakla geçirdim. Gideceğim ülkelerin dilleriyle ilgili sözlükler temin edip, konuşma kılavuzları hazırlamak, her dilde en çok konuşulan yüz sözcüklü sözlükler oluşturmak, haritalarının çıktılarını almak, o ülkeleri gezen gezginlerin gezi notlarını okumakla geçirdim diyebilirim. Çünkü turların, resmi ve ticari kurumların söylemlerine göre, gezginlerin söylemleri çok daha gerçekçiydi.

Yazılı ve görsel medya ile tur şirketleri ticari kurumlar olarak, sizin neyi ne biçimde görmeniz ve öğrenmenizden ziyade, sizin gönlünüzü hoş etmek ve sizi kendilerine bağlamak isterler. Bunun için de sizin ezberinize kazınmış, kökleşmiş bilgileri değiştirmek yerine, onları güçlendirmek ve beslemek isterler.

Kiev’de Dinyeper Nehri

Çünkü insanlar alıştıkları hayatı yaşayan veya alışkanlıklarının ürünü bir canlı olduğundan, insan için en büyük zorluk değişimdir. Bir başka deyişle insan demek değişime direniş demektir. İnsanoğlu değişmemek için alıştığı yaşama: dinim, geleneğim, göreneğim, kültürüm der. Değişimi bu kutsal alanlarına tecavüz gibi algılar.

Gezginler ise genellikle görüp yaşadıklarını anlatırlar. Bunların da bir hesaplısı, bir de para önemsiz diyen gurubu vardır. Ben bu gezileri hem kendi mali olanaklarım nedeniyle ve hem de orta tabakadan herkesin yapabileceğini ispatlamak açısından hesaplı gezginler sınıfındanım.

Yani ben, “Gezmek bir para işi değil, bir tutku ve yürek işidir” diyorum. Ve bu yüzden yaptığım harcamaları sık sık dile getiriyorum. Bu durum bazılarını sıksa, rahatsız etse de, orta tabakadan gezecek birisi için gerekli olduğunu düşünüyorum.

Astrahan’da Volga harikası

Bu arada Mayıs ve Haziran ayları boyunca iki ay içinde gezebileceğim yerlerin kabataslak bir planını yaptım. Buralara vizesiz girilip girilmeyeceğini ve girilen ülkelerde yapılacak idari işlemleri araştırdım. Çünkü eski doğu bloğu ülkelerinin ipe sapa gelmez pek çok kayıt vs işlemleri vardı.

Özellikle Türk cumhuriyetleri çok riskli, hatta riskin de ötesinde, hayati tehlike arz ediyordu. Genel basın ve TV’lerde her ne kadar hamasi duygularla, dostluk kardeşlik mesajları verilse de, benim gibi bağımsız gezginlerin hiç birisi bu ülkelerde can ve mal güvenliğinin garanti olduğunu söylemiyordu.

Ve yine Türkiye’den çok kötü görülüp gösterilen İran ise, bölgede tek güvenli liman olup, bağımsız gezginlerden yine hiçbir kimse İran için tek kötü satır yazmıyordu. Gerçi ben artık İran’ı kendim de biliyordum.

Nişabur’da Ömer Hayyam’ın anıt mezarı

Geçen yıl İran’da 40 günde on şehri dolaşmıştım. Fakat Hazar kıyıları ve Horasan Bölgesi kalmıştı. Buralar için üç hafta ayırdım. Buradan Türkmenistan’a geçip beş gün dolaştıktan sonra Özbekistan’a geçecektim. Özbekistan için on gün düşünüyordum ama Özbekistan vize vermeyince bunu plandan çıkarmıştım.

Türkmenistan’dan Kazakistan’a geçip bir haftada Çimkent ile Almatı arasını dolaşıp, Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’e gidecektim. Bu bölgede Tacikistan ise planda olmasına rağmen iptal de edilebilecekti. Çünkü Özbekistan’a gidemeyince, Tacikistan’a geçmek de zorlaşıyordu. Bu yüzden bunun kararını Kırgızistan’da verecektim.

Taraz’da (Talas’da) bir meydan

Tacikistan’dan vazgeçersem, Bişkek’te üç gün kaldıktan sonra Çin’in Uygur Bölgesine gidecektim. Kaşgar, Urumçi ve Turfan kentlerini dolaşıp, Uygur kültür uygarlığıyla, bugün bu topraklarda yaşayan Uygurları görecektim.

Moğolistan üzerinden Baykal, Abakan, Altay üçgeninde; yani Güney Sibirya’da kalan Orta Asya’yı dolaşacaktım. Buradaki Dvalarla, Hakasları kendi coğrafyasında izleyecektim.

Oradan da Orta ve Batı Sibirya ile Urallarda Başkurt, Çuvaş ve Tatarların yaşadığı yerleri gezecektim. Dönüşü ise Kafkaslar üzerinden yapacaktım.

Abakan’da Lenin heykeli

Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Gidişi Kafkaslar üzerinden yapmak zorunda kaldım. Kafkaslarda bozuk ve daracık yollardan, karlar içinde çok yüksek geçitlerden geçerek girmiştim Vladikafkas’a. Bu yüzden dönüşte aynı yolu göze alamadım ve dönüşü Balkanlardan yapmak zorunda kaldım.

Yol boyunca planda buna benzer çok önemli değişiklikler oldu. Ve aslında bunlar da, gayet iyi oldu. Çünkü aksilikler nedeniyle gitmek zorunda kaldığım ülke ve bölgeler, gidemediklerimden daha güzeldi diyebilirim.

Yayın Tarihi : 24 Ekim 2012 Çarşamba 12:14:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?