13
Haziran
2024
Perşembe
ANASAYFA

Kısaca Azerbaycan

Kafkasya’da: kuzeyinde Rusya Federasyonu ve Gürcistan, Güneyinde İran, Doğusunda Hazar Denizi ve batısında Ermenistan ile çevrili olan Azerbaycan, Nahçivan Özerk Bölgesi nedeniyle Türkiye ile de komşudur.

 

Alanı 86 bin kilometre kare, nüfusu ise 9 milyon civarında olup, bu nüfusun yarısı başkent Baku’da yaşamaktadır. Nüfusun tamamına yakını okur yazar olup, %92’si Azeri Türküdür. Ve yine nüfusun % 96’sı (Şii Caferi) Müslüman’dır.

Azerbaycan’da dünyadaki 11 iklimden dokuzunun bulunduğu, ülkenin tarım ve hayvancılık açısından, turizm potansiyeli açısından oldukça elverişli olduğu belirtilmektedir. Pamuk, tütün, çay, üzüm, tahıl ve meyve, üretilen ürünlerin başlıcaları olup, hayvancılık için geniş meralar bulunmaktadır.

Azerbaycan Devlet Neft (petrol) Akademisi

Azerbaycan zengin petrol ve doğalgaz yatakları nedeniyle bölgenin en zengin devleti olup, fert başına milli gelir 10 bin doları aşmaktadır. Fakat bu dağılımın çok ama çok dengesiz olduğu da bir gerçektir. Çünkü görebildiğim kadarıyla Azerbaycan’dan çok daha fakir olan Gürcistan’da insanların alım gücü ve yaşam standardı Azerbaycan’dan daha yüksek gibi geldi bana.

Tarih olarak Azerbaycan’da Türk Tarihi, neredeyse Orta Asya Türk tarihi ile eş zamanlı bir gelişim göstermiştir. Oğuzlardan önce Azerbaycan ve Kafkaslarda İskitler, Avarlar, Sabirler, Hazarlar ve Bulgarlar da yaşamış olup, İslami Dönemde de genellikle İran’daki Türk devletlerinin yönetimine girmişlerdir. Bazen kısa süreli Osmanlı yönetiminde de kalmışlardır.

Baku sokaklarından

Fakat 1800’lü yılların başlarından itibaren diğer Kafkas Ülkeleri gibi Çarlık Rusya’sının yönetimine giren Azerbaycan, 28 Mayıs 1918’de Rusya’da rejim değişikliğinden istifade ederek bağımsızlığını ilan etmiştir. Fakat 28. Nisan 1920’de Sovyetler birliğine katılmak zorunda kaldı.

Sovyetlerin dağılması üzerine 30 Ağustos 1990’da tekrar bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan’ın bağımsızlığı 18 Ekim 1991’de kabul edildi.

Azerbaycan’ın şu anda en önemli sorunu, Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ’ın Ermeni işgali altında olmasıdır. 1990 yılında Rusya’nın yardımı ile Karabağ’ı işgal eden Ermeniler, Rusya ve Batı dünyasından aldıkları destekle barışa yanaşmamaktadır.

Baku sokaklarından

Azerbaycan ve Türkiye ilişkilerine de kısaca değinmek gerekirse, TC’nin en fazla önem verdiği ülke olup, uluslar arası alanda da Azerbaycan’a en çok destek veren ülke konumundadır. İki ülke arasında büyük yatırım ortaklıkları ile petrol ve gaz anlaşmaları vardır.

Fakat bana göre Azerbaycan’ın önemi gazından petrolünden çok eski bir Türk yurdu olması ve Türkiye ile Türk dünyası arasında bir köprü konumunda olmasından kaynaklanmaktadır. Bu yüzden bazen ilişkiler, iki devletin mütekabiliyet esasına dayalı gerçekçilik boyutlarının dışında, duygusallıklar içerdiği için, bazen birisinin başarısı ötekinin de başarısı sayılıp, iki devlet tek millet parolası gündeme gelirken, bazen ufak bir olaydan alınıp, iki ayrı devlet ve iki ayrı millet pozisyonuna düşebilmektedir. Hatta belki de benim gümrükte gördüğüm muameleden dolayı alınganlığım da böyle bir şeydir.

Hazar Denizi

Belki de bu alınganlıkların temelinde, iki devletin de bir birinden beklentilerinin gerçeklerin üstünde ve ötesinde duygusal bir yükseklik göstermesidir diye düşünüyorum. Tabi böyle olunca da gerçek üstü beklentilerin gerçekleşmemesi taraflarda hayal kırıklıkları yaratmaktadır.

Azerbaycan’ın Türk vatandaşlarına vize uygulamasını ve gümrükte gördüğümüz muameleyi bu tür alınganlıkların bir sonucu olarak görüyorum. Çünkü şu anda Türkiye’nin durumu her yönüyle Azerbaycan’dan çok daha iyi durumdadır. Türkiye’den Azerbaycan’a bir göç akını falan mümkün değildir. Gümrükler kalksa, Azerbaycan Türkiye’ye akıp gelir; Türkiye değil.

Çünkü Azerbaycan’da devlet çok zengin olabilir ama halk çok fakir. Doğrusu ben şahsen, Gürcistan’ı bile Azerbaycan’dan daha yaşanabilir durumda bulduğumu belirtmek zorundayım.
 

Yayın Tarihi : 2 Şubat 2012 Perşembe 10:12:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?