25
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Kürt Açılımına Yapılan Yorumlar (1)

1-ZAMAN VE BÜTÜNLÜK SORUNU

Değerli okurlarım. Yorumlarınız için teşekkür ederim. Yorumcunun açılıma olumlu veya olumsuz bakması önemli değildir. Her türlü yorumdan faydalanmaya çalışırım. Ancak burada okuyucu ve yazar olarak talihsizliğimiz, yazıların zaman ve bütünlük açısından sorunlar yaratmasıydı.

ZAMAN SORUNU

Zaman sorunu vardı. Çünkü okuyucunun o anda okuduğu yazı neredeyse bir yıl önce yazılmıştı. Bu yüzden bir yıl önceki olaylara göre yazılan bir yazıyı, bugünkü haliyle değerlendirmekten kaynaklanan sorunlar yaşanması olağandı. Yani bugün okuduğunuz yazı bir yıl önce bir kitap bütünlüğü içinde yazıldığı için, yazıldığı güne ve önceki bölümlerine de bakmak gerekmektedir. Bu yüzden buradaki yorumculara, her gün geçmiş yazıları ve yazım tarihini hatırlatmam da doğru olmayacağından, yorumları kitabın tamamı yayınlandıktan sonra yanıtlamayı düşündüm.

Fakat ilginçtir ki, bu durum pek de fark edilmedi diyebilirim. Çünkü Kürt Açılımı başladığı gibi kaldı. Ne açıldı ne de kapandı. Arka planlarda bir yerlerde, gerektiğinde taraftar veya karşıt olarak faydalanılmak üzere bekletildi. Çünkü zaten önemli olan açılım veya kapanım değildi. Karşıt olan açılım karşıtlığından, taraftar olan açılım taraftarlığından puan toplamaya çalışacaktı.

Ve aslında bu durum, Türkiye’deki tüm olaylar için geçerliydi. Yani yapılacak olan iş, yapılsa da olur, yapılmasa da olur. Önemli olan nereden ne ses getireceği, bu sesin kimleri gerip çatışmaya sürükleyeceği ve bu kargaşa ortamından kimin neler elde edeceğiydi.

Yani Türkiye’de sorunların ele alınışında temel düşünce sorunu çözmek değil, sorun üzerinden prim toplamak olduğu için, taraftarı da, karşıtı da sorunlardan nemalanmaya çalışmaktadır. Türbandan, laikliğe, Kürt açılımından anayasaya hepsi de aynı zihniyete hizmet etmektedir.

Bu yüzden pek fazla güncellik sorunu yaşanmadı. Yani okuyucu yazının bir yıl önce yazılmış olduğunun farkına varmadı belki; ama yazıya yorumunda elbette ki yaşadığı günün koşullarını dikkate almış olmalıdır, diye düşünüyorum.

Bu duruma 1958-64 yılları arasında Isparta Gönen İlköğretmen okulunda altı sene beraber okuduğumuz sınıf arkadaşım Remzi Kayhan’ın “CHP’nin karşı tavrına karşı yaklaşımlar” başlıklı yazıma yaptığı, 24.04.2010 tarihli yorumunu örnek olarak gösterebiliriz.

Remzi, arkadaşlık bir yana, çalışmalarımı küçümseyen bir yorumunda: Baykal’ı eleştirmiş olmama şiddetle karşı çıkarak, “Deniz Baykal Türkiye’nin sigortasıdır” diyor. Ve bu düşüncesi eminim ki, yazının yayınlandığı anda Türkiye gündemini işgal eden anayasa değişiklik tasarıları ve Deniz Baykal’ın buna karşı mücadelesinden kaynaklanmaktaydı. Oysa yazıda eleştiri konusu olan Baykal, bir yıl önce, Kürt açılımına karşı çıkarken, partisinin 1989 ve 99 raporlarına da karşı çıkmakla eleştirilen bir Baykal’dır.

BÜTÜNLÜK SORUNU

Bütünlük sorunu vardı. Çünkü “Kürt Açılımı” bir kitap bütünlüğü içinde yazılmış olup, okunan yazıyı, önceden yayınlanmış yazıların devamı olarak ele almak ve değerlendirmek gerekiyordu.

Oysa bir yıl boyunca bir yazarı sürekli izleyebilen okuyucu olmak veya bulmak da oldukça zor bir durumdur. Onun için eleştirilerin pek çoğunun yanıtı başka yazıların içinde olduğu gibi, hatta yorumcunun düşünceleriyle birebir örtüşen bölümler bile vardı. Ama önceki yazıları okuma olanağı bulamadığından, o andaki duruma göre düşüncelerini belirtiyordu.

Bu duruma örnek olarak da sayın Dr. Rumuzlu okuyucumun aşağıdaki yorumunu gösterebiliriz. Aslında başka yazılarıma başka yorumları da bulunan Sayın Dr’nin yazılarımı en sürekli okuyan okurlarımdan birisi olduğunu düşünüyorum. Ama buna rağmen, “Sorunun çözümü için gerekirse bağımsızlık da gündeme gelebilir” sözlerim üzerine, Anadolu’yu bölmek isteyenlere tercüman olduğum fikrine kapılabilmektedir.

Dr. IP: 88.xxx.xx.xxx Tarih : 13.05.2010 00:03:32
Sayın Öner. Sizlerin de, Anadolu'nun bölünmesi gayretleri içinde olanların isteklerine tercüman olmasına, şaşkınlık ve endişeyle izlemekteyim. Kesinlikle yanlış anlamadığıma kaniyim. Yalnız anladığım bir husus (veya da anlayamadım) , şu ki, Türk Milliyetçisi olarak, sizin ne demek istediğinizi ve de hangi sonuçlara varmak istediğinizdir. (Sizinle muhatap olabilmem için, keşke gazeteci-yazar olabilseydim. Bu yorumumun Kent Haber sitesinde yayımlanmasının -belki mümkünatı olmayacaksada- size bir mesaj göndermenin bahtiyarlığına erişmiş olayım.

Oysa, yorumlarına özel bir önem verdiğim sayın Dr. yazıların tamamını okuyabilmiş olsaydı, Türkiye’nin bütünlüğünü, Türkiye’deki halkların birlikteliğini benim herkesten fazla savunduğumu, yani bu konuda kendisiyle aynı fikirde olduğumu görebilirdi.

Ben bu yazı dizisi boyunca, olayın Türkiye’deki Kürtlerle Türklerin sorunu olmadığını, mafyalar, çeteler ve terör örgütleri aracılığıyla, egemen güçler ve dışarıdaki ortaklarının rant kaynağı olduğunu, bu yüzden istenir ve toplum olarak desteklenirse, kolayca çözülebileceğine olan inancımı dile getirdim.

Olaya hiçbir zaman için bir Türk milliyetçisi olarak da bakmadım. Olayların milliyetçi yaklaşımlarla değerlendirilmesine de hep karşı çıktım. Çünkü bu insani bir meseledir. Bu ahlaki bir meseledir. Bu Türk veya Kürt olmaktan ve etnik kimlikleri çatıştırmaktan çok, Türkiye Cumhuriyeti Devletinde, barış ve huzur içinde, insanca yaşama sorunudur. Bu Türkiye’de halkların birbiriyle barışmasından ziyade, devletin vatandaşlarıyla barışması, vatandaşın hak ve özgürlüklerine kavuşması projesidir. Bunların sağlanabilmesi için de Kürt sorunu mutlaka çözülmelidir.

Yani benim düşünceme göre sorunun çözülmesi her şeyden daha önemlidir. Çünkü bu sorun içimizde bir kanser tümörüdür. Sorun otuz yıldır kanayan bir yaradır. Artık bedenin kan kaybına tahammülü kalmamıştır. Beklenen ve özlenen çözümler gerçekleşmiyorsa eğer, kan ve gözyaşıyla, korku içinde ebediyen bu çile çekilemeyeceğine göre, çözüm için bağımsızlık da gündeme gelebilir, diyorum.

Yoksa bölünmeye en çok karşı çıkanlardanım. Ve benim karşı oluşum, Türkiye ve Türklük adına falan da değildir. Ben Anadolu’nun bütünlüğünü savunduğum ve Anadolu halklarını öz kardeş kabul ettiğim içindir. Ve bu düşüncemi, Sydney’de, Paris’te Amsterdam’da gördüğüm Anadolu insanlarının ortak özelliklerine dayandırdığımı bu kitabın değişik bölümlerinde dile getirmişimdir.

Görüldüğü gibi Sayın Dr’yle olduğu gibi, buna benzer pek çok yorumcu ile de, aynı görüşleri paylaştığımız halde, yorumlar önceki bölümler dikkate alınmadan, son yazıya göre yapıldığından farklı düşünüyormuşuz gibi bir durum ortaya çıkmaktadır. Ben bu durumu en baştan fark ederek, bazı düşünceleri, her yazıda olabildiğince yineleyerek, her yazıyı bağımsız bir yazı haline getirmeye çalıştım. Ama bu kez de, olaya kitap olarak bakıldığında kitap: aynı şeylerin yinelendiği bir kitap haline geliyordu. Bu yüzden çok fazla da müdahale edemedim.

Örneğin Gönül Aydemir’in aşağıdaki yorumu ve dilekleri de büyük ölçüde benimkilerle örtüşmektedir. Ve bu biçimde kitabın bütününü okuyamamaktan kaynaklanan başka yorumlar da çoktur.

Gönül Aydemir IP: 88.xxx.xxx.xxx Tarih : 15.05.2010 13:04:44
Ben Türkmen kökenliyim, en yakın arkadaşlarım Kürt; Kürt arkadaşlarımın kiminin ebesi, kiminin dedesi Türk, kimin karısı, kiminin kocası bir Türk'.İstanbul'un, Ankara’nın, İzmir 'in Bursa’nın, Antalya’nın yani akla gelen en güzel kentlerin önemli bir nüfusu Kürt. Şimdi ayrılık olsa sanırım ne Türk kalır, ne Kürt, belki ülke barışı, refahı, ülke bağımsızlığı ortadan kalkar. Kürtler bütün dünyanın kendilerini ölümsüz bir aşk ile sevdiğini sanmasın, el kendi Conisini sever. İran’da, Arap ülkelerinde ve Türkiye'de yaşayan Kürtlerle diğer halkların ilişikileri gözden geçirilsin, hiçbirinde Türkler kadar Kürtlerle kaynaşmış bir halk yoktur. Kürt, Türk, Arap Rum kim olursa olsun, gelişmiş uygarlık düzeyini hedefleme, yoksulluğa, yobazlığa, demokrasi düşmanlarına karşı amansız savaş başlatıp, aşımızı, işimizi, çocuklarımızı elimizden alanların karşısında omuz omuza olmalıyız. Biz birlikte yükseltebileceğimiz bir Cumhuriyetin temelerini birlikte attık, gerisi yalan. Bir örnek; Kuzey Irak Medeni Yasasında çoğul evlilik yasaldır, çünkü halkın gözünün açılması istenmiyor. Bugünlere kolay gelmedik, kolay harcamayalım.
 

Yayın Tarihi : 19 Haziran 2010 Cumartesi 12:08:50


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Dr. S. IP: 88.231.70.xxx Tarih : 19.06.2010 17:57:17

Ben de bu çiftin gitmesini istemiştim. Lâkin Türkiye'nin yolunu açacak milyonlarca "tek" ler geliyor ! Bu gelenler ise, her biri "Atatürk Milliyetçisi ve Sosyal Demokrat düşünceye sahip" kişiler olacaktır. Geldiklerinde de, artık, malûm siyesilerin ve bunların yandaşlarının yeri olmayacak ve şehit kanları dökülmeyecektir. (Bu yorumuma karşılık, "şehitler üzerinden siyaset yapılıyor" diyenler beri gelsin !.)


Gönül Aydemir IP: 88.235.252.xxx Tarih : 23.06.2010 00:36:14

Biz  12 Eylül öncesi 78 gençliği,dinsel ve etnik ayırımları tümden reddederdik;ancak  o güzel gençlik işkenceden  yargısız infazlardan geçtik,aşağılandık ,vatan haini ilan edilip topluma yabancılaştırıldık.Dinle toplumu uyuşturmayı keşfeden büyük devlet adamları (!)pozitif bilimi yasakladı.Pozitif bilimin yasaklandığı,düşünce özgürlüğünün bulunmadığı bir ülkede insanlar kolayca köleleştirildi.Akla gelebilen her Müslüman ülkeden arkadaşlarım oldu;bu insanlar Türkçe'yi sonradan öğrenmişlerdi,Atatürk ile gurur duyuyorlardı.Kürt bir köylü kadına Atatürk devrimlerinin Müslüman kadınlara kazınımları nasıl analatılacak?Kadını töre cinayetlerinden koruyamayan Devlet,modern Cumhuriyetin kazanımlarını nasıl anlatacak?Anlatamazsa  o insan neye inanacak?Kürt kadınlarına  yapılan zulmün sınırlarını bilen var mı?Adeta aile bireylerine,'' Sen kadınını öldür,ben seni cezalndırmayacağım .''deniyordu düne kadar.Dünyanın tek MÜSLÜMAN laik cumhuriyetinde bu böyle,diğerlerinin de Türkiye'nin düzeyine gelmesi için izin verilirse yüzlerce yıl geçecek.Soğuk Savaş öncesi yargılanmalı,suçlular cezalndırılmalı,demokratik,laik,sosyal hukuk devleti gerçekleştirilmeli,ilkel şeyhlerin,ağaların kulu olmak,bölünmek  bizim karnımızı doyurmaz.


Dr. S. IP: 88.231.88.xxx Tarih : 20.06.2010 18:22:39

Affınıza sığınarak, bu yorumumun geçersiz addedilmesini istirham eder, en derin saygılarımı sunarım. (Çok saçma olduğunun farkına varıp, tekzip etmek zorunluluğunda kaldım) 


teoman törün IP: 78.173.32.xxx Tarih : 19.06.2010 16:31:00

Türkiyenin sigortası Deniz Baykal idiyse, aman iyi olmuş zamanında patlamış; Türkiyenin yolunu tıkayan önemli çitlerden biri berteraf oldu.