18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Sari’den Gorgan’a

Sari’nin çıkışından 5-10 km sonra arazi belli belirsiz dalgalanmaya başladı. Gülistan eyalet sınırında dalgalar sertleşerek, tepeleşmeye başladı. Fakat kısa bir süre sonra yine kıyı ovasına çıktık. Hazar 5-10 km uzağımızda yola paralel uzanıyordu. Yer, yer yol Hazara yaklaşıp uzaklaşıyordu.

Bağlar, bahçeler ve pirinç tarlaları Gülistan eyaletinde de vardı. Ama burada buğday, arpa gibi kuru tarım ürünleri ön plana geçmişti. İçerde dağlar daha yüksek ve arazi her ne kadar dümdüz gibi görünse de, dağlarla Hazar arasında eğim epeyce vardı. Elburuz Dağları yine ormanla kaplı ve ova yine yeşildi; ama Mazenderan kadar değildi.

Mazenderan’dan Gülistana geçişte bitki örtüsü

Daha doğrusu Mazenderan Karadeniz iklimi ise Gülistan Akdeniz iklimiydi. Aynı denizin kıyısında nasıl olur derseniz, sanıyorum hakim rüzgar kuzey doğu, yani poyraz olmalı diye düşünüyorum.

Çünkü Hazar’ın Güney ve Güneybatı kıyılarında vahşi bir tabiat varsa, buraların yağış ve nem oranı yüksek demektir. Güney doğuyu poyraz tutmadığından burada tam bir Akdeniz iklimi var. Bitki örtüsü de ona göre daha seyrek.

Fakat Sari gibi Gorgan (Gürgan Cüzcan) da denize fazla uzak değil. Ve buraya gelirken denizle Gorgan arasında hiçbir dağ tepe aşmadık. Yani kıyı ovası buralara kadar devam ediyor. Bu yüzden bitki örtüsü ve ürünler de aynı. Fakat kuru tarım alanlarının genişlemesi ve narenciye bahçelerinin yanında meyve bahçelerinin de çeşitlenmesi, kıyı ile farklılıkları oluşturuyordu. Bir de bu gün burası çok sıcaktı. Bilmem kıyılarda da aynı sıcaklık var mıydı?

Gorgan’da bir meydan

Sari’den yola çıktıktan iki saat sonra Gorgan’a geldim. Taksici İmam Humeyni caddesinde Hayam Otele getirdi. Otel güzeldi ve fiyatta da anlaştık. Eşyaları bırakıp hemen dışarı çıktım.

Yeni bir şehre gelince şehir planı üzerinde gideceğim yerleri işaretleyip buna göre gezerim. Ama ilk birkaç saat plana bakmadan ve hiçbir hedef gözetmeden rastgele dolaşırım ki, şehirde kaybolmak isterim. Gezinin en keyifli tarafı da buradadır. Gorgan’da ise şehir planını bile almadan daldım sokaklara.

Gorgan’ın hemen her şeyi Sari ile aynı gibiydi. Orada hayran kaldığım çınar gölgeleri altındaki yollar ve kaldırımlar burada da fazlasıyla mevcuttu. Hatta burada sanki çınarlar daha bir devasa görünümlüydü. Caddeler kaldırımlar ve kenarındaki dükkanlar da hep aynıydı. Tek fark burada bugün Cuma olduğundan her yer kapalı ve sokaklar boştu. Binaların yüksekliği çınarlardan daha azdı.

Gülistan Eyaletinin başkenti Gorgan’da bir park

Caddelerin hemen gerisinde hapsedilmiş bir tarih yatıyordu. Sanki görünen sokaklar, caddeler çınarlar hepsi de arkasında daha derin bir tarihin izlerini gizliyordu. Akdeniz tipi daracık, ara sokağa girdiğiniz anda kerpiç veya benzeri yerel malzemeyle yapılmış çesit, çeşit eski evler. Kimi terk edilmiş, kimi yıkılmaya yüz tutmuş, kimi ayakta kalmaya çalışıyor.

Nihayet Gorgan’da da zamanım doldu, bu sabah saat 09.00’dan önce de otobüse binmem gerekiyordu. Çünkü dokuzda binsem on saat sonra on dokuzda meşhede varacaktım. Karanlığa kalırsam otel bulmakta zorlanırım diye düşünüyordum.

Aslında bu gün de Gorgan’da gezip, yarın akşam Meşhed’e gitmeyi de düşündüm. Gece yolda geçer sabah varır otele yerleşir ve sabahtan gezmeye başlarım diyordum.

Gorgan’da tarihi evler

Fakat bu cazip gibi görünse de, uykusuz bir geceden sonra ertesi günün gezisi hem verimsiz ve hem de işkence gibi oluyordu. Ve asıl önemlisi de, Gorgan’dan Meşhede 600 kilometrelik bir coğrafyayı karanlıkta görmeden geçiyorsunuz.

Oysa benim için şehir merkezleri kadar şehirlerarası yol boyundaki yerleşimler, iklimler, tarlalar, çiftçiler ve kırsal yerleşimler de önemliydi. Çünkü aradaki geçişleri kavramadan şehirlerin fark veya benzerliklerinin nedenlerini de kavrayamazsınız.
 

Yayın Tarihi : 9 Kasım 2012 Cuma 00:41:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?