14
Haziran
2024
Cuma
ANASAYFA

Şemsi’nin evi

Eve giderken ekmek, meyve sebze ve iki tane de Azeri birası almıştım. Şemsi evde değildi. Duş almak istiyordum, ama kazanın nasıl yandığını ve su sistemini anlayamadım.

Tuvalette rezervuar yoktu. Kazanla klozet arasındaki bir bozuk musluktan damlayan sular büyük bir çamaşır leğeninin içinde toplanıyor, tuvaletten sonra buradan tasla su döküldüğü için, koku tam önlenemiyordu. Aynı su sanıyorum duşta da sıcak su ile karıştırılarak da kullanılıyordu. İşin içinden çıkamayınca duştan vazgeçtim. Yarım saat kadar yatıp dinlendikten sonra kalkıp biraz domates, soğanla ekmek yedim. Bu arada Şemsi telefon açarak, ev sahibinin evi alıcı birilerine göstermeye geleceğini söyledi. “Ben geç geleceğim sen kapıyı açıp gösteriver” dedi.

Görkemli sokaklardaki yüksek duvarlı avlulardan birisinin içi

Sabah yaptığımız kısa sohbette Şemsi bu evde 400 dolara oturduğunu ve evin 60-70 bin dolar değerinde olduğunu söylemişti. Yani bu avluda gecekondu bile sayılamayacak durumdaki bir ev, Antalya’nın en merkezi mahallelerinden birinde bir daire parasından daha pahalıydı.

Biraz sonra ev sahibi geldi. Masada biraları görünce şeytan görmüşçesine bir suratla hemen kaldır onları dedi. Ben biraları poşete koyup masanın altına sürerken kadınlar da geldi. Bir ana-kızdı sanıyorum ve ikisi de tepeden tırnağa kapalıydı. Yalnızca gözleriyle burunları görünüyordu.

Eve giden sokak

Şemsi ile uzun boylu konuşma olanağımız olmamıştı. Sabah otel ararken anlattıklarına göre Genceliydi. Gence’ye karısı ve çocuğunu görmeye ve annesinden para istemeye gitmişti. “Bugün kirayı ödemem gerek, 30 dolar eksik” deyince ben iki gecelik ücreti 40 manat olarak peşin vermiştim.

Karabağ gazisi olduğunu ve tedavisinin devam ettiğini söyledi. Eve giderken bir terziye uğradık. Oradaki genç bir bayanla görüştü. O genç bayanın Baku’deki karısı olduğunu ve ondan da bir çocuğu olduğunu söyledi. “Gence’deki eşinin haberi var mı” dedim: “yok” dedi.

Eve vardığımız zaman da ayak ve bacaklarındaki yara izlerini gösterdi. Mermi izi mi, şarapnel parçalaması mı, anlayamadım ama yaraları iyileşmesine ve aradan yıllar geçmesine rağmen hala yerleri çukur ve koyu renkliydi.

Azerbaycan’da maaş ve ücretlerin çok düşük olduğunu belirterek “İki kadına bakmak zor değil mi” dedim. Kendisi gazi olduğu için 1000 dolar maaş aldığını söyleyince, “Peki neden kirayı karşılayamıyorsun, annenden para almak için Gence’ye gidiyorsun” dediğim zaman da, “Devlet çok para veriyor, ama hala tedavim devam ediyor ve tedavi giderlerimin çoğunu kendim karşılıyorum” demişti.

Kız kalesinin önünde liman civarı.

Ev sahibi gittikten yarım saat kadar sonra Şemsi geldi. “Bir işim var gitmem gerek, fakat sana yiyecek bir şeyler yapayım” dedi.

“Ben yemeğimi yedim, fakat gelirken iki bira almıştım. İstersen onu içebiliriz” deyince: “Ben Müslüman’ım. İçki içmem” deyip gitti.

Bir saat kadar daha yatıp istirahat ettikten sonra, kalkıp günün olaylarını yazdım. Azerice sözlükte bazı kelimelere baktım. Şemsi’yi düşündüm. Çok kötü yaralar almıştı. Tedavi görüyordu. Ama yaralar iyileşmişti. Fakat savaş yeniden başlarsa en önde katılmaya hazırdı.

Bütün bunları düşünürken ara sıra uyuyup uyanıyordum. Derken gecenin saat bir buçuğunda Şemsi geldi. Doğrulduğumu görünce “Uyumadın mı” dedi. “Uyandım” dedim.

İşlerinin uzun sürdüğünü, bu yüzden geç kaldığını, yemek yapacağını, beraberce yiyebileceğimizi söylüyor, günün nasıl geçtiğini ve nereleri dolaştığımı soruyordu. Kendince beni iyi konuk edemediğinin ezikliği içinde, bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Fakat çok uykum vardı, yemek yemeyeceğimi ve uyuyacağımı söyleyip yattım. Hemen uyumuşum.
 

Yayın Tarihi : 12 Mart 2012 Pazartesi 18:23:54


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Nazmi Öner IP: 178.233.81.xxx Tarih : 15.03.2012 10:33:33

Sayın Ertaş, dikkatinize hayranım. Gözünüzden hiç bir şey kaçmıyor. Kaldırım taşından rengine, bir oda içi fotoğrafı ise divanın örtüsündeki işlemelere kadar herşeyi dikkatle inceliyorsunuz. Doğrusu ben bu fotoğrafları çekerken bunların çoğunun farkında olmadığımı itiraf etmek istiyorum. Genel bir bakışla çekip geçiyorum. Ama bundan sonraki gezilerimde daha çok dikkat etmem gerektiğini sizin yorumlarınızdan öğrenmiş bulunuyorum. Uyarılarınız için ve bu meşakkatli yolculuğu benimle beraber, kenthaber sutunlarında sürdürdüğünüz için teşekkür ederim.


yasar ertas IP: 94.135.148.xxx Tarih : 15.03.2012 13:26:27

Resimlere bakisim okul caglarimda resim dersinde bir elimize bir dali  veren buna bakarak resmini cizdiren resim ögretmenime borcluyum sag ise ellerinden öpüyorum sag degilse allah rahmet eylesin diyorum mekani cennet olsun söylemiyorum allah"in isine  karismiyorum

resimlere bakisim okul caglarimda  teknik resim dersi vardi teknik yönden bakisimida bu derse bocluyum  iki takinti bende okul cagindan bir miras misali kala kalmis   bu miraslari ben seviyorum  ama memlekitimde cok az görüyorum mesela güzel bir kaldirim ölcülü normda yapilmamis  kösleri güzel iscilik yapilmamis mili milimine olmamis  SEMSInin evi gibi camdan kablolar sarkmis daha neler neler olumsuzlar birde paraca degerine  gelince bir okadar olumsuzluklar birde güzel resimler var iste ben bu takintimda bunlari anlatmak istiyorum bu güzeliklei yapanlar ne güzel yapmis diyorum beni istekleim olursa bir güzellik gözlemize  bir kullanip insanligimiza geliyor ISTE BENIM BIR örnek memleketim var ben orada yasiyorum buralarda% 80 isleri benim görmek istedigim gibi neden bu benim memleketimde artik olmasin bunlarin olmasi icin mesaj yorum yapiyorum bu ata sözümüzünde ölmesini istiyorum basimizi sokacak bir ev olsunda nasil olursa olsun ev ev gibi olmali bizim evde eski kerpic ev disarda yagmur diner evin icinde dinmez kablonun biri sarkar biri arada bir carpar Semsini evi bizi eve kardaslik yapar ay böyl kardasliga diye benim hem bizim evi yapanlara hem semsinin evine kafayi takar avrupadaki evlereyollarada benim gözlerim güzel güzel bakar sayin öner gezinize hayirlisi siz devam edin iyiniyetim sizinle beraberdir saygilarimla


yasar ertas IP: 94.135.148.xxx Tarih : 13.03.2012 10:52:50

Sayin Öner size kizdim küstüm ne güzel güzel güzel resimlerle azerbaycani dolasirken  onlarada bol bol tesekkür edereken  bu yüksek duvarli evde nerden cikti bu gidisle tesekkürümü  geri alacagim belki yanlislik olmus bizim memleketimizden  bir evdir dedim oda degilmis Ne kadarda bizim evlere benziyor yanliz bu ev bizim kardasligimizi pekistirmis  sadece kardas oldugumuzu animsattigi icin kardaslik yönündende sevinmedim degil yani Not:egerki hep güzel yerlerini gösterseydiniz bize bunlar hic benzemiyor buna nasil kardeslik ben yavas yavas   kaygiya girmeye basliyacaktim hele sükür benzerbir yanimizi da bu evle pekistidiginiz icin size kizginlgimi geri aliyorum bu evler olmasada  daha iyi olurdu genede diyorum