30
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Seydiköy Asar’daki Kalıntılar

Depremler, doğal aşındırma ve insanların tahribatı sonucu, Asar’da ayakta kalmış bir kalıntı yoktur. Yapıların duvarlarının toprak seviyesine dek yıkılmış olması, bir savaş sonrası kasıtlı olarak yıkımı da akla getirmektedir.

Fakat yapıların temelleri çok belirgin olarak ortada durmaktadır. Hatta bu temellerin üstündeki yıkılan duvarların taşları da, genellikle temelin civarında toplu halde bulunmaktadır.

Gerek temellerde kullanılan taşlar ve gerekse yıkıntıların çevreye yayılan taşlarından anlayabildiğim kadarıyla, kentin Roma dönemi sönük geçmiş olabilir düşüncesine kapılıyorum. Çünkü temellerde ve çevreye yayılan serbest taşlarda, Roma yapılarında çokça görmeye alıştığımız düzgün, büyük blok taşlar yok.

Kalıntılar daha çok Helenistik dönem ya da Bizans dönemi yapılarını andırıyor. Fakat ilk bakışta olay böyle görünmesine karşın, İncirhan ve çeşmelerde kullanılan taşlarda, Romanın görkem ve sağlamlığı da gözlerden kaçırılmamalıdır.

Gerçi Asar’daki kalıntıların büyük blok taşları toplanıp taşınarak, şimdiki İncirhan, hanın yıkılan avlusu ve çeşmelerin inşa edilmiş olması da büyük bir olasılıktır. Bunlar çevrede sonradan yapılan ev ve çeşmelerin yapımında da kullanılmış olabilir.

Hatta çocukluğumda çevremizde gördüğümüz çeşmelerin önlerindeki tüm dibeklerin, bu bölgeden getirilen düzgün büyük taşların oyulması suretiyle elde edildiği söylenirdi.

Bu yüzden, Asar’daki kalıntıların toprak seviyesine dek yıkılmış olmasında aklıma gelen ikinci olasılık ise, içindeki düzgün büyük taşları almak için, duvarların bilinçli olarak yıkılmış olabileceği düşüncesidir.

Akropolün dış surlarının yıkıntıları

Şu anda Asar’da görülebilen en bariz kalıntı, tepede oldukça geniş bir alanı çevreleyen bir duvar kalıntısı olup, bunlar resim 1 ve resim 2’de görüldüğü gibi, toprak seviyesinde taş yığını gibi görünmektedir. Özellikle güney ve batı yönünde bu duvar yıkığı, bazen kısa kesintilere rağmen, tam olarak izlenebilmektedir.

Benim düşüncem, Asar’ın tepesinde kentin akropolü vardı ve bunlar da, akropolün dış duvarları olmalıydı.

 

Asar’ın tepesindeki düzlüğü çevreleyen dış sur kalıntıları.

Resim 3’te bu duvarların bir yerinde kaçak kazı yapıldığı görülmektedir. Bu kazılan bölüm dikkatle incelenirse, yukarıdaki resimlerde, toprak üzerinde taş yığını gibi görünen surların, toprak altında temellerinin olduğu, açıkça ortaya çıkmaktadır.

Sur kalıntısının toprak içinde kalan temelleri.

Akropolün ortalarında ve tam zirvede tahmini 1500-2000 metrekarelik bir alan daha surlarla çevrilmiştir. İç kale olabileceğini düşündüğüm bu alanın sur duvarları da, görüntü olarak dış surlarla aynı özellikleri taşımaktadır. Bunlar da toprak seviyesine dek yıkık, fakat çevrilen alan daha dar olduğundan, surlar kesintisiz bir daire oluşturmaktadır.

İç surların kazılmış bir yerinde, sur duvarı.

Yukarıdaki resimde de görüldüğü gibi, kaçak kazı yapılan bölümlerde sur duvarlarının, toprak içindeki temelleri iç kalede de, açıkça görülebilmektedir. İç kale olabileceğini düşündüğüm, fakat belki büyük bir kamu binası veya saray olması da muhtemel olan bu alanın en önemli bir özelliği de, Asar’ın çevreyi en iyi gören bir noktası olmasıdır.

Ulaşım ve haberleşmede sözünü ettiğim komşu kentlerin en iyi göründüğü nokta burasıdır. Hatta bu yüzden burasının bir gözetleme kulesi olabileceği de aklıma geldiyse de, alanın büyüklüğü, iç kale olma olasılığını daha çok öne çıkarmaktadır.

Yayın Tarihi : 1 Ocak 2011 Cumartesi 01:04:33


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?