18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Şiir Antolojileri Üstüne

Bilindiği gibi seçilmiş sanat eserlerinin toplandığı kitaplara antoloji diyoruz. Her ne kadar her sanat dalında seçilen eserlerden antoloji hazırlanabilir ise de, genellikle antoloji deyince ilk akla gelen şiir antolojileridir.

Yunanca çiçek ve toplamak sözcüklerinden oluşan antoloji sözcüğünün anlamına uygun olarak ilk seçkiyi, çelenk adıyla M.Ö. ikinci yüzyılda Gadara’lı Meleagros’un hazırladığı ileri sürülmektedir.

Türk Edebiyat Tarihinde ise ilk seçki, 1436’da Mecmuat-ün-Nezair adıyla yayınlanmıştır. Bu seçkilere nazire mecmuaları, mecmualar, güldeste, cönk, müntehabat, numuneler gibi adlar verilmiş olup, 1929’dan itibaren antoloji olarak anılmaya başlamıştır.

Şiir antolojileri, farklı yazarlardan seçilmiş şiirlerin bir araya getirildiği şiir kitapları olsa da, her yazarın her şiirinin de antolojilerde yer alması düşünülemez. Çünkü kuş uçar, balık yüzer, tavuk yumurtlar, şairler ise şiir yazarlar. Fakat şairlerin yazdığı her şiir okuyucuda aynı etkiyi yaratamaz. Her yazarın bazı şiirleri diğerlerine göre daha fazla sevilir ve hatta el üstünde tutulur. Hatta bazen yazarlar bu durumu dikkate alarak kendi şiirleri arasında bir seçki yapmak ihtiyacı bile hissedebilir.

Fakat tüm yazarların en çok okunan ve sevilen şiirlerini bir arada sunmak, en iyi şiirlerinden oluşan bir seçki yapmak gerektiği zaman antolojiler gündeme gelmektedir. Şairlerin antolojilerde yer almış şiirleri, onların altın yumurtalarına benzetilmektedir. Doğaldır ki, altın yumurta her tavuğa özgü bir durum olmadığı gibi, bu yeteneğe sahip olanlar için de yaşamları süresinde bir kaç kez gerçekleşebilir.

Örneğin edebiyatımızın en büyük şairlerine bakacak olursak, bunların akıllarda kalan birkaç şiiriyle hatırlandıklarına tanık oluruz. Örneğin, Ahmet Haşim denince “Merdiven” şiiri, Cahit Sıtkı denilince “Otuz beş yaş”, Yahya Kemal Beyatlı “Sessiz gemi”, Necip Fazıl Kısakürek deyince “Kaldırımlar” şiiri aklımıza gelir. Kendimizi biraz daha zorlarsak ve eğer edebiyatla direkt ilgili de değilsek, belki bu yazarların bir iki şiirini daha hatırlayabiliriz. Diğer şiirlerini hatırlamak ve okumak için, kitaplarına başvurmamız gerekir.

İşte toplumda büyük bir beğeni kazanmış, yazarını hatırlatan ve hatta yazarından önce hatırlanan bu güzel şiirleri, şiirden anlayan yayıncı ve edebiyat tarihçilerinin, ince eleyip sık dokuyarak yaptıkları seçkilerdir antolojiler.

Fakat son yıllarda, insanlar daha şiir yazmaya başlamadan antolojilerde yer almaya başladılar. Antolojiler, kendini topluma ve edebiyat dünyasına kabul ettirmiş şairlerin şiirlerinden bir seçki olmak yerine, amatör şairlerin hiçbir yerde yayınlatamadıkları şiirlerini para karşılığı yayınlatma aracı haline gelmiştir.

Örneğin yüz tane amatör şairden, ellişer lira toplasanız beş bin lira eder. Bunları iki bin liraya antolojiyi adı altında bastırırsınız; basılanların hiç birisini satamasanız bile, üç bin lira karınız olur.

Elbette ki, içinde edebiyat ve sanat düşüncesi bulunmayan, her şeyden ticaret üretmeye çalışan, bu tür çıkar çabalarının sonucu olarak ortaya çıkan antolojilerle, hem antoloji kavramı yıpratılmakta ve hem de amatör yazarların umutları çöpe atılmaktadır diye düşünüyorum.

Antolojilerin son yıllarda içine düştüğü bu acıklı durum nedeniyle, gerçek bir seçki sonucu oluşturulan antolojilere daha çok gereksinim duyulmakta olup, daha çok aranır, arzulanır hale gelmiştir.

Bu yüzden, antoloji kavramını yine eski saygın yerine oturtabilmek için: kamuoyu ve edebiyat dünyasında genel kabul görmüş saygın, deneyimli yazarların ve yayınevlerinin, gerçek seçkilerle antolojiler hazırlayarak okuyucunun karşısına çıkmaları gerekmektedir diye düşünüyorum.

İşte Şair Özbek İncebayraktar’ın “Şiirimizde Atatürk” adlı yapıtı, gerçek anlamda bir Atatürk şiirleri antolojisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü Özbek İncebayraktar bu alanda yetkili ve yeterli olmanın ötesinde, adeta Atatürk şiiri denilince ülkemizde ilk akla gelen isimlerin başında gelmektedir. Çünkü Özbek İncebayraktar, yılların edebiyat öğretmeni olup, Anadolu ve Atatürk şiirlerinin önde gelen şairindendir.

Büyük bir emek ve özenle hazırlanmış olan, “Şiirimizde Atatürk” adlı seçki 2010 yılı başında okuyucu ile buluşmuş olup, eserin: kendi alanının en iyi örneklerinden birisi olduğunu düşünüyor ve yazarını kutluyorum.

Özbek İncebayraktar’ın yazdığı Atatürk’le ilgili şiirlerden birkaç örnek.

ATATÜRK’LE

Ne zaman sıkılsam, çaresiz kalsam
Atatürk’ü düşünürüm.

Tutar ellerimden Mustafa Kemal
Kalkar ardı sıra yürürüm.

Baktıkça resmine ısınır içim
Atatürksüz üşürüm.

Nerede bir bağımsızlık gülü açsa
Orda Atatürk’ü görürüm.


MUSTAFA KEMAL

Mustafa Kemal ülkü olmuş
Uzak yakın bütün bayraklarda
Onunla uyanmış yeryüzü
Sömürülmüş halklarda.

Mustafa Kemal özgürlük olmuş
En güzel şarkıdır dudaklarda
Yine başımızda, yine nöbette
Kim demiş bizden uzaklarda?
 

Yayın Tarihi : 3 Ekim 2010 Pazar 12:26:58


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?