6
Haziran
2025
Cuma
ANASAYFA

Tarihte Yolculuk

Sevgili okuyucularım. Sizlere 2010 yazında da, siyasi yazıları bırakmak ve zorunlu olmadıkça bu alana girmemek sözü vermiştim. Fakat ülkemizde siyaset öyle bir çamur ki, ne kadar sakınsanız, uzağında dursanız, yine de bir yerlerden yakalıyor sizi ve çekip alıyor içine.

Bu yüzden gezi yazılarıyla ne güzel, İran’ı, Kafkasları, Türkistan ve Orta Asya’yı, Sibirya’yı dolaşırken zalim devletin, gariban vatandaşa 2B zulmü ve 3x4 sistemiyle eğitimde Talibanlaşmaya doğru hızla yol alınması, beni yeniden siyasi yazılara çekti. Arkasından “Ne olacak bu CHP’nin hali” derken; AKP faşizan bir sarmala girdi ve ondan daha kötü bir duruma düştü. Gezi parkında herkesin foyası ortaya çıktı. Türkiye’nin itibarı bir anda sıfıra düştü. Ergenekon kin ve intikamın zaferiydi belki, ama ülkede iyinin, güzelin, adaletin bittiği yerdi.

Bir de dışa bağımlı bir çözüm süreci başlatılmıştı ki, tam da bu sırada dışarıyla da bağlar koptu. Komşularla sıfır sorun, dünya ile barış ve işbirliği içinde dostça yaşam projelerinde epeyce yol alınmışken, Başbakanımız içerde olduğu gibi ipleri dışarıda da kopararak, eskisinden daha yalnız ve eskisinden daha düşman bir denizin ortasında bir ada olarak kaldık.

Burdur Müzesinde bir mezar kapağı

Anlayacağınız siyasetin çarkı öylesine hızlı dönüyor ki, bir kere kaptırdınız mı kendinizi, kolay kurtulamıyorsunuz. Ne zaman artık şu olaydan sonra siyasetten çıkayım desem, arkasından daha belalısı geliyor, siyasetin fasit dairesinden çıkamıyorsunuz. Aslında Gezi Parkını henüz bitirmemiştim ve şimdi de, bir kralın ulufe dağıtması gibi en antidemokratik bir sunumla Demokratikleşme Paketi açıldı. Paketin içinde güzel şeyler var ama bunlar böyle bir paket olmadan da verilebilirdi diyor insan.

Çünkü adı demokratikleşme paketi, ama açıklamaya muhalif basın alınmıyor, içeri alınan yandaş basının da soru sormasına izin verilmiyor. Demokrasi temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasıdır ama pakette, ne ifade ne gösteri ve ne de örgütlenmeden söz edilmiyor. Demokrasi temsil demek, seçim demek, ama temsili engelleyen yüzde on barajı yerinde dururken, mevcuda ilaveten, dar bölge ve daraltılmış bölge sistemleri tartışmaya açıyor.

Aslında paket yaşam tarzlarına saygı ve başörtüsü gibi muhafazakar sağ seçmenin oylarını almak ve Gezi parkında zedelenen dış itibarı silmek amacıyla hazırlanmış gibi görünüyor. Bu kötü mü? Hayır elbette iyi, ama iktidarın kendi alanının dışındakileri kapsamıyor. Demokrasinin temel direkleri kapsam dışında kalıyor. Başörtüsü serbestiyeti ve insanların inançlarına uygun yaşaması çok güzel demokratik haklar, ama birisi çıkar da, benim inancım 10 yaşında kızla evlenmeme ve imam nikahına uygun derse, medeni kanun ne olacak? Yani görüyorsunuz giriversen bunun da içinden çıkmak olanaksız.

Onun için baktım ki, şu anda siyasete bir çizgi çekip çıkamazsam, bunun sonu gelmeyecek ve bu bataklıktan hiç çıkamayacağım. O yüzden dedim ki, Gezi Parkı yarım kalsın, demokratikleşme paketine hiç girmeyeyim, belediye seçimleri gelmeden bu çemberden çıkayım.

Çıkınca hangi alana gireceğimi bile kararlaştırmamıştım. Aslında 2011 ve 2012 gezilerinin yarısını bile yayınlamamıştım daha. Hemen bu alana geçebilirim diye düşünüyordum. Ama bu kez daha değişik bir alanı denemek geldi içimden ve sizleri biraz da tarihte dolaştırmak istedim. Bu nasıl olacak derseniz, önünüze Anadolu Tarihinden bir kesit koyacağım. Yani MS 2000’lerden, MÖ 5000’lere doğru Sagalassos Tarihinde tersine bir yolculuğa çıkacağız.

Akdağların önündeki yüksek taraçada Sagalassos’un Ağlasun’dan görünüşü

Sevgili okuyucular ve özellikle de tarih ile arası soğuk olanlar, sakın korkmayın! Çünkü Sagalassos bildiğiniz anlamda sıkıcı bir tarih kitabı olmayacak. Bilim adamlarının, başka bilim adamaları için yazdığı akademik bir arkeoloji eseri de olmayacak. Bu yazı dizisi, tarih içinde kafamıza göre takıldığımız bir gezinti rehberidir. Tarihle, tarihi yerler ve eserlerle ilgili sorunlarımız üzerinde birazcık düşünme, düşleme ve beyin jimnastiği yaparak, bu alandan faydalanma yollarını keşfetmektir.

Nasıl ki bireysel anlamda evimizi, işyerimizi, arabamızı, eşyalarımızı korumak ve temiz tutmak için büyük bir özen gösteriyorsak, şahsımıza ait olmayan ama yaşantımızı biçimlendiren ve gelecekte çocuklarımızın, torunlarımızın yaşamına yön verip, bizleri temsil edecek olan kültür varlıklarına da aynı özeni göstermek, ahlakın, çağdaşlığın ve temel insani değerlerin gereğidir diye düşünüyorum. Sagalassos ile de, bunlara birazcık dikkatinizi çekmek istiyorum.

nazmioner@mynet.com

Yayın Tarihi : 4 Ekim 2013 Cuma 10:47:12


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yasar ertas IP: 5.61.150.xxx Tarih : 5.10.2013 16:26:16

bazi dis güclerin bir senaryosu oldu bunu da en iyi bas oyuncu olarak memletimizi  sectiler siz iste yeriniz iyi gidisatiniz iyi Islam alemine örnek olacak siniz vs.vs. gaza getirdiler bu gazda basimizda olanlar bunu ak bayram sandilar disari komsu ya gitmeler mitinkler vermeler hurralar olmaya basladi saksaklar almaya basladilar koltuklar sisti lafla pupa yelken gidildi ama bu gidiste seneryoyu yazanlar  birinci bölüm bu Kadar dediler bi ara verdiler  ve aradan sonra tekrar yeni senoryaya basladilar bu sefer komsuda Problem var eee bu problemi hep beraber cözecegiz dediler  bu sefer dis gücler bas rolü biz oynuyacagiz dediler fakat is bir oyundu bu oyunda zorluklar geldi  kayis atmak gerek ve kayis attilar ve masa varken neden elimizi yakalim dediler  memlektime  siz yine bas rolü oynayin teklifini  verdiler  ve bizimkiler zaten buna dünden razilar yine bas rölü oynamaya basladilar  actilar agizlarini mangalda kül birakmamacasina komsu komsulara ver yansin  yaptilar   taaa misira Kadar dilleri uzandi  dil öyle bir kötü  kulanildi öyle bir kullanildilarki düsmanlik ve kötülük dogdu kötü dil ile düsman kazanildi iyi olan komsularamiz  dil yüzünden kötü olustuk seneryoyu yazanlar bu seneryoyu iyi yazdik iyi oyuncular bulduk komsulari bu memkete düsman ettik  simdi kis kis onlar gülüyorlar seneryolarla memleketimizi  ve baslari istedigi kulaniyorlar ve komsularla bizi bas basa birakiyorlar yeyin simdi siz birbirinizi diyorlar ve yeni seneryolara yarin hazirlik yapiyorlar bizim icimizdede artistlik bas rol fügüran dogustan var  yeni senorya gelsede oynasak diye icimiz kayniyor  gayemiz bizim oynama zarar mis karmis iyimis kötü imis hic fark etmez namimiz yürüsün aslinda iyi de birazda buseneryoyyu okuyup faydali bir rol alsak ne hala olmazmi  ama bu güzel seneryolri bize yedirirlermi ayri mesele yedirmeselerde bizde bari tufalara gelmiyelim Irak savasinda nasil girmedikse isin icine manevrayi yaptik onlari salladik Bunda sallama olabilirmi olmasada ilimli akilli olsak tufalara bari gelmesek

-demokrasi paketinde bas örtü konusu ile oy culuk yapilmistir buda normaldir bunu zaten bu parti cok iyi kulanmasini biliyor CHP ye gelince askeriyeye kizar adalete kizar Polis teskilatina kizar Satilmis lar adamlari vs. der peki  ona kiz buna firca atarsan sen veya bu parti kimden oy alacak sen sisteme kiz  sistemde yanlislar var de biz gecince size Adam gibi Adam sistemi getirecegiz siz rahat bir is yapacaksiniz  de dede biraz oy yatirimi yap yapmassan bu böyle muhalefet olarak sürerde sürer