31
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Yazıların yayına hazırlanması

Yola çıkışımdan 24 saat sonra Sarp’a geldiğimiz zaman bile fazla bir yorgunluk hissetmiyordum. Oysa üç beş saatlik yolculuklarda bile yorulmama rağmen, gezi heyecanı ve kendimi uzun yolculuklara psikolojik olarak hazırlayıp konsantre olmam nedeniyle yorulduysam da farkında değildim.

Ayrıca sürekli çevreyi incelemem, geçmişle kıyaslamalar yapmam ve bazen anılara dalarak 1958’de, 68’de ve 1974’lerde dolaşmam, sanki yolculuğu yıllara dağıtarak yolu kısaltıyordu. Ayrıca Anadolu’nun gençlik iksiri gibi büyülü doğası, 24 saati dört saat kadar bile hissettirmeden, yol gibi zaman da akıp gitmişti.

Mayısta Anadolu bir başka güzel, bir başka renk cümbüşüydü. Giymiş yeşil elbiselerini Anadolu, takmış çiçeklerin bin bir çeşidini saçlarına, sürmüş doğal kokularını üstüne, sanki tüm canlılara aşkı sunuyordu.

Orta Anadolu’da yolculuk

İlkbahar Anadolu’nun, ilkbahar Kibele’nin aşk mevsimiydi sanki. Yeniden doğmuş ve yeni doğum yapmış, bir genç kız gibidir Anadolu Mayısta. Mayısta Anadolu: büyülü ve sihirli, akıl almaz güzellikler sergiler. Mayısta Anadolu’da yolculuk yapanlar, bu büyü ve sihir içinde kendinden geçerler, zaman ve yollar: hiç farkında olmadan bitip gider.

Diyeceğim o ki, yolculuk güzel başladı, her şey güzel gidiyordu. Tüm güzellikleri fotoğraf makinesi ile tespit edip kayıt altına alıyordum. Fakat gezip göreceğim yerlerin yazı ile de kayıt altına alınması gerekiyordu. Fakat defterden başka bir yazım aracım yoktu.

Karadeniz’de Pazar Çayı

Yani yola çıkarken en büyük eksiğim, bir laptop veya bilgisayar cinsi bir yazım aracımın olmamasıydı. Oysa benim için yanıma almam gereken en öncelikli ve en önemli eşya bu olmalıydı. Fakat yakınlarım ön yargılarının etkisiyle, İran’da laptopumu almak için beni kesebilecekleri gibi bir düşünceyle buna izin vermediler. Bu yüzden defter ve kâğıtlar üzerine not almak zorunda kaldım.

Çoğu zaman gezdiğim yerlerde ayaküstü alınan bu notların bilgisayar ortamına aktarılıp düzenlenmesi, fotoğrafların yerleştirilmesi çok uzun zaman aldığından, yazıların yayına çıkması da, bu yüzden çok gecikti.

Aslında bana kalsa daha hala yayına hazırlayamazdım. Ama defterdeki notlarımın bilgisayar ortamına aktarılmasında değerli kardeşim Gül Öz ve ablası değerli meslektaşım emekli Coğrafya Öğretmeni Nur Öz, yardımlarını esirgemediler.

Nur okuyor, Gül yazıyor ve anneleri Sevim Abla dinliyor.

Birisi okuyup birisi yazarak bana zaman kazandırdılar. Yayına hazırlamamda çok büyük bir katkı sağladılar. Buradan kendilerine çok teşekkür ediyorum.

Elbette ki yazıların yayına hazırlanması için sadece bu notlar yeterli değildi. Bunlar sadece o anın duygu ve düşünceleri ile elde edilen kaba bilgilerdi. Bunların aslını veya ayrıntısını ayrıca araştırmak ve duyduğum gördüğüm şeyleri kaynaklardan doğrulamak gerekiyordu.

Onun için ben onların bilgisayara aktardıklarını yazı haline getirmek için yeniden düzenlemem, araştırmalarla doğrulamam ve resimlerle canlandırmam gerekiyordu.

Mehmet Erkul ve gelini Aylin Erkul

Ayrıca deftere yazılanlar dışında bir de kâğıt parçalarına ayaküstü alınmış notlar vardı. Bunları da bacanağım Mehmet Erkul okudu, gelini Aylin Erkul yazdı. Buradan onlara da teşekkür ediyorum.

Aslında gezi notları bilgisayar ortamına aktarılmış olsa da, yayınlanacak hale getirebildiklerim henüz daha yarısı bile değil. Çünkü kırk günün hikâyesi bu. Ve sürekli başka işlerle de bölündüğünden zaman uzadıkça uzadı.

Fakat tamamlanmasını beklemek uzun zaman alacağından, bir yandan yazarken bir yandan da yayınlanmasının uygun olacağını düşünerek, yazılanları yayına göndermeye başladım.

Yazılarımın kuru akademik bilgiler olmamasına, her şeyin fotoğraflarla canlandırılmasına çalışırken, o andaki duygularımı ve hislerimi ve gezi boyunca yaşadıklarımı da ekleyerek onlara ruh vermeye çalışıyorum.

Çünkü okunabilir bir gezi yazısı için, fotoğrafın bilgiyle donatılması kadar duygu yüklemesi yapılması da gerektiğini düşünüyorum. Umarım keyifle okunacak, okuyanlara keyifli anlar yaşatacak ve bu ülkeleri daha yakından tanıma olanağı sağlayacaktır.
 

Yayın Tarihi : 4 Aralık 2011 Pazar 00:07:20


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yasar ertas IP: 94.135.148.xxx Tarih : 6.12.2011 11:21:11

Nur okuyor Gül yaziyor ve anneleri sevim Abla dinliyor. Resmine bakiyor. hanim hanimcik giyinmisler hanim hanimcik oturmuslar ne güzel bir odacikta benim gözlerime güzellikler vermisler beni gururlandirmislar iste memlekletimin insanlari insanciklari dedirtmisler. Maalesef bende bir takintimi var nedir bu takintimida söylemeden yazmadan  yapamiyorum. Oturduklari cek yat veya koltukta yanilmiyorsam üzerinde bir örtü var bu örtü olmasabile var görüntüsü var  bu memleketimizde cok kulanilan bir usul neden? Bir sene izinde kiz kardesimin evine gittim ev güzel ortam güzel mutfak hepsinden güzel yerde bir kücük hali halinin üstünde derme catma bir acaip örtü neden diyorum bu örtü cevap malum. ama altindaki hali o kadar güzelki renkleri o kadar uyumsagliyorki bu güzeligi neden bu örtü ile sakliyorsun. cevap malum.Anacigiminda bir cek yati vardi oda üzerine bir cesit örtü örtmüs kaldiriyorsun kiziyordu koyuyor öyle olmasini istiyordu neden. cevap malum Aslinda eski zaman da tamam da tamamin tamaminda yokluk coktu üretim yoktu simdiki zamanda  örtü bir eve bir hayli ugranmadigi zamanda konma olmalidir. ayrica bir koltuk bir esya simdikizamanda cabuk teknik üretilmektedir calisanlar bu üretimden yasamlarini sürdürmektedir. aman eskimesin aman kirlenmesin onu bunu ört örtmekle ömür boyu kullan düsüncesi ne kar  götürür ne zarar getirir biraktik kari zarari ne zevk ne güzellik getirir (bir misafir odamiz bir koltuk takimimiz vardi Bir misafir bir ben oturamadan yillar yili orada durdu simdi ne oldu. cevap malum!) yenimoda araba koltuklarinda moda oldu kiminde kilim kiminde bir bez parcasi koltuklarda örtü oldu cevap yine malum.Ama teknik te hersey var varda neden arabanin koltuguna hic olmassa hazir koltuk örtüleri alinmaz konmaz oldu.


ALİ ÖNDER IP: 212.253.49.xxx Tarih : 7.12.2011 11:51:53

SAYIN NAZMİ BEĞ. YAZILARINIZI ZEVKLE TAKİP EDİYORUM. BU GEZİLERİNİZİ DE KISKANMIYOR DEĞİLİM HA. ÇÜNKÜ BU GEZMELER BENİM DE EN ÇOK ARZU ETTİĞİM ŞEYLER.