26
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Yeni Açılım; Pisuvar (4)

CAMİ DUVARINA İŞEMEK

Sağcılığın solculuğun, dinciliğin, milliyetçiliğin, komünizmin, Türbanın, fesin, şapkanın, çarşafın, laikliğin, nurculuğun, Süleymancılığın, modernitenin, şeriatçılığın ve benzeri dinsel veya ideolojik tarikatların çevresinde kümelenen insanlara ulaşmak için, siyasilerin kurnaz köprüler kurmaya çalıştığı öteden beri bilinmektedir.

Olaya bu açıdan bakılırsa, pisuvara işemeyi gündeme getirmek, nereye doğru bir köprü kurmaya çalışmaktır? Yeni bir türban tartışması yaratmak, taraftarı germek, tarafları kemikleştirmek değil midir? Ülke gündemini bulandırmak, karartmak, kapatmak ve bulanık suda balık avlamak, karanlıkta bir paye kapmaya çalışmak değil midir?

Yani “Olay pisuvara işemek değil, aslında olay, toplumda fitne ve fesat yaratmak, olay halk tabiriyle: cami duvarına işemektir” diye bir yargıyı haklı çıkarmakta değil midir?

Neden böyledir? Bayram değil seyran değil, niçin enişte baldızını öpmektedir? Vatandaş tüm sorunlarını halletmiş de nereye ve ne biçimde işeyeceğini mi düşünmektedir? Vatandaşı sidik zoru yapan şey pisuvar mıdır? Vatandaşı sidik zoru yapanlar, sorumluluğu pisuvara mı atmak istemektedir?

Bunlar bilinmez, ama Şark Kültürünün egemen olduğu bir ülkede, her şey her şeyin yerine geçebilir, her şey bir kurnazlık aracı olarak çıkara yontulabilir.

Örneğin iktidar: Ergenekon ve Kürt açılımında sıkışmış da gündemi değiştirmek veya kapatmak mı istemektedir, ya da bu sorunlara el altından mı çözüm arayacaktır? Yani pisuvar açılımı hükümetin bilgisi dahilinde olup da vali bahane midir? Bunlar da insanın aklına gelmektedir.

Bunlarla benim ilgim yok, çağa karşı değilim ve çağ dışılığın savunucusu değilim diyorsa eğer hükümet, bunu gündeme getirenleri sorgulamalı ve tasvip etmediğini açıklamalıdır. TC’yi AB’ye taşıyorum diyen bir hükümetin, pisuvar sorunu olmamalıdır.

Neden bu ülkede İslam’ın dostluk, kardeşlik, iyilik ve doğruluk gibi kavramları hiç gündeme getirilmemekte de, İslam cinsellikten ibaretmiş gibi gösterilmektedir?

Çünkü böylesi bir durum birleşmeye, bütünleşmeye gider, kavga biter, taraflar eteklerindeki taşı döküp kucaklaşabilir. Partilerin oy tabanları bir birine karışır, insanlara zıtlaşma yerine aklıselim hakim olabilir. Aklıselim sahibi insanlardan oy almak güçleşir.

Onun için siyasette en pis yerinden, en evinsiz, en içeriksiz, en olmadık bir şey seçeceksin ki, karşındakiler, “E, bu kadarı da olmaz artık” diye isyan etsin, itiraz etsin. Sonra da sen bu pisliğe itirazı, İslam’a itiraz biçimine getirerek taraftarlarını tahrik et ki, karşıya saldırsın, senin tarafın tam olarak bölünsün ayrılsın, onları kimse elinden kapamasın. Siyasi mücadelemizin temel dayanağıdır bu yaklaşım.

Bu da, yani bölmek parçalamak ve parçalardan birini kendine bağlamak zıtlaşmasız olmaz. İnsanları bilimden, bilgiden, doğrudan ve aklıselimden uzak tutmadan, toplu oy depoları yaratamazsınız.

İktidarını uzatmak ve oy depolarını daim kılmak istiyorsan, insanları boşluğa hiçliğe, insanları türbana sidiğe ve dolaysıyla cehalete kilitleyeceksin. Gün gelir pisuvar biterse, bu kez İslam’ı kadın elinin sıkılıp sıkılmamasına indirgeyeceksin. Otuz sene de onunla idare edeceksin. Gerçek ve insani bir İslam anlayışından ise daima kaçacaksın.

Ve yine neden temizlik, dostluk kardeşlik, doğruluk dürüstlük vs. İslam’a sembol olmazda bu pis ve cinsel düşünceler çağrıştıran kavramlar seçilir derseniz, maalesef İslam topluluklarının büyük bir çoğunluğu, cinsellik aşamasının ötesine geçemediğinden, dini de bu aşamada tutmaya çalışmaktadır.

İslam’ın bu gün dünyada başka dinler tarafından, insanlık için bir tehdit olarak algılanmasının, kan ve dehşetle eş değer tutulmasının nedeni budur. Bu İslam anlayışı da, maalesef insanı iyi bir yerlere götürememektedir ve götüremez.

Belki İslam’da bunlar bir azınlıktır, ama çoğunluk sessiz kalınca, dinselliği cinsellikle karıştıran bu azınlığın görüntüsü İslam’ı gölgelemektedir.

Bu yüzden, İslam’ı belden yukarı ve dondan dışarı çıkaramadıkça, onun insani, etik ve evrensel boyutunu yakalayamadıkça, İslam aleminin kalkınması, gelişmesi ve insan olarak bir yerlere gelmesi olanaksızdır diye düşünüyorum.
 

Yayın Tarihi : 31 Ağustos 2009 Pazartesi 10:25:12


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
mjk IP: 78.165.178.xxx Tarih : 2.10.2009 01:19:53

AÇIKÇA ABESLE İŞTİGALDİR.GEREKSİZ BİR HAREKETTİR.TÜRKİYE'Yİ BÖLMENİN YOLUNU AÇACAKTIR.bknz.Bugün  Avrupa Konseyinin  Türkiye içişlerine müdahalesi anlamına gelen beyanatı var.Ne diyorlar ....NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE   cümlesini kaldırın.....Emredersiniz .....

Ama DTP denilen parti bu beyanatın yanında yer alıyor.Neden ve kimden cesaret alarak......Düşünmek gerek....

Siz durduk yere açılm saçılım derseniz.....Bunların ne diyeceğide belli olmaz işte...Bu siyasi parti bünyesinde özellikle kadın vekiller Bölücü söylem ve demeçlerini artırıyorlar.Bir anamıza sövmedikleri kaldı.Hani nerede bu adamların fezlekelerini kaldıracak olanlar.Türkiye Cumhuriyeti Muz cumhuriyeti değildir.

BAYRAKLARI ELİMİZE ALARAK PROTESTO ETMELİYİZ....VE BAĞIRA BAĞIRA......HAYKIRMALIYIZ...NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.........DİYE.....