Haberin çarpıtılması her ülkede olduğu gibi ülkemizde de zaman zaman tartışma konusu olmaktadır. Medya organlarında haberlerden rahatsız olanlar, kendileri hakkında yayınlanmış haberlerin çarpıtılmış olduğunu ve haberlerin belirli bir amaca yönelik olarak düzenlendiğini ileri sürmüktedirler.

Haberin toplumu bilgilendirme özelliğinden, doğruluk, tarafsızlıkyansızlık kurallarından uzaklamşası ve haberin bu kurallara uyulmadan hazırlanması haberde çarpıtma olgusunu ortaya çıkarmaktadır. Bu tür haberler kişi ya da kurumları kamuoyu önünde güç durumda bıraktığı gibi haberi hazırlayan medya kuruluşunun da saygınlığını, güvenirliğini ve inanırlığını zedelemektedir. 

Haberde çarpıtma, kuşkusuz haberin asıl içeriğinde değişiklik yapılması ve gerçeklere uymayan bilgilerin yer almasıdır. Haberde çarpıtma durumunda haberin en önemli özelliklerinden biri olan tarafsızlık ilkesi tehlikeye düşmektedir girmektedir. Bu durumda da halkın doğru bilgilenmesi mümkün olmamaktadır. 

Modern toplumun demokratikleşmesinde yaşanan en büyük sorun, iletişim gücünün özel çıkarlar doğrultusunda çarpıtılmasından kaynaklanmaktadır. Yeni modern toplumlarda iletişim, ekonomik ve politik güç odakları tarafından kolaylıkla çarpıtılabilmektedir. İletişimin çarpıtılması gerçeğin bulunmasını olanaksızlaştırmaktadır. Çarpıtılmış iletişim, çağdaş toplumların iç çelişkisidir. İletişim, güç odakları tarafından bireye sezdirilmeden çarpıtılmakta ve böylelikle alınan siyasi kararlar haklılaştırılmaktadır.

Günümüzde insanların medyaya karşı içlerinde yaşattıkları baskın duygular, kuşkuculuk, güvensizlik, zor inanırlılıktır. Artık herkes iletişim sisteminin işlemesinde genelde bir şeylerin yürümediğini anlamaktadır.  Meydana gelen çözümsüzlüğün asıl nedeni olanaksızlık değil, haber söylemindeki engelleme ve çarpıtılmadır.

Haberlerin çarpıtılmasıyla ortaya çıkan yeni habercilik türü için önemli olan tasarlanan senaryonun yürümesi, gerçeğe boyun eğmemesidir. Gerçeğin çarpıtılmasında kullanılan habercilik türü tasarlanan senaryoları bir de hileli fotoğraf eklenmesiyle gerçekleşmektedir. Gazetecinin düş gücünün ya da doğrulanmamış gözlemlerinin yarattığı bir durum gerçek gibi sunulduğunda haber çarpıtılmış olmaktadır. Ayrıca gazetecilerin yeterli bilgi donanımına sahip olmamaları da haberleri yazarken kimi çarpıtmalar yapmalarına yol açmaktadır. 

Diğer yandan bazı yayın organları kendilerine reklam ve ilan vermeyen kuruluşlara karşı çarpıtılmış haber yaparak, onları kamuoyunun gözünde küçük düşürmektedir. Ulusal basında sıkça rastlanmayan bu davranışların örneklerine yerel basında ratslamak mümkündür. 
Sonuçta yayın organları devletin güdümünde ya da kendisine reklam verenlerin deneteminde olmadığı zaman, bağımsız, özgür, yansız, yorumsuz haber yaptıkları zaman, haberde çarpıtmadan uzaklaşmış olurlar. Ancak o zaman yayın organı gücünü ve etkisini tüm ülkeye kabul ettirmiş ve gerçek anlamda dördüncü güç haline gelmiş demektir.