Rahmi Koç, Hürriyet gazetesinden Ayşe Arman’la yaptığı röportajında “Dünyaya ağzımda gümüş kaşıkla geldim” demişti… Yani Koç, kadınların ilgisi açısından çok şanslıymış…
Acaba, malum serveti olmasaydı, kadın ilgisi şansının onda biri semtine uğrar mıydı?
Hiç zannetmiyorum… Ağzında, gümüş kaşık yerine benim gibi bakır kaşık bile olmazdı…
Söyleyeceğim şu: Kadın ilgisi konusunda Allah vergisi ‘şeytan tüyü’nü konunun dışında tutarsak; servet, şan, şöhret çok ama çok önemlidir… Tabii bunun yanında başka lojistik destekler de önemlidir; fakat, para ve ün birinci sırada gelir… İstediğin kadar genç, istediğin kadar yakışıklı ol; hava, cıva… Para ve şöhret kadınları hemen dize getirir…
Efendim, şu bizim Ali Kırca da böylesi şanslılardandı… Para desen çarık sağlam, ün desen renkli kutunun imparatoruydu…
Dedik ya… Şans da yetmiyor… Yani şansın yanında başka yetenekler de lazım… Yani tuzakları önceden hissetmek gibi….
Ne demiş büyük araştırmacı gazeteci Uğur Dündar ağabeyimiz… “Ali Kırca’ya kurulan seks tuzağını bana da zamanında kurmuşlardı…”
Uğur Dündar ağabeyimiz yer mi o tuzakları…
Onun hayatı kötüler için tuzak kurmakla geçti…
Fakat Uğur ağabeyimizin Kırca kardeşimize verdiği meslektaş desteği bir işe yaramadı… Madem zamanında sana seks tuzakları kurmuşlardı, niye daha önce Ali Kırca’yı uyarmadın, büyük araştırmacı gazeteci…
Yazık…. Uyarında geç kaldın…
Olay patladıktan sonra uyarıların bir işe yaramıyor… Bak, Kırca işinden oldu… Ne olacak şimdi… Sendikaya mı gitsin hakkını aramak için… İşsizlik parası onun ihtiyacını karşılar mı? Ne olacak Ali abimin hali… Öyle fasulyeden destek çıkmakla işler hallolmuyor…
Fakat yine de ben bu seks tuzağı meselesini pek anlayabilmiş değilim… Affederseniz, sözüm meclisten dışarı… Bu boya bu yaşa gelmişsin, gazetecisin be kardeşim… Dün köyden gelmiş eşek değilsin ya…. Hadi sümüklü bir gazeteci olsan anlarım... Fakat o tecrübe, o karizma… Demek ki her şey boşmuş… Mao’nun dediği gibi, “kağıttan kaplan” vaziyeti hakimmiş sende…
Dedim ya; anlayabilmiş değilim… Ne demek seks tuzağı…
Benim bildiğim tuzaklar kurda, kuşa, tavşana, çakala, ayıya, tavşana kurulur…
Ali Kırca ve Uğur Dündar bu saydıklarımdan olmadığına göre, bu ne iştir…
Hımmm… Peki seks tuzağı nasıl kurulur...
Olayın anlaşılması için bir senaryo yazsak… Olayı daha da mücessem kılsak olmaz mı?
Hadi o zaman bir hayal kuralım…
İşte hayal işte seks tuzağı…
Hayal 1…
O siyah saçlı kadın Ali ile mahallede karşılaşıyor… Yok devenin nalı… Mahallede olur mu? Hangi çağda yaşıyoruz… Olmaz… Bunu geçelim...
Hayal 2
Senaryonun esas oğlanı Ali, Arnavutköy sırtlarında, o çok sevdiği ‘Çökertme’ türküsünü mırıldanarak sabah yürüyüşünü yaparken, birden bire bir çukura düşer… Aaaa… O da ne… Çukurda çırılçıplak siyah saçlı genç bir kadın vardır… Dayanılır gibi değildir durum… Ve olan olur… Bir ara kadın kaçmak ister, fakat esas oğlan bırakır mı… Onu dövmeye başlar… Ve işini bitirir..
Yok… Olmadı… Beğenmedim… Tuzak aslında böyle kurulur da, seks tuzağının farklı olması lazım…
Hayal 3
Ali, halkın çektiği sıkıntıya yakından tanık olmak için, tebdili kıyafetle Topçular-Topkapı minibüsüne biner. Yanındaki koltukta da yaşamı boyunca hep bir ünlüyle birlikte olmanın düşünü kuran bir kadın vardır. Gençtir, güzeldir, hırslıdır… Kafasına da şarkıcı olmayı takmıştır… Ünlü olacaktır… Tivi programları onun ‘düzeyli birliktelik’leri ve dedikoduları ile dolup taşacaktır… Magazin dünyasının gündemini belirleyen kraliçe olacaktır… Bunun için de ona acilen bir tivi kralı veya imparatoru gerekmektedir... Fakat, o bir konfeksiyon atölyesinde remayözcü olarak çalışmaktadır… Şimdilik onun dedikodusu atölyenin ustasıyla olan fingirdeşmenin ötesine geçmez.. Fakat, o bir gün herkese gösterecektir ne olduğunu…
Bu arada konfeksiyon atölyesinde remayözcü olarak çalışan genç kadın yanındaki tivi yıldızını tanır; Topkapı’da birlikte inerler minibüsten…. Ve sonrasının devamı gelir…
Yok bunu da beğenmedim…
Hayal 4
Peki Ali Üsküdar-Eminönü vapuruna binsin…
Yok olmaz…
Ali minibüse, vapura biner mi…
Binmez…
Gerçekçi olmak lazım…
Hayal 5
Peki Beyoğlu’ndaki Lale pastanesinde profiterol yesin… Olmaz…
Hayal 6
O zaman senaryoyu başka türlü kuralım… Ali abi Boğaz’da nezih bir bara gider… Loş ve hafiften müzik çalınan barın barmenine viski sodasını söyler… Barmen ona özel şişeden içkisini hazırlarken, sırtı beline kadar açık olan siyah saçlı genç bir kadın, birden bire döner ve esas oğlan Ali’den sigarasını yakmasını ister… Ali sigara içmez fakat böyle durumlar için altın bir çakmak taşımaktadır… Ve sigara yakılır… Kadın içine çektiği dumanı Ali’nin o melul melul bakan gözlerinin başkalaştırdığı yüzüne hafif hafif üfler… Şuh bir edayla, “Sizi tanıdım… Siz ünlü tivicisiniz , değil mi?” der… Ve mevzuu derinleşir… Bar tabureleri yakınlaştırılır, dizdize vaziyetleri, el dokundurmaları; konudan konuya atlamalar sürüp gider… Bu arada içkiler de devrilir arkası arkasına… Ve o an gelir…. Kadın ona der ki: “Siz çok dokunaklı türküler söylüyorsunuz… Tivide izlemiştim… Hele o ‘Çökertme’ türküsünü nasıl söylüyorsunuz valla, bayıldım… Çok duygulandım… Acaba… Bana özel olarak söyler misiniz Çökertme’yi…”
Kalkılır… Bir dolmuşa binilir… Yahu ben de çok hırtım… Ali abim dolmuşa biner mi be… Onun porşesi, jipi falan vardır…
Neyse…
Ali abim, o akşam Çökertme’yi de, Gemilerde talim var’ı da söyler … Fakat “ilişki”ye girilmez… Çünkü, ablam artık usta olmuştur bu işlerde…
Hemen yatağa girmek var mı…
Adamı azdıracaksın ki maya tutsun…
Bu arada kader de ağlarını örmektedir… O siyah saçlı genç kadın bir akşam baklayı ağzından çıkarır… Der ki: “Ben kimim biliyor musun Ali… Hani sen, yıllar önce tebdili kıyafetle Topçular-Topkapı minibüsüne binmiştin ya… Yanınında oturan remayözcü kadın da bendim... Dua ederdim, bir kez daha seninle karşılaşmak için… Bak işte gerçekleşti… Artık, işçilik yapmıyorum… Beyoğlu’nda bar ve cafelerde şarkıcılık yapıyorum… Kendime göre bir ünüm var… Fakat, ünlünün ünlüsü olmak istiyorum… Ne olur beni tiviye çıkar… Ne olurrr…”
Esas oğlan da söz verir ve “Seni meşhur edeceğim…” der…
Der de bir türlü tiviye çıkarmaz genç kadını…
Bu arada buluşmalar genç kadının Beyoğlu’nun arka sokaklarındaki küçük dairesinde ve geç saatlerde gerçekleşmektedir…
Günler geçer, her buluşmada Çökertme söylenir fakat tiviye bir türlü çıkmak nasip olmaz kadın için…
Ve bir gün genç kadının tepesi atar…
Her akşam Çökertme dinlemekten usanmıştır artık…
Evet… O menfur plan kafasında şimşek gibi çakar…
İntikam alma arzusu içini bir kurt gibi kemirmektedir…
Çökertme anını gizli kameraya alma fikri iyice büyür…
Gider, bir kamera alır ve yatağının karşısına yerleştirir…
Sonrası malum…
Herhalde seks tuzağı böyle olur değil mi?...
Ahh be Ali abim…
Hakikaten bu dünyaya ağzında gümüş kaşıkla gelmişsin…
Sizi bir süre tivilerde izleyemeyeceğiz… Çok üzüleceğiz… O melul melul bakışlarına hasret kalacağız...
Bu arada farkındaysan eğer, sanal dünyanın yıldızlı, tıklanma imparatoru oldun…
Her ne kadar karizmayı çizdirsen bile yine imparatorsun, kralsın beee…
Boş ver her şeyi be Ali abim… Sat porşeni, cipini; bir hırka bir tespihle at kendini Katmandu’ya falan…
Tibet yaylalarında ruhunu temizle…
Ondan sonra küllerinden yeniden bir Ali yarat, bir kitap yaz, best ol be abim…
Yayın Tarihi :
14 Ağustos 2006 Pazartesi 20:09:11
Güncelleme :18 Ağustos 2006 Cuma 19:02:49
Yorumlarınız
Muzaffer Cellek IP: 85.103.237.xxx Tarih : 22.08.2006 14:19:25
Adam,renkli camların imparatoru.İmparatorlar ağızdan dolma tüfek değildir.Daldan eğme değil,köktön sürme bir öğretici,hami rolü üstlenirler.Ali Bey Abimiz de baktı ki işler kesat.Herkesin uçkuru elinde.Bir peşrev çekeyim dedi,dağlar taşlar inlesin,sürüdekü koyunlar melesin dedi.Ve cuburt yatağa..Aman abi..O ne elense çekişti öyle..Şimdi dillerde bu konuşuluyor.Yatmak-kalkmak peynir ekmek gibi.Onuu anan yok.O elenseyi ,o tumturaklı çekişi analatıyor brbirine.Aşkiyat Sahnesinde ilk öğreti,'elense'çekmek.İkincisi,'şakşaka şuk- şuka ile karışık elense çekerken,arada bir pat pata,çat çata,tak taka sesleri, İtalyan Montovidio Orkestrasının bateristi gibi ritm tutmak. Bizim garip oğlan 'şakşuka' cıyı bile geçti bizim Ali Abimiz..Eee,imparator bu.Bu kadar öğretici olacak.Yoksa uçkurlar elde kalacak..Ört Ki,ÖLEM!..
Serap IP: 82.16.237.xxx Tarih : 20.08.2006 23:23:15
Uzun sozun kısası; cukkası sağlam, şöhreti tavan yapanlar tuzağa düşürdükleri ile tuzağa düşerler. Yüksek dozdaki viagra da işin kremasıdır.