Demokratik Toplum Partisi (DTP) Çankaya’ya kabul edildi…. Üstelik kara harekatı polemiğinin en sıcak günlerinde… Bunun yanında Irak Cumhurbaşkanı Talabani’nin Ankara’da kabul görmesi de işin ucuna eklenirse, uzun zaman sözü edilen Kürt sorununun hem iç hem de dış çözümüne yaklaşıyoruz galiba...
Bu arada 6 Nisan 2008’de Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır’da açıklayacağı Kürt dosyasının parçaları ortaya saçılmaya başladı. Erdoğan, New York Times’a verdiği demeçte Güneydoğu’ya 5 yıl içinde 12 milyar dolarlık yatırım yapılacağı müjdesini verirken, demokratik ve kültürel haklar kalemine de Kürtçe TV'yi ekliyor…
Gazeteci olarak 1995-1996’ya kadar Güneydoğu’ya sıkça giderdim… Sanırım 1993’lerdi galiba.. Güneydoğu sorununun çözümü için zamanın hükümeti bölgeye bir takım teşvikler vermişti.. . Bunlardan birisi de yabancı kurumların da katkıda bulunduğu hayvancılık teşvikiydi…
Gördüklerim bir komediydi.. Bölgenin aşiret reisi, ağa, mütegallibe, korucu ve yerel siyasetçilerinden oluşan uyanıkları bu teşvikleri kendi aralarında paylaşmışlardı..
Sonuç olarak yapılanlar neydi biliyor musunuz? Çatısı bile çatılmamış, duvarları briketten tiyatro dekoru gibi ağıllar..
Ortada ne hayvan var ne yetiştirici…
O çatısı bile çatılmamış ağıllar hem PKK’lıların Keleşlerinden hem de korucu ve Özel Timlerin silahlarından çıkan mermilerle delik deşikti..
Tam olarak miktarını hatırlamıyorum fakat, bölgeye bayağı bir para saçılmıştı… Milyonlarca dolar uyanıkların cebine akıtılmış, o çaresiz yoksul Kürtler yine dertleriyle baş başa bırakılmıştı…
Güneydoğu’ya yatırım deyince aklıma ilk gelen bu manzara oldu…
Bir de siyaseti de ellerinde tutan aşiret reisi ve ağaların kurdukları şirketlere verilen yol, gölet gibi devlet ihaleleri… O yollar sakız gibiydi… Yapılmasıyla köstebek yuvasına dönmesi bir oluyordu…
Bu kez bölgeye akıtılacak 12 milyar doların büyük bir kısmı GAP’ın bitirilmeyen bölümlerine gidecek besbelli… Çünkü GAP’ın tümüyle bitirilmesi acilen gerekiyor…
Başbakan’ın demek istediği gibi bölgede Kürt sorununun bitirilmesi veya en aza indirilmesi için işin ekonomik ayağı çok önemli..
Fakat ondan da önemli olan Kürt sorununun siyaseten çözüme kavuşturulması… Türklerle birlikte incinen Kürt ruhunun iyi algılanması başta gelen hassasiyet.
Etnik sorunların çözümü için algılama çok önemli…
Onun için de toplumsal ve siyaset iklimi giderek hazır hale geliyor… Sessiz çoğunluk olan, işinde gücündeki halk son seçim sonuçlarıyla bu iklimi yumuşattı. Sivil iktidara şanslarla dolu bir kapı açtı.
Hem DTP’lilerden hem de dağdan gelen demeçler; Türkiyeli Kürtlerin ayrı devlet kurmaktan vazgeçtiklerini ortaya koyuyor. DTP sayısından çok fazla olan AKP ve CHP’deki Kürt vekiller de demokratik çözüm için önemli imkan…
Talepler demokratik… İstenen Kürt kimliğinin, kültürünün ve dilinin özgürce hayata geçirilebilmesi için Anayasal güvence…
En önemlisi ve en yakıcısı da şu… Türk annelerden daha fazla ağlayan; oğulları dağda ölen veya hâlâ dağda olan Kürt annelerin gönüllerinin rahat olması için istenen cesur bir af…
Bu af için bir liderin kendisini siyaseten feda etmesi bile gerekebilir.. Onca, ölüm, onca gözyaşı onca sert laflardan sonra kolay değil… Fakat ben Anadolu insanının ezber bozucu olduğunu çok iyi bilirim.. Cesaret ve basiret gösterecek siyasetçi, bir de Bizans oyunlarına gelmezse, insanların gönlünde ve tarihin sayfalarında taht kurar... İşte krizleri bitiren lider de böyle olur...
İyi yönetilen cesur af, şiddet ve sertlik eğilimlerini en aza indirirken; içinde kan olan, ölüm olan dönemin acı ve kin dolu hikayelerinin de kuşaktan kuşağa geçmesini engeller… Onun yerine hoşgörü tarlası oluşur kalplerde…
Bu taleplerin yerine getirilmesi ile hem Kürt sorununun çözümünde yol açılır hem PKK tasfiye edilir… Türkiye bir "ohh "çeker, rahatlar...
Çünkü Kürt sorunun yakıcı bir parçası PKK sorunu çözülmezse daha çok genç canlar yanar dağda, ovada, şehirde…
Başbakan’a tavsiye… Etnik ve milli sorunların temelinde yalnız yoksulluk yok…
Esas olarak tedip, tenkil ve asimilasyon cephanesiyle doldurulmuş çağdışı, ırkçı yöntemlerle aşağılanan kimlik sorunu vardır…
İşte size yakın geçmişimizdeki bir Adalet Bakanı’ndan; Hitler ve Mussolini ırkçılığını aratmayacak tüyler ürpertici örnek:
“Herkes, dostlar, düşmanlar ve dağlar, bu ülkenin efendisinin Türkler olduğunu bilmelidir. Arı Türk olmayanların, Türk anayurdunda sadece bir tek hakları vardır: Hizmetkár ve köle olma hakkı.” (Mahmut Esat Bozkurt, Milliyet, 19.9.1930).
Bu kafa ve zihniyet Türkiye’yi bu hale getirdi… Diyeceksiniz ki hiç mi Kürtlerin de günahı yoktu… Vardır, olmadığını söylemek safdillik olur… Fakat büyük devlet olmanın bir kuralı vardır… Yönetici sizseniz, tüm yük sizin sırtınızdadır… Sorunları çözmek, hem de ülkeyi acılara boğmadan çözmek hakim milli unsurun görevidir…
Başbakan’a bir tavsiye… Etnik ve milli sorunlar belediye ve genel seçimleriyle çözülmüyor.. Çözülseydi şimdiye kadar çözülürdü…
Yalnız ekonomik zenginlikle de çözülmüyor…
Çözülseydi İspanya’nın en zengini olan Bask bölgesinde ayrılıkçı ETA sorunu çıkmazdı.. İrlanda’da İRA sorunu hiç gündeme gelmezdi…
Evet, Türkiye 12 Eylül Anayasasının askeri vesayetinden bir an önce kurtulmalı.
Kürtler kendilerini kimlikleriyle özgür hissetmeli.. Böylelikle Türkiye hem özgür olsun hem de demokratlaşsın...
Gençlerin iş bulması, iş kurması ve dağlardan cenazelerin gelmemesi için ihtiyacımız olan özgürlükle Türkiye şaha kalksın..
Çünkü ne Türkler ne de Kürtler için gidilecek veya işgal edilecek toprak var...
Ölüm ve kan bitsin… Artık yeter…
Türkiye'de kürt sorunu birkaç yıllık bir sorun değil. daha önce bağımsız bir kürt devletini isteyen kürtler şimdi barışın,eşitliğin ve özgörlüğün teminatı istiyor. kürtler artık bir bağımsız devlet istemiyorlar.iş istiyor, istihdam istiyor. yıllarca doğu bölgesi geri bırakılmıştır.ekonomi özgörlüğün kısıtlandığı, öğretmensiz okulların olduğu bir eğitimsizlik sürecinden geçmiştir kürtler. daha bunlara yeter demenin zamanı gelmiş ve geçiyor da . kürtler de türkler gibi bu vatanın asil insaları olduğunu hiçbir zaman onutulmamalıdır. türkler ve kürtler asıllardır bu toprak için bir olup, dış güçlere karşı amansız bir mücadele vermişlerdir.
Bu yazıdan sonra size önyargılı düşündüğüm için kendimden uatandım. Kürt sorunu genlerde kötü ve saçma sapan yorumlarla halka aktarılır. Ama bu yazı gerçekten tarfsız olmuş. Elleirne sağlık. Bizi adam yerine koyan bir yazı. Bir Kürtler gerçekten sizi gibi aydınların yazılarını okuyunca birlikte yaşam duygumuz artıyor. Kürt sorunu denince akıllarına terör veya ekonomik sorun gelenlere diyeceğim hiç bir şey yok. Onlar o saçmalaıkları ile hiç bir şey çözemez. Kürtlerin de hataları var tabi. Ama empati kurarak bütün sorunlarımızın üstünden rahatlıkla gelebiliriz. Ben başlığa bakınca dedim yine resmi ideoloji ile ilgili bir yazıdır dedim. Ama okuynca çok beğendim yazınızı. Umarım bundan sonra Hiç bir Kürt ve Türk insanı birbirni öldürmek sorunda kalmaz. Kardeşçe bir gelecek dileğiyle. sevgiler ve saygılar...