16
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Genç Kürt Siviller ne diyor?

Daha düne kadar, "Türkiye Malezya olur mu"yu tartışıyorduk. Daha sonra “sokak baskısı”nı tartışmaya başlamışken araya “Türkiye’ Kuzey Irak’a girsin, Kürtleri tepelesin” çılgınlığı ortalığı kapladı. O tartışma sanki halloldu ki şimdilerde, “Türkiye Kuzey Irak’a, şöyle mi girsin böyle mi girsin”i tartışıyoruz…

Hatırlarsınız,  Türkiye koskoca bir yazı seçim ve Anayasa tartışmalarıyla bitirdi.

Sahi o tartışmalardan geriye ne kaldı? Seçim sonuçlarını bir tarafa koyarsak Anayasa tartışmalarından geriye koskoca bir hiç kalmışken, sonunda -üstüne tüy dikercesine- heyecansız, ruhsuz, içi boşaltılmış bir Anayasa referandumuna gitme kararını aldı Türkiye…

Ne gam…

Sonuç “hayır” çıksa ne olacak “evet” çıksa ne olacak.. Koskoca bir hiç daha…

Sorarım size; böyle bir toplum sağlıklı mıdır? Ruhlarımız s ağlık mı?


Sorduğuma göre, cevabını da ben vereyim: Böyle bir toplum olsa olsa şizofrendir… Sağlıksızdır.

Şizofrenik halimizle sonucu belli olmayan olayları tartışırken güzel ülkemizin güzel insanlarının güzel çıkışlarını hiç görmüyoruz ne yazık ki…

Bu ülke insanlarının en büyük sorunlarından birisi ve iyi şeyleri görmemizi engelleyen, gözümüzü kör eden alışkanlığı korkudur…

Karşılıklı büyüyen, büyütülen korkulardır. O nedenle muhaliflere hiç şans tanınmaz. Hatırlamak isteyen için nice cadı avı vardır geçmişimizde… En sonuncusu Hrant Dink cinayeti ile Malatya’daki Hıristiyan misyoner gençlere yapılan vahşet değil mi?

Maalesef muhalif kültürümüzün altında yok etmek, karalamak var.

Yafta da hazırdır: “Vatan haini, bölücü, komünist; Türk müsün Kürt’müsün? Müslüman mısın gavur musun? Şeriatçı mısın laik misin?” Listeyi çok uzatabiliriz…

Bir süre önce, Yenişafak yazarı Ali Bayramoğlu’nun “Genç Kürt Siviller Rahatsız!” yazısını okudum…


Türkiye’de Genç Kürt Sivilleri diye bilinen bir inisiyatif var… Sözkonusu inisiyatif Güneydoğu’daki gençlerin PKKya rağmen oluşturdukları bir karşı çıkış… Bunlara putkırıcı da diyebiliriz. Putları kırmak zordur; peygamberler gibi taşlanırlar… Ne İsa’ya ne Musa’ya yaranırlar… Zahmetlidir işleri…

Ali Bayramoğlu’nun köşesinde yayınladığı Genç Kürt Sivilleri bildirisi, biliyorum ki okuyanların çoğunu kızdıracak…

Kızın… Bir şey diyemem.. Kızmak da bir hak… Kızın fakat, kızgınlığınız ve öfkeniz geçtikten sonra bir düşünün… Düşünmek için de masanın öbür ucuna geçin.. Yani empati yapın…. Bakalım empati yeteneğiniz var mı?

Lafı fazla uzatmayayım... İşte kızacağınız o bildiri…


“Biz bu coğrafyanın Kürt gençleriyiz. Şiddetle tek ilgimiz onun mağdurları olmamız. Türk gençlerden tek farkımız onlardan ayrı olarak sadece okuma- yazmayı değil Türkçe konuşmayı da ilkokulda öğrenmemiz. Yoksa ne kadar yoksulluğu varsa bu memleketin biz de çektik. Biz de Sezen Aksu'ya, Neşet Ertaş'a ağladık. Farkımız Şivan Perwer'e, Aynur Doğan'a da ağlamamız.


Biz buraların Kürt gençleriyiz. Köylerimiz yakıldı. Küsmedik. Göç ettik, en kötü yerlerde yaşadık, en kötü işleri yaptık. İsyan etmedik. Akrabalarımız faili meçhul cinayetlere kurban gitti, intikam peşinde koşmadık. Üzerimize bombalar atıldı, hukuktan başka bir şey istemedik.


Biz buraların Genç Kürt Sivilleriyiz. Siz acının sadece bir tarafını biliyorsunuz. Biz her tarafını…


Bir taraftan en büyük asker bizim asker tezahüratları ile havaya atılan gençlerin tabutları dönerken evlerine, bir taraftan da evinden çıkalı yıllar olan, bir gece yarısı sessiz sedasız gömülen gencecik insanların hayatları tükenirken bu bayram arefesinde, bizim geleceğimiz için gencecik insanları öldürme emri verenlere bizim de söyleyecek bir çift lafımız var.


Bu tavırlarınız hangi akla, hangi mantığa, hangi vicdana ve de en önemlisi hangi ahlaka sığıyor.


Bu ülkede yaşayan ve barış isteyenlerin elini yine yeniden zayıflatmaktan başka hiçbir anlamı olmayan bu hareketinizi bizim özgürlüğümüz için mi yaptığınızı düşünüyorsunuz. Kürtlerin geleceği için karanlık ilişkilere mi dalıyorsunuz?


Siyasetin havası esecekken bu ülkede, mecliste iken temsilcilerimiz, üstlerinde hükümetten, askerden, derin devletten, ya sev ya terk et diyenlerden baskı olsa da biz arkalarında duruyorduk kendi fikirlerimizle, kalemlerimizle; konuşarak, dokunarak, değerek.


En son Beytüşşebap'ta neler olduğunu bu ülkede aklıselim insanlar tam da öğrenecekken ve buna karşı bir duruş gösterecekken, silahtan başka çözüm istemeyenlerin, güçlerini kandan, gencecik askerlerin kanından alanların eline çok güzel fırsat geçti sayenizde. Kararttığınız sadece 13 hayat değil ayrıca bu ülkede açığa çıkmayı bekleyen derin devletin ve savaş karşıtı güçlerin çıkış yolunu da kararttınız.


Kürtçe ve Türkçe ağıtlar yakan analarımızın göz pınarlarını kuruttunuz bu bayram arefesinde.


Mağdur insanlar zalimleşmeye başladığında o zaman yeni mağdurlar yaratacaktır değil mi? Siz de biz Kürtlerden zalimleşmemizi mi istiyorsunuz? Bu mu bu ülkedeki derin güçlerle ortak paydanız.


Ne Beytüşşebap'taki karanlık katliamı unutacağız ne Şırnak'taki o askerleri. Aynı Şemdinli'yi ve terörist diye adlandırılan Diyarbakır çocuklarını unutmadığımız gibi. Biz zalimleşmeyeceğiz. Ne mutlu Türküm demeyenlerin de mutlu olabileceği bir Türkiye için bizlerden beklenen sağduyuyu göstereceğiz.


Tercihimizi yaptık. İlle de beraber yaşayacağız! İlle de bir arada yaşayacağız! Çünkü biz biliyoruz ki bu hayat ne Kürtlük ile geçer ne de Türklük ile.

Sözün bittiği yerde değil başladığı yerdeyiz. İnsanların yaşadığı yerde söz bitmez çünkü.
Ölmek değil, yaşamak istiyoruz.
Susmak değil konuşmak istiyoruz.


Birileri bu ülkede, adaleti, vicdanı ve insanlığı ayaklar altına alarak çevremizi kirletebilirler ama biz Genç Kürt Siviller kendi kapımızın önünü her zaman temiz tutacağız…”


Böyle seslere ve böyle gençlere ihtiyacımız var…

Yayın Tarihi : 20 Ekim 2007 Cumartesi 17:23:23
Güncelleme :21 Ekim 2007 Pazar 04:51:18


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
iremnur IP: 88.232.225.xxx Tarih : 21.10.2007 14:56:13

Yüksel bey bugün ölen 23 teröriste evde ağladınız mı onu yazın siz ve yazılarınız bu siteye hiç yakışmıyor sizin yazı yazmanız gereken siteler de TÜRK hükümeti tarafından da kapanıyor.Bilmem anlatabildim mi?


son osmanlı IP: 85.98.30.xxx Tarih : 22.01.2008 08:13:18

eskıden gelen bır sey olmanlı osmalı ımparatorlugunda komutan görev verıp basaramadıgı zaman kendını vururmus onlar gordugum fotorafta gulumsuyolar ben unutmadım baspınar katlıyamını bebek katlıyamı yapan ınsanlarINI onlar teslım olmadan dusunecektıler kıme teslım olduklarıNI TURKIYE CUMHURIYETI DEVLETINE GUVENIM SONSUZ GEREKEN CEZAYI ALACAKLAR HEPIMIZ TURKUZ...