22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Üç maymunlar çetesi

Hatırlar mısınız? 07.10.2006 tarihinde Moskova’daki evinin önünde öldürülen araştırmacı Rus gazeteci 48 yaşındaki Anna Politkovskaya’yı… Çeçenistan’daki işkenceler, kirli savaş ve faili meçhullerle ilgiliydi Anna Politkovskaya…

Sabah yazarı Erdal Şafak, Anna Politkovskaya’nın ardından şöyle yazmıştı: “Uzmanlık alanı hızla totalitarizme kayan Putin’in politikaları, yönetimdeki rüşvet çarklarıydı. Ama onlardan da önce ‘Rusya’nın utancı’ dediği Çeçenistan savaşı. Öldürüldüğünde Rus güçlerinin Çeçenistan’da işkenceleriyle ilgili uzun bir yazıyı ya bitirmişti ya da bitirmek üzereydi. Birçok saygın kurumun ödüllendirdiği Politkovskaya ardında epey kitap bıraktı: ‘Çeçenistan Günlüğü’, ‘Putin’e Göre Rusya’, ‘Cehenneme Yolculuk’ gibi... ‘Cehenneme Yolculuk’a göz atmak yeterli. Buyurun: ‘Bir Rus askeri, bir eve dayandı. Yaşı 70’e yakın bir kadın açtı kapıyı. Asker ‘Bana bira ver’ diye bağırdı. Kadın ‘Yok ki evladım’ diye boynunu büktü. Asker silahını doğrultup 5 kez tetiğe bastı. Kadının yaşlı bedenine saplanan kurşunlar 5.45’likti. Tüm uluslararası anlaşmaların yasakladığı kalibredeki kurşunlar...

Çeçenistan’a gönderilen birliklere tek kelimelik talimat veriliyor: ‘ Zatçistka’. Bu ‘ temizlik’ demek. Yani, ‘ Her şey serbest!’ Onlar da gereğini yapıyorlar: İnsanları tarıyorlar, işkenceden geçiriyorlar, tecavüz ediyorlar, yağmalıyorlar, fidye için kaçırıyorlar, hatta ölüler için bile fidye istiyorlar.’ Alacakaranlık kuşağındaki ülkelerde bu kadar cesur ve tepedekilerin sinirini bozan bir gazetecinin uzun ömürlü olması zaten mümkün değildi…”

Cesurdu Anna Politkovskaya… Herkesin üstüne gidemediği bir alan seçmişti kendisine… Aynen Hrant Dink cinayetinin zanlısı gibi, onu öldüren de güvenlik kameralarına yakalanmıştı… O katil de Harant Dink’i öldüren genç gibi çok soğukkanlı ve pervasızdı. Anna’yı öldürdü ve hiçbir şey olmamış gibi yürüyüp gitti…

Hrant Dink de 1915 Ermeni tehciri ile kimliği yaralanan Türkleri, Ermenileri gerçeğin ve utancın acımasız yüzü ile karşı karşıya getirmenin uğraşı içindeydi. Onun bütün derdi bu acımasız gerçeğin üzerinden bir uzlaşı yolunun taşlarını döşemekti. … Çünkü her iki milletin de kusurları vardı… Tabii ki bu kusurun en büyüğü tehciri iyi yönetemeyen İttihat ve Terakki yönetimindeki Osmanlıydı…

Dikkat edin… Soykırım demiyorum, tehcir diyorum… Fakat kanla yazılan bir tehcir… Tehciri yöneten Talat Paşa’yı bile ağlatan bir olaydan bahsediyorum…

Düşünce özgürlüğü artık sorun değil insan için… Düşünürsün ve söylemezsin…. Olur biter…

Fakat, kuşakları yiyip bitiren düşmanlıklardan insanlığı vahşetin uçurumlarından çekip almak, tarafları bir uzlaşı masasının etrafında buluşturmak, gerçeği korkmadan söyleyebilen insanların işidir…

Rusya’daki Anna Politkovskaya ile Türkiye’deki Hrant Dink, tam da bu nedenle ve benzer şekilde sokak ortasında öldürüldü…

Onlar gerçeği ve bu gerçeğin utancından konuşulamayanları avaz avaz haykırıyorlardı...

Bunu istemeyenlerin tek silahı ise öldürerek susturmaktı…

Artık, düşüncenin ifadesini önleminin yolu bu: "Bam..."

Düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki yasal engeller kalktıkça vahamet derecesinde “Üç maymunlar” oynanıyor; “görmedim, duymadım, bilmiyorum”…

“Üç maymunlar” oynanarak sokak cesaretlendiriliyor… Sokağın ilkelliğine yol açılıyor…

Hrant Dink cinayetinden sonra ortaya dökülen ve insanın kanını donduran sorumsuzluklar karşısında ‘ üç maymunlar’ı anımsamamak mümkün değil.

Yakın tarihimizde özgürlükler karşısında çoğu kez aynı kaderi paylaştığımız Rusya ve Türkiye’de durum çok vahim…

Ortada iki zanlı var; birincisi maddi ve manevi çaresizlik içinde olan ve provoke edilen sokak, ikincisi de sokağı görmezden gelenler…

Bu da bir başka çete türü mü?

Yani “Üç maymunlar çetesi” mi?

Bütün çeteler Susurluk gibi olacak değil ya… 

Evet, Hrant Dink cinayetinde beklentiler ortaya çıkmayabilir. O nedenle kimse şaşırmasın…

Yayın Tarihi : 5 Şubat 2007 Pazartesi 21:44:06
Güncelleme :5 Şubat 2007 Pazartesi 22:05:35


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Yılmaz Ergüvenç IP: 212.253.11.xxx Tarih : 10.02.2007 09:37:58
Doğruları yazıyorsunuz. Ama doğruları, önüne bir tül perde çekerek yazıyorsunuz. Ve ben ne demek istediğinizi anlıyor ve takdir ediyorum.