Vicdansızların bayramını kutlamıyorum…

Vicdansızların bayramını kutlamıyorum…


Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök diye bir adam, vatan tarifi yapmış 13 şehit haberinden sonra… Şehit  kanı  üzerinden.... Edirne’den Kars’a kadar... Tam bir ezber…

Ona bir sorum var?

O zaman gazetende veya o medya ortamında Ahmet Hakan diye "raporlu" asker "kaçağı"nı maçan sıkarsa çalıştırma…

Çünkü o dandik bir asker "kaçağı"… Derdim militarizm değil, derdim, adalet... Derdim vicdan odalarımızın temiz olması... Pislikler halının altına süpürülmesin.

Askerliğe vicdani olarak karşı çıksa ve o nedenle askerliği yapmasa anlarım  derdini ve arkasında yer alıp savunurum... Vicdani retçi olarak şunu söyleyip askerliğe karşı olsa: Ben Askerliğe karşıyım, ben savaşa karşıyım, ben insanların birbirlerinin öldürmesine karşıyım... Ben silahlara karşıyım...  O zaman canım ona kurban...

Nerde... O tam bir esnaf...  Kitabına uygun askerlik kaçağı …  Bilmem hangi "safrası"ndan ameliyat olma dümen yaratığı...

Anlarım; insan korkar... Gitmez askere... O zaman geleceğine yönelik hesaplarını ona göre yapar...

O hesaplarını yapmazsa, marifeti ortaya çıkar bir gün... Cehalet ile akıl karşı karşıya getirilmez...

Çünkü iplenmeyen Allah'ın ipi uzundur...

Yoksullar askerlik yapacak;  ve onlar, yani yoksul, torpili olmayan gençler soğuk, sıcak, rüzgârlı, yağmurlu, karlı dağlarda şehit olacak…

Sonra yaptığın gazetende sen şehitlik mavrası çekeceksin...

Sen herkesi aptal kendini zeki mi sanıyorsun "cambaz"…

Ahmet Hakan dandikten askerlik yapmayacak… Halkın yoksul çocukları oralarda ölüp gidecek ...
Yok öyle dümen…

İki kuruşa Trakya köftesi olmaz…

Vatan dediğin şey vicdandır…

Var mı vicdanın!

Tabii, paraya köle insanın vicdanı olur mu? Tabii ki olmaz...

O zaman,  gerisi hikâye…

Mahallemden sevdiğim arkadaşım Mustafa Kahya anlattı…

“13 şehit haberlerinden sonra, bir TV kanalında program seyrettik eşim ile birlikte… Programın adı 'Ben de oradaydım' gibi bir şeydi galiba.. Çok sert bir program... Yüz'e yakın PKK’lıyı Gabar dağında öldürmüş Türk askeri... O olayın detayları anlatılıyordu...

Eşim gözlerimden sicim gibi yaş akıtarak ağlamaya başladı…

Söylediği şu oldu: 'Onların da annesi yok mu?' ”

İşte vicdanlı Anadolu insanı böyledir…

O Kürt gençlerinin ölümüne ağlayan Sivaslı kadın, Türktür… Bırakın Türk'ü mürkü, insandır...

Onun göğsünün ortasında gül kokan bir vicdan madalyası vardır…

Hey Hürriyet Gazetesinin dandikten gazetecisi ve yönetmeni  Ertuğrul Özkök…

Ne olur gazetecilik yapmayın artık... Hele hele gazeteci olmayan Çölaşan'ın anlattıklarından sonra...

Bırakın asker “kaçağı” Ahmet Hakan yapsın Hürriyet gazetesi yayın yönetmenliğini…

Çünkü hiçbir şey fark etmez..

İkinizin de vicdanı yok…

Ne olur iyi insan olalım...

Bu yazı,  "Ben işlerimi kızıma, damadıma bıraktım, artık medya ile ilişkim  yok" palavrasını etrafta söyleyen Aydın Doğan'a da "kapak olsun"...

Bana göre, geleceğimiz; "iyi", "vicdanlı" , "akıllı", "adaletli" ve "özgürlükten" yana olmakta,,,

Vicdanı olan herkesin bayramını kutluyorum..

Olmayanın kutlamıyorum…

Not: Bu yazıya kimse cevap vermeyecek... Çünkü çok iki yüzlü bir toplumuz... Tanrı korkumuz olmuş...