6
Mayıs
2024
Pazertesi
SİYASET

Siyasetin Çocukça Tarihi

Siyasetin Çocukça Tarihi...

 
       Çocukken bir öğretmenimden,bir askerden ve bir de amansız,karanlık kış gecelerinden korkardım.Dünyanın en uzun gündüzlerini ve en karanlık gecelerini yaşardı çocukluğum.Ekinoksun adını bile henüz duymamıştık ve gündüzle gece hiç bir zaman eşit olmadı namaza bir saat kala güne başlayan babam için.
    Kaçaktan sarılırdı tütünler ve dengbéj söylenceleriyle başlardı gece.Sigarasız ve içinde "yar"
olmayan türküler dinlenmezdi "anot" ve "katot"a bağlı plaklarda."Sigaramın dumanı/Yoktur yarin imanı"...
    Akşam 6'da BBC-Londra,8'de Amerika'nın sesi ve 9:15'te Erivan radyosundan birkaç stranla,
köyün tek radyosunu yine köyün tek lux lambalı evinde dinlemek için toplanan köylüler uğurlanırdı ışıksız köyün karanlığına doğru...
    Bayramlarda annem babamın bizlerin de annemin elini öpmemizdi tarihi ve siyaseti sorgulama sürecimin o ilk başlangıcı.O yıllar Van'da lisede okuyan amcamın yolunun tedirginlikle beklendiği,sağlı-sollu yıllardı -ki ben henüz sağımın sarmısak,solumun soğan olduğunu bile bilmezken-...
Herkesin ağzında sakız olmuşken siyaset,bizim çocukça kaygılarımız da "cincin" sakızlara ve zürafa resimli,muz aromalı gofretlere dair olurdu.Ve amcamın yolunu biz de gözlerdik muz aromalı çocukça bir heyecanla...
    Muhtarlık seçimlerinde bizim köyün öğretmenine pusulalar yazdırılır biz de sorularla büyüklerimizi
bunaltırdık."oyları sandığa atacağız" ne demekti? ne diye bir sandığa atılıyorduki o kağıtlar?.Zaten
o zamanlar bir onu bir de herkesin bir yolculuğa çıkarken "biletimi Kestim" demesini kavrayamıyordum.Bilet neydi? Nasıl kesiliyordu? neden bir yerlere giderken bilet denen şey kesilip biçiliyordu?...
Derken bir gün radyo sonradan adının "marş" olduğunu öğrendiğim acayip türküler çalmaya başladı ve adamın biri bağıra bağıra bir şeyler söylüyordu bilmediğim bir dilde.Galiba birileri fena kızdırmıştı o amcayı netekim!
Ve yıllar sonra,liseye başladığım dönemlerde anlamaya başlayacaktım demokrasinin üstünden tankların,çocukluğumun da bir yığın cevapsız soruyla geçtiğini... sağcı,solcu,muhtar,sandık,devrim,ihtilal,seçim,darbe ve siyaset...Hiç birinin cevabı yoktu o zamanlar
benim cephemde ve eminim şimdi bile aktif siyasetle uğraşan bir çok kişi merak edip irdelemedi bu soruların gerçek cevabını.Zaten gerek de yoktu.Bilgiden çok daha önemli ve etkili şeyler vardı coğrafyamızda.Biraz zengin,üç-beş de "oy" sahibi olmak bilim adamı olmaktan çok daha fazla getiriye sahipken,bir çok kadın için iyi bir kalça sahibi olmak iyi bir kafa sahibi olmaktan daha iyi prim yapıyorken ne gerek var ki merak edip okumaya ve öğrenmeye...
Yayın Tarihi : 19 Mart 2004 Cuma 20:53:47
Güncelleme :3 Temmuz 2008 Perşembe 12:08:54


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?