Muğla Üniversitesi'nde, Çin'in dünya ve Türkiye ekonomisi üzerinde etkilerinin ele alındığı bir konferans düzenlendi. Muğla Üniversitesi Banka-Borsa Topluluğu tarafından düzenlenen konferansa konuşmacı olarak, ESPAŞ Çin Temsilcisi Alptekin Aydın katıldı.

Çin'in dünyada bir güç olarak yer etmesini yıllar itibariyle değerlendiren Aydın, Çin'in 1984 yılında birçok ülkeyi kendine bağlamaya başladığını, dış yatırımları sağlayan bölge alanları açtığını, 1990 yılında Şangay şehrini teknoloji alanı ilan ettiğini ve yeni çalışma alanları oluşturduklarını kaydetti.

1992 yılında 15 serbest alan, 49 ekonomik mal teknolojisi alanı gerçekleştirdiklerini belirten ESPAŞ Çin Temsilcisi Aydın, Çin'de merkezi hükümet siyasi ve ekonomik kararlar aldığı zaman bürokratların bunlara karşı çıkmadan yorumsuz olarak kabul ettiğini ama Türkiye'ye bakıldığında bürokratların her şeye engel olduğunu öne sürdü.

Türkiye'nin Çin ile rekabet edememesine gerekçe olarak işçiliğin ve bazı malların ucuz olmasını gösteren Aydın, "Ülkemizde üretim için gerekli olan enerji Çin'e göre 3 misli pahalı. Enerjiyi iyi kullanamayan ülke pahalı üretim yapar. Bu pahalı üretim sonuçta dışarıya bağımlılığı artırır. Bir diğer önemli konu da, Çin'de tamamen serbest ekonomik koşullarla rekabet edilir. Herkes Çin'i fakir ülke olarak bilir. Oysaki Çin fakir bir ülke değil, fakiri de, zengini de olan bir ülke. Çin'in Türkiye'de en güçlü olduğu sektörün tekstil olduğu görülüyor. Çin Avrupa ülkeleri, AB ülkeleri, Balkan ülkeleri, Azerbaycan ve Türkmenistan gibi ülkelere ihracat yapmakta. Türkiye, konumu itibariyle satan değil, alan bir ülke" dedi.