Zamana meydan okuyor

Dünyanın en yaşlı kadını olarak bilinen 116 yaşındaki Ekvatorlu Maria Kopvilla'nın ardından, Muğla'nın Çörüş Köyü'nde yaşayan 115 yaşındaki Ayşe Şahyılmaz, Türkiye'nin en yaşlı dünyanın ise en yaşlı ikinci kadını olmaya aday.

Oldukça dinç görünen ve halen tüm ihtiyaçlarını kendisi gideren Ayşe nine, "Ben ölmem daha çok yaşarım" diye konuştu. En büyük oğlu 86, en küçük oğlu da 60 yaşında olan Ayşe nine, 5 oğul ve 40 toruna sahip.

Muğla'nın Köyceğiz İlçesi ile Gökova Beldesi arasında bulunan Çörüş isimli köyde; çocukları, torunları ve torunlarının torunları ile birlikte mutlu bir yaşam süren Ayşe Şahyılmaz, uzun ve sağlıklı yaşamın sırrını dağdan toplayıp yediği değişik türdeki otlara, gübresiz yiyecekler ve bol bol kar yemesine bağladı. Torununun torunu 5 yaşındaki Damla ile objektiflere poz veren Ayşe Şahyılmaz, "Siz et yediniz, ben ot yedim. Özellikle seferberlik yıllarında uzun yıllar dağlarda yaşadık. Dağda ot ve kar yiyerek ayakta kaldık. Hayatım boyunca hiç gübreli sebze ve meyve yemedim. Hormon var diye domates bile yemem. Ben yoğurt yerim" dedi.
5 oğul ve 40 toruna sahip olan Ayşe Şahyılmaz, "Atatürk öldüğünde üç çocuğum vardı. Padişahlık zamanlarını hatırlıyorum. O dönemlerde ekmek bulma derdinde olduğumuz için tahtta hangi padişahın bulunduğunu bilmiyorum" diye konuştu. 115 yaşında olduğunu iddia eden Ayşe Şahyılmaz, "Ben daha ölmem çok yaşarım. 26 yaşında evlendim ve 29 yaşında ilk çocuğumu kucağıma aldım. En büyük oğlum 86 yaşında" şeklinde konuştu. Şahyılmaz, torununu dağdan getirdiği kar ve pekmez ile beslediğini belirterek, "Yazın dağlardan çalı çırpı topluyorum. Halen çamaşırlarımı kendim yıkıyorum. En önemli sağlık sorunum kulaklarımın ağır işitmesidir" dedi.

Ayşe Nine kocası Çavuş Mehmet Şahyılmaz'ı 21 yıl önce kaybettiğini ifade ederek, nüfus cüzdanı sorulduğunda ise, "Beni askere mi alacaksınız. Uzağa yollamayın askerliğimi Muğla'da yapayım" diye espri yaptı.