Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Bayram, son zamanlarda başta astım ve KOAH olmak üzere kronik solunum hastalıkları nedeniyle Araştırma Hastanesi’ne başvurularda gözle görülür artışlar kaydedildiğini söyledi.

Prof. Dr. Bayram, yaptığı açıklamada, hastaların ifadelerinde, yaşadıkları ortamda havanın çok kirli olduğunu ve bunun rahatsızlıklarını tetiklediğini açık bir şekilde ifade ettiklerini belirtti. Bayram, "Kent içinde ve Gaziantep Üniversitesi kampüsünde yapılan gözlemlerde gözle görülür ve hissedilir derecede bir kükürt dioksit ve duman kirliliği olduğu görülmektedir. Çevre ve Orman Bakanlığının web sayfasına bakıldığında, Gaziantep'in web sitesinde kayıtlı olan ve otomatik ölçüm yapan Binevler semtindeki İl Meteoroloji Müdürlüğü bahçesindeki istasyon verilerinin de durumu teyit ettiği görülmektedir. Kasım ve Aralık aylarında özellikle PM değerlerinin uyarı kademesi olan 400 mg/metreküp sınır değerini zaman zaman aştığını, ve ciddi risk oluşturan 200-300mg/metreküp bandı arasında seyrettiği görülmektedir. Son 24 saatlik verilere bakıldığında, PM ve SO2 değerlerinin 3 Ocak'ta saat 10.00'da 400 mg/metreküpe, PM değerinin saat 12.00'de 425 mg/metreküpe çıktığı görülmektedir. Hiçbir rahatsızlığı olmayan insanlarda bile boğazda yanma ve tahriş hissi ile baş ağrısı gibi belirtiler görülmektedir" şeklinde konuştu.

Ulusal Hava Kalite Sınır Değerlerinin kış mevsimi ortalamasının 200 mg/metreküp olarak verdiğini ifade eden Bayram, "Dünya Sağlık Örgütü ve Avrupa Birliği sınır değerlerine bakılırsa, bu değerler 24 saatlik maksimum ortalama için 50 mg/metreküp (bu değerin yılda 36 defadan fazla aşılmayacağı belirtilmektedir), yıllık ortalama olarak ta 40 mg/metreküp olarak kabul edilmektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalar söz konusu kuruluşların koyduğu bu değerlerin bile güvenli olmadığını göstermektedir. Gerek basında, gerekse de konu ile ilgili kurumların web sayfalarına bakıldığında bu konuda herhangi bir girişim, önlem, haber ya da uyarıya rastlanmamaktadır. Oysa duruma acilen müdahale edilmesi ve başta hastalar ve çocuklar gibi hassas gruplar olmak üzere toplumun aydınlatılması ve uyarılması gerekmektedir. Konunun kamuoyu nezdinde yankı bulması ve tartışılmasında son derece önemli rolleri olan basının konuya yer vermesi ve duyurması çok büyük önem taşımaktadır" diye konuştu.

iha

Yayın Tarihi : 5 Ocak 2008 Cumartesi 11:49:33