18
Mayıs
2024
Cumartesi
EKONOMİ

TÜBİTAK'tan arıcılara konferans

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu (TÜBİTAK) Arıcılık Gelişim Uzmanı Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu, "İstediğiniz kadar yüksek genetik kapasitedeki arılarla çalışın, eğer çiçeğin doğru kullanımını bilmiyorsanız doğru bal alamazsınız" dedi. 

Sinop Arı Yetiştiriciliği Birliği ile Tarım İl Müdürlüğü tarafından, ''Başarılı Arıcılık Yolları ve Arı Hastalıkları'' konulu bir konferans düzenlendi. Halk Eğitim Merkezi'nde gerçekleştirilen konferansa, TÜBİTAK Arıcılık Gelişim Uzmanı Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu konuşmacı olarak katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından başlayan konferansta açılış konuşmasını, Tarım İl Müdürü Sıddık İpek ve Sinop Arı Yetiştiriciliği Birliği Başkanı İlyas Çolak yaptı. 

Konuşmasında arıcılıkta hastalık ve zararlılarla mücadelenin önemine değinen ve bu önemin pazara olan etkisini anlatan Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu, "Üretim seviyesini arttırmadığımız zaman uluslararası düzeyde rekabet gücümüz olmuyor. Uluslararası rekabet gücü iç piyasadaki fiyatı arttırıyor. Balı ihraç ederseniz balın iç piyasada fiyatı yükselir. Rekabet edebilmemiz için koşullara göre üretim yapmak gerekir. Hastalık ve zararlılar ile doğru mücadeleler, balın pazarlanması konusunu beraber getiriyor. Eğer yanlış bir uygulama yapılırsa, bal pazarlanamıyor" diye konuştu.

Bal üretiminin seviyesini etkileyen başka sorunların da çözüm beklediğini hatırlatan Prof. Dr. Doğaroğlu, "Bunların en başında modern ekipman sorunu geliyor. Üretimdeki teknik bilgilerin yetersizliği, kullanılan damızlıklar, kaynakların sağlıklı kullanılamaması, bakım ve beslemede yaşanan sıkıntılar, yeterince ballık kullanılamaması üretimi etkileyen problemlerdir. Ayrıca hastalıkla zararlı savaşımında bir yandan üretim kaybına uğruyoruz bir yandan da yanlış kullanılan ilaçlar yüzünden balda kalıntı bırakıyoruz. Son zamanlarda özellikle hastalık ve zararlı, katkı kalıntı problemlerini aşmaya başladık. Buna benzer sorunları giderdiğimizde arıcılık konusunda ülkemizde çok önemli mesafeler alacağız" şeklinde konuştu. 

Arıların nereye konulacağına ilişkin seçimin ve flora denilen çiçeğin verimli kullanımının arıcılığın temel faktörü olduğunu kaydeden Muhsin Doğaroğlu, yakın çevresinde geniş çiçek varlığı bulunan arının bal veriminin yüksek olduğunu belirterek, alınan verimin bölgedeki arıcıların sayısı oranında paylaşıldığını dile getirdi. Prof. Dr. Doğaroğlu, şöyle devam etti: "Çünkü bizim kaynağımız, hammaddemiz çiçek. İstediğiniz kadar yüksek genetik kapasitedeki arılarla çalışın, eğer çiçeğin doğru kullanımını bilmiyorsanız doğru bal alamazsınız. Arının verimli olarak bal üretildiği alan çok dar bir alan. Yaklaşık 600 metre mesafeden arının geçirebildiği bal miktarı topladığının beşte biri. Bakınız bu verimlilikle ilgili bu konu ne kadar ilintili. Eğer ben kovanı çiçeğin dibine koyarsam bir arı topladığının hepsini getirecek, eğer 600 metre öteye koyarsam beş arı bir arının yaptığı işi yapacak" 

Narenciye alanlarının birim alanda en çok bal üretilen alanların başında geldiğini kaydeden Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu, İsrail'de yapılan bir araştırmada, narenciye bahçesinin içine konulan arılarla kenarına konulan arılar arasındaki verim farkının yüzde 45 olduğunun ortaya çıktığını belirtti. 

Konferansa, Vali Yardımcısı Yılmaz Yolcu ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muammer Erdem ile arı yetiştiricileri katıldı.

iha
Yayın Tarihi : 4 Ekim 2006 Çarşamba 12:13:34
Güncelleme :4 Ekim 2006 Çarşamba 12:22:41


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?