2
Haziran
2024
Pazar
ANASAYFA

Ağca Olayının Düşündürdükleri!...


Günlerdir yerli ve yabancı basını meşgul eden M.Ali Ağca kimdir?
Türkiye’nin bir dönemin ünlü gazetecilerinden Abdi İpekçi’nin katili, Papa’yı öldürmeye teşebbüs eden ve iki gasp olayına ismi karışmış bir kişi...

Bazı şaşkınların “Sayın” diye peşinden koşmasına, “Milli Kahraman” diyenlere, sayın ile milli kahraman sözcüklerini ayağa düşürenlere ne demeli bilemem?..

Tahliye kararının bozulmasından sonra kendisini yakalamaya gelen polisleri soğukkanlı karşılayıp “Ben Mesih’im, kıyametin habercisiyim” diyen kişi...

Mesih ve katil !...

Daha önce bir gazeteciye verdiği demeçte; “Bir kafede tanıştığım Bulgar kızı Venüs (Aphrodite olacak) gibiydi. Onunla Sofya’da bir kilisede 10 kez sevişmiştik. İkimiz için de ateşli, mutluluk dolu bir geceydi. Ama 100 Dolar verince kızdan iki tokat yemiştim diyen kişi...

Mesih ve Kilisede sevişen kişi!..
Mesih ve kızdan tokat yiyen kişi!
Kilisede günah işleyen Mesih!..
Seks anıları yazdıran Mesih!..
Mesih ile katilin birbirine karıştığı kişi...

Ne Mesih’miş ama! benim de kafam karıştı... Okuduklarımıza göre Mesih’i başka türlü düşünürdüm. Demek ki, ben yanılmışım...

Gerçekte Ağca siyasi bir suçlu değil, bu tür olaylarda kullanılmış bir tetikçi veya yalnızca bir piyondur. Onu içeri atmakla yine de bazı şeyler çözülmüş değildir. Onu kullananlar yine gizli kalmıştır. Bence işin asıl acı noktası da budur.

Malatya’da doğan, öğretmen olmayı ve güzel bir öğretmenle evlenmeyi hedefleyen Ağca’yı bu yola iten nedenler neydi? Onunla ilgili yazılanların çoğunda bu konunun üzerinde durulmuyor. Yalnızca İtalya’da yayınlanan ve Türkçe’ye çevrilmemiş olan Anna Maria Turi’nin kitabında onun psikolojisine yer verildiği söyleniyor. Yazılanlara göre Tanrı ile görüşmüş! Sonra günah çıkarmış, ben İsa’yım diye 1985 ‘de mahkeme salonunda bağırmış... Papa ile karşılaştığında elini öpmüş...

Katil, Mesih! İsa, Tetikçi ve her şeyden önce psikolojik bozukluğu olan bir ruh hastası...

Papa’ya suikasttan ötürü İtalya’da 19 yıl, Türkiye’ye iade edildikten sonra 5 yıl Kartal Cezaevi’nde yatmış. Türkiye’de olur olmaz aflardan yararlanarak kısa bir süre öncesinde tahliye edilmiş ve memleketi ayağa kaldırmış. Bizde meşhur bir söz vardır; yanlış hesap Bağdat’tan döner diye nitekim de öyle oldu. Bu kez yanlış hesap Bağdat’tan değil Yargıtay’dan döndü. Sekiz gün serbest kalan Ağca yeniden Kartal Cezaevi’ne kapatıldı.
Kısacası adalet yerini buldu. Yargıtay sonunda kararını verdi ve bu olaydan ötürü ayağa kalkan toplumun vicdanı biraz olsun rahatladı. Oysa toplum Ağca’nın böylesine kolay yakalanacağını da ummuyordu. Bu konuda bir yığın senaryolar yazılmıştı. Yurt dışına kaçacağı, kendisine arka çıkanlar onu bir daha hapishaneye sokmaz deniyordu. Kuş gene uçacak, sırra kadem basacak söylentileri ise doğru çıkmadı. Hapisten çıktığından beri dikkatlice takip edilen ve her hareketi kontrol edilen Ağca’yı emniyet güçleri eliyle koymuş gibi buldular, onu yakaladılar. Sekiz günlük bayram tatili yetti de arttı bile diyerek onu geldiği yere gönderdiler. Bu bakımdan emniyet güçlerimizi kutlamamız lazımdır. Ankara’da Yargıtay’da hakimler olduğu gerçeği de bir kez daha gözler önüne serildi.

Şu anda Ağca’nın daha ne kadar hapishanede yatacağı da kesin değil. Yargıtay’ın belirlediği yönteme göre mahkeme yeni Türk Ceza Kanunu’nun lehteki hükümlere göre yeniden uyarlama yapacak. Hukukçuların söylediğine göre Özal affından yararlanacak. Bu suçun cezası on yıl olarak infaz edilecek. İki ayrı gasp suçundan verilen 18’er yıl olan gasp cezaları da yeni Türk Ceza kanunu suçunun tavanı 10 yıla indiği için onar yıldan toplam 20 yıla çevrilecek. Özal affı idam ve müebbet hapis dışındaki cezalarda beşte birini yattıktan sonra tahliye imkanı sağladığı için iki gasp suçundan da toplam 4 yıl yatmış olacak. Buna göre de hapiste kalacağı süre toplam 14 yıl olacak. Bu arada başta hukukçular olmak üzere herkes hapisten çıkacağı günü belirleyecek hesaplar yapıyor; bazılarına göre 2017’de, bazılarına göre de 2014’de aramızda olacakmış. Kuşkusuz, o güne kadar yeni aflar çıkıp hesaplar bir kez daha karıştırılmazsa...

Bu arada aklımıza gelen bir soruyu sırası gelmişken tartışmaya açmakta yarar var sanırım. M.Ali Ağca yaptığı olaylarla gündemde olmasaydı, dosyası Adalet Bakanı tarafından Yargıtay’a gönderilmeyecekti. Cezasını tamamlamadan aramızda dolaşan bir katil olacaktı.

Acaba bu tür aflarla yakasını adaletten kurtarabilmiş başka suçlular aramızda var mı? Bazı suçluların cezaevlerinde geçen süreleri acaba ilgilerce doğru mu hesaplanıyor? Ayrıca bu tür yanlış tahliye kararları veren veya suçluların hapis yattığı süreleri doğru hesaplayamayan görevliler için cezai bir yaptırım var mıdır?

Almanların, “Adaleti uygularken iyi düşün” diye bir atasözü vardır. Acaba sayısız aflar çıkaranlar ve aftan yana olanlar bu sözü ne derece biliyorlar?




erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 23 Ocak 2006 Pazartesi 22:01:16


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
hakan IP: 85.102.224.xxx Tarih : 26.01.2006 09:55:53
biz türk milleti bir yönden hem çok akıllı hemde çok aptal bir milletiz ciş... beş para etmez birilerini anında meşhur etmekte üzerimize kimse yok bırakın yakasını TÜRKİYE de yaşanan asıl gerçekler dururken nelerle uğraşıyoruz