4
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

İstanbul’un şansı; Sarıgül...

Türkiye’nin kaderini etkileyecek yerel seçimlere iki ay kaldı. Bu seçimin öncekilerden çok farklı olacağı çok önceden anlaşılmıştır. Yerel seçimlerde başta İstanbul olmak üzere büyük şehirleri kazanacak olan partilerin önümüzdeki yıl yapılacak Cumhurbaşkanı ve genel seçimlerde büyük şansı, daha doğrusu avantajı olacağı çok açıktır. Seçim öncesi Türkiye geneline baktığımızda etrafın toz duman olduğunu, bazı liderler proje üretmekten çok, bağırıp çağırarak, karşı tarafı suçlayarak, tehdit ederek, sindirmeye çalışarak öne çıktıklarını sanıyorlar… Anlaşılan ortaya çıkan yolsuzlukları, rüşvet iddialarını, bununla ilgili operasyonları örtmeye çalışıyorlar. Aylardır paralel yapılanmadan, devlet içindeki çetelerden söz ediliyorsa da onlar bir türlü açıklanmıyor. Söylenenler doğruysa bunun sorumlusu kim? Belki de bütün bunların altında İstanbul’u kaybetmek korkusu yatıyordur!..

Çoğu siyasetçinin dillerine doladığı gibi her şeyi sandık ortaya koyacak. Seçmenin sandık başına hangi donanım veya bilgiyle gideceğini şimdiden kestirebilmek biraz güç. Ben kendi hesabıma kamu yoklamalarına, meydanlara toplanan veya toplatılan insan kalabalığına hiç güvenmiyorum. Örneğin kamu yoklamalarında ne benden, ne de çevremdeki dostlarımdan bu konuda görüş alındığını görmedim. Kamu yoklaması yapanların kendilerini kim görevlendirmişse ona göre sonuç çıkardıkları işin bir başka yanı olmalı… Miting alanlarına toplanan insanların oralara hangi şartlarda getirildikleri de tartışılacak başka bir konudur. Gece yarısı kalkıp hava alanına gideceksin ve oradan lidere “Dik dur eğilme” diye tezahürat yapacaksın!.. Bunu da aklım almıyor; bunda da vardır bir bit yeniği diye düşünüyorum.

Her şey bir yana İstanbul’un yerel seçimleri son derece önemli…

Mustafa Sarıgül’ü CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak göstermesi İstanbul için büyük bir şans…

Görünen odur ki, iktidar Sarıgül’ün adaylığından oldukça rahatsız… Adaylığının hemen ardından karalama kampanyası anında başlatıldı. Yıllar öncesi CHP’den ihracı öne sürüldü. Oysa Sarıgül’ün CHP’den 2005’de ihraç edilmesi büyük olasılıkla, Baykal’ın kendisine rakip görmesinden kaynaklanıyordu. Nedense bunun üzerinde durulmadı. Sonunda CHP yıllar önce Sarıgül’e yapılan haksızlığı telafi etmek için kendisine giderek adaylık teklifini götürdü…

Sarıgül’ün adaylığı açıklanınca da bu kez 16 yıl önce kendisi ve arkadaşlarının Bank Ekspres’ten aldığı kredinin ödenmediği ileri sürüldü. Bank Ekspres TMSF’ye geçtikten uzun süre sonra 2013 Kasım ayında bankanın eski sahibi tarafından bu konu gündeme taşındı. Seçim öncesinde Sarıgül’ün mal varlığına el konulması ise oldukça manidardır.

Bank Ekspers’in eski sahibi elindeki belgeleri 16 yıl sonra neden ortaya çıkardı? Bu da biraz tuhaf değil mi?

Sarıgül benim böyle bir borcum yok, var olduğunu iddia edenler neden 16 yıldır bana tebligat yapmadılar diye haklı olarak soruyor.

Başbakan Ankara’da belediye başkan adaylarının tanıtım toplantısında Kemal Kılıçdaroğlu’na sesleniyor:

Yolsuzluk konusunda bu kadar hassasiyetiniz var madem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı yapacak başka isim bulamadınız mı ya. Ey CHP’nin Genel Müdürü (!) o klasöre elini koyarak durduğunuz pozun var ya İstanbul’a aday gösterdiğiniz şahsın yolsuzluk dosyasıydı. Pazar gününe kadar sen İstanbul adayınla alakalı yolsuzluk klasörünü açıklamazsan ben kendim açıklayacağım.”

Buna karşılık Sarıgül’den pazara kadar bekleme hemen açıkla yanıtı gelmekte gecikmedi:

Benim kavga etmemi istiyorlar. Beni kendi bataklıklarına çekmek istiyorlar. Öyle yağma yok. Artık gündemi onlar tayin etmeyecek, biz tayin edeceğiz. Hakkımda açılmış bir tek dava ya da soruşturma yok. Ama 15 saniye sonra ne olacağı belli değil” diyor.

Merakla beklenen dosya Pazar günü açıklandı ve meğerse Sarıgül kaçak inşaat yapısına göz yummuş!.. Kısacası ortaya atılan Sarıgül dosyası da fos çıktı...

O tarihlerde böyle bir yolsuzluk varsa şimdiye kadar neden beklenmiş? Ola ki böyle yolsuzluk vardı da şimdiye kadar neden elde tutulmuş?

Sarıgül’ün başkanlığı açıklanınca ve İstanbullulardan büyük destek görünce neden şimdi ortaya konulmuş?

Anlaşılan rakibi yıpratmak istenen seçim politikası!..

Sarıgül benim böyle bir borcum yok derken Kılıçdaroğlu da “Bu gibi saldıralar devam edecek sen yoluna devam et” diyor.

Belgeleri elde tutup, zamanında yargıya göndermemek de suç değil mi?

Günümüzde iktidar cemaat kapışmasında öyle belgeler, kasetler, telefon konuşmaları ortaya döküldü ki; Sarıgül’e bu konuda yüklenmek biraz tuhaf değil mi?

Kuşkusuz, en iyi savunma hücumdur sözü burada ön plana çıkıyor. Çok konuşan, çok bağıranın haklı olduğunu gösteren bir kural da yok. Olmamalıdır da zaten…

Mustafa Sarıgül’ün bu seçime aylardır, daha adaylığı açıklanmadan hazırlandığı biliniyor.

AKP’nin İstanbul’da Üsküdar, Bayrampaşa, Güngören, Sultanbeyli, Beykoz, Esenyurt gibi güçlü olduğu ilçeler var. Ancak Sarıgül faktörü bunu çözebilecek tek isimdir.

Sarıgül’ü baştan iktidar çevreleri görmezden geldi. Ancak şimdi işler değişti ve İstanbul’un kaderini değiştirecek tek kişi olarak ortaya çıktı. Kendisine inanan çok sayıda taraftarı var. Bu yüzden de yıpratılmaya çalışıyor. Anlaşılan bir Sarıgül korkusu bazılarının içerisine işlemiş…

Korku gelecekteki bir tehlikeyi sezinlemektir. Bu tehlike de AKP’nin İstanbul’u kaybetme tehlikesidir.

Sarıgül benim bir zamanlar oturduğum bölgenin belediye başkanıydı. Her hafta muhtarları topladığını, halkın dertlerine çare olduğunu biliyorum. Ayrıca geçtiğimiz yıl Sultanahmet’teki SUYAD yönetim kurulu toplantısına davetimiz üzerine katılmıştı. Oradaki konuşması, İstanbul’un sorunlarını ve bu sorunları çözecek prejelerini dile getirmesi takdirde karşılanmıştı. Ayrıca Kenthaber’de de kendisiyle ilgili bir röportajım yayınlanmıştı.

Yerel seçimlerde muhalefet partileri güç birliği yapamadılar, kazanamayacaklarını bile bile adaylar çıkardılar. Kısacası iktidara karşı birleşemediler. Belli mi olur muhalefetin yapamadığını bu kez halk yapar ve güç birliği yaparak Sarıgül’den yana birleşirler. Sarıgül başkan olursa belki de şehrin tarihi siluetini değiştiren yapılanmalara dur der, İstanbul’u bölecek kanala hayır der, rantın da önünü keser…

İstanbul için de sandık gerçekten hiç bu kadar önemli olmamıştır. Sarıgül’ün seçilmesi Türkiye’nin kaderi kadar İstanbul’un da kaderini değiştirebilir. Bazıları için de bu seçim en zor sınav olacağa benziyor.
 

erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 30 Ocak 2014 Perşembe 11:25:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?