4
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

CHP’nin oyları DSP’ye mi kayacak?

Yerel seçimlere sayılı günler kala CHP’de sular durulmuyor. Suların durulması bir yana adeta kazan kaynıyor. Belediye Başkan adaylarının belirlenmesinde anlaşılan halkın nabzı tutulmamış, Genel Merkez kendi dayatmasıyla başkan adaylarını seçmiş, dayatma ile sanki benim tarafımda olacaklar bunlara oylarını verecek demiş…

Kuşkusuz, Genel Merkezin adaylar konusunda böyle bir hakkı varsa da yine halkın nabzı tutulmalıydı. Birkaç dönem belediye Başkanı olanlar bu kez listeye konulmadıklarını anlayınca sitem etmek bir yana istifa ederek başka partilere yöneldiler. Çoğunluğu DSP’de yer alırken yanılmıyorsam bir kişi de Demokrat Partiye seçti. Şu anda İşçi Partisine yönelen başkanlar görünmüyorsa da genel seçimlerde İşçi Partisinin büyük bir atılım göstereceği açıktır. Görüldüğü kadarıyla son derece disiplinli ve Atatürk devrimlerine bağlı olarak hareket ediyorlar ve bundan da taviz vermiyorlar.

Bundan böyle CHP’nin işi çok zor olacağa benziyor; buna en amiyane dille, yürüyen tekerine kendisinin çomak sokması denilir. Adaylar açıklanınca, kazanacakları yüzde yüz olacakların yerlerine Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ve Parti Meclisi (PM) bilinmeyenleri veya halkın tanımadıklarını aday gösterince İzmir başta olmak üzere bazı yerlerde istifalar kaçınılmaz oldu. CHP’ye gönül verenlerin protestoları yükseldi, protestocular Genel Merkezin içerisine kadar girdiler. Kemal Kılıçdaroğlu kürsüden bu tepkilere bir anlam verememiş olacak ki, soruyor; “Nedendir bu kavga?”

Bu soruya en güzel yanıtı Mehmet Türker köşesinde vermişti; “Odunu aday göstersem kazanır anlayışından!..”

CHP’nin çantada keklik dediği İstanbul, İzmir, Antalya, Kırklareli ve Edirne gibi kaleleri şimdi sallanıyor. CHP, AKP’nin çok önemsediği İzmir’de özel bir strateji geliştirmeliydi. İzmir basını günlerdir partinin yeni adaylarını ve istifaları tartışıyor. İzmir’de CHP’den aday çokluğu da göz önünde bulundurulduğunda, tepeden inme kararlar yerine en azından listeye giremeyenler ikna edilmeliydi. Böyle olsaydı belki de partiden kopmalar olmayacaktı. İzmir Milletvekili Mustafa Balbay her ne kadar gidenlerin yüzde sekseni geri dönecek derse de atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra bu sözün ne kıymeti kalır?

Gidenler yalnız gitmiyor ki; çevresindekilerle gidiyor. Bu da büyük bir oy kaybına neden oluyor.

İstanbul’da Sarıgül’ün adaylığını CHP’liler kabul etmişti ama Sarıyer ile Beşiktaş’a gösterilen adayları kabullenemedi.

Bu arada bazı milletvekillerinin Belediye Başkanı olma çabalarını da anlamak mümkün değil.

Edirne’nin sevilen başkanı ve birkaç dönemdir bu görevi yürüten Hamdi Sedefçi’nin yerine CHP milletvekili Recep Gürkan’ın gösterilmesini Edirneliler doğrusu hiç beklemiyorlardı. Sedefçi, adaylık sürecinde bana destek olacağını söyleyen Gürkan’ın Edirne’ye aday gösterilmesini hazmedemedi ve partisinden istifa etti. Onun istifasıyla Edirne’de CHP’nin kaybedeceğini söylemek için müneccim olmaya gerek yok. 1994 seçiminde DSP’nin büyük oy aldığı, hatta tulum çıkardığı dikkate alınırsa Demokratik Sol Parti’ye (DSP) geçen Sedefçi’yi Edirnelilerin bir kez daha seçeceği açıktır. Kısacası Edirne’de beklenmedik anda DSP ön plana çıktı.

Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, Kırklareli Milletvekili Mehmet Kesimoğlu’nun Belediye Başkan adayı yapılmasına tepki göstererek partisinden istifa ettiyse de Kılıçdaroğlu tarafından ikna edilerek geri döndü!

CHP’de istifalar bunlarla da kalmıyor; Karabük İl Yönetimi toplu olarak istifa ettiklerini açıkladı. CHP Karabük İl Başkanı Zeki Karadayı, yönetim kurulu üyeleri ile birlikte parti binasında basın açıklaması yaparak, istifaların genel merkeze gönderildiğini söyledi:

Biliyorsunuz partimizde son günlerde istifalar ile ilgili bir süreç vardı. Biz, il yönetim kurulu arkadaşlarımızla birlikte normalde devam etme kararındaydık, çünkü yaptığımız çalışmalarla CHP’yi Karabük’te belirli bir noktaya yükseltmeyi hedeflemiştik ve bu hedefe adım adım gidiyorduk. Ama hepinizin malumudur ki, bir türlü rahat bırakılmadık. Sürekli dışarıdan müdahaleler, sürekli saldırılar artık öyle bir noktaya geldik ki, genel merkez ile de görüşerek arkadaşlarımızla dün akşam bir toplantı yaptık, bu işin böyle gitmeyeceğini, esas olan CHP olduğunu söyledik ve istifalarımızı genel merkeze gönderdik."

CHP'de Birgül Ayman Güler'in ''Türk ulusu ile Kürt milliyeti eşit olamaz'' sözlerine bir tepki de Mardin'in Ömerli İlçe Belediye Başkanı Yılmaz Altındağ'dan geldi. Mardin'in seçim kazanan tek CHP'li Belediye Başkanı olduğunu söyleyen Altındağ da partisinden istifa etti.

Yerel seçimlere sayılı günler kaldı. Ne garip ki, muhalefette gözle görünür bir kıpırdanma görülmüyor. Yalnızca meclisteki Salı toplantılarında karşılıklı yapılan atıp tutmalardan başka bir şey ortada yok… Buna karşılık iktidar partisinde Başbakan bütün yükü omuzlamış, yurt içinde ve dışında her konuşmasında seçim propagandası yapıyor. AKP adayları da bundan mutlu olmalı ki, tam sipere yatmışlar sesleri sedaları çıkmıyor! Her şeyi Başbakana bırakmışlar…

CHP kemikleşmiş oylarına güvenerek merkezden gösterdiği başkan adaylarından sonra nasıl olsa şu kadar oy alırız, bu da bize yeter görünümü sergiliyor. Yerel seçimler önümüzdeki genel seçimlerin mihenk taşı olacaktır; anlaşılan bu durum önemsemiyor. CHP yeni il ve ilçeleri kazanmak bir yana garantili yerlerinde de bu tutumundan ötürü hüsrana uğraması kaçınılmaz olacaktır. CHP’nin içerisinde gelişen çekişmeler partiye bel bağlamış kitlelerde çözülme yaratacağı bir yana, kimsenin tanımadığı adaylar seçilecek olursa onlar da görevleri süresince sırtlarına binen şunun adamı, bunun adamı sözünü kaldırmaları çok güç olacaktır.

CHP öncelikle kendisine şunu sormalı ve içtenlikle yanıt vermelidir;

Biz iktidar olmak istiyor muyuz, istemiyor muyuz?

İktidar olacağımıza inancımız var mı, yok mu?

İktidar olmak isteyen partiler yılmadan, dünden daha dirençli olmak zorundadır. Ne kadar farkındasınız bilemem ama bunun en güzel örneğini Genel Başkanları Doğu Perinçek hapiste olmasına rağmen günümüzde İşçi Partisi gösteriyor.

İnançsızlık bir partiyi önce çürümeye sonra da yok olmaya götürür. Yakın tarihimizde bunun örneklerini görüyoruz; ANAP ve DP… Kaderlerini tek lidere bağlayan siyasi partilerde o lider giderse onun da çökmesi olasıdır. Bu da göz ardı edilmemelidir.

Anlaşılan asıl seçim kampanyası parti genel merkezinde yürütülüyor, bir zamanlar futbolumuzda olduğu gibi tek seçicinin gözüne girmekle oluyor. Bu sözüm yalnızca CHP için değil seçime girecek diğer partiler içinde geçerlidir.

erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 20 Şubat 2014 Perşembe 18:26:49


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?