4
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

CHP bindiği dalı kesiyor!

Kılıçdaroğlu’nun ve CHP yönetiminin aday belirlemelerinde yaptıklarına akıl sır ermiyor… Böylesine şimdiye kadar rastlamadık desek, sanırım yerinde bir söz olacak…

Gezi Parkı olaylarından, iktidar partisinin ortaya dökülen yolsuzluklarından, Milat denilen 17 Aralık operasyonundan, cemaat ile olan çatışmalardan, karanlık güçler sözünden!, ihale dağıtımlarından, milletin anasının a… koyan (!) müteahhitten, gazete televizyonu için açılan havuzdan ve benzeri olaylarından yararlanarak CHP’nin büyük bir oy potansiyeli kazanması işten bile değildi. Kuşkusuz, bu gibi çirkin olayların üzerine gitmedi değil; gitti ama yerel seçim öncesinde aday belirlemelerindeki yanlışlarıyla kendilerinden yana olan toplumu hayal kırıklığına uğrattı…

Meğer siyasetçi, hele lider olabilmek öyle kolay değilmiş…

Seçimler öncesinde oylarını arttırdığı sanılan CHP’nin kendi içerisindeki tartışmalar ise biteceğe benzemiyor. Parti yönetimi tabanı hesaba katmadan kendi adamlarını listeye sokmaya giriştiler, bu arada seçilme şansı yüksek olanları bir kalemde silip attılar. Bazılarının kendilerini tek adam, yerlerinin dolmaz olduğunu sanmalarının, kendilerince adayları seçerken toplumu hesaba katmamalarının sonuçlarını hep birlikte göreceğiz.

Kimse kendisini siyaset mühendisi sanmasın.

Her seçim öncesi olduğu gibi yine benzer çekişme görüntüleri. İşte; lider burada kendini gösterecek, taviz vermeyecek ve ağırlığını koyacak.

Tayyip Erdoğan bunun en iyisini yapıyor… Onun dediğine partisi içerisinde karşı çıkan var mı? Yok. Onlarda biat kültürü yerleşmiş!..

CHP son darbeyi kendi kendisine vurdu!.. Daha doğrusu iktidar partisinin ekmeğine yağ değil, en âlâsından tereyağı sürdü!

Yerel seçimlere sayılı günler kala belediye başkan adaylarının açıklanmasının geciktirmesine kimse anlam verememişti. Meğer yönetimde senin adayın, benim adayım kavgası yaşanıyormuş. Adaylar açıklanınca da kızılca kıyamet koptu, partiden istifalar peş peşe geldi.

Acaba CHP, AKP’de olduğu gibi; bak gördünüz mü ben listeye kimi koysam benim seçmenim seçer rüyasına mı yattı?

Yoksa ben odunu listeye koysam kazanır saplantısına mı girdi?

Yanılmıyorsam; vaktiyle böyle sözleri Menderes söylemişti; oysa olaylar onun beklentisini aşmıştı… Tarihi biraz karıştıranlar bilirler.

Önceki yerel seçimlerde de Faki Baba’nın başkan olmasını istemeyenler, biz ceketimizi assak kazanır saplantısına kapılmışlardı. Şanlıurfalılar ne yaptılar; ceketi değil Faki Baba’yı seçtiler.

CHP de böyle bir duyguya kapılmış olmalı ki; halkın beklentisini hiçe sayarak özellikle İstanbul’da, Bakırköy, Beşiktaş gibi çantada keklik saydığı ilçelerinde beklenilmeyen adaylarla yola koyuldu. CHP’nin kalesi sayılan Kadıköy’de belirsizlik sürüyor.

Çantada keklik sanılan İzmir’de de aynısı yapıldı. İzmir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun bazı ilçelere müdahale ettiği söyleniyor. Böyle olunca da listeye giremeyen adaylar partilerinden istifa ettiler.

İzmir Çeşme’de yeniden aday gösterilmeyen CHP’li Faik Tütüncü, Kocaoğlu’na karşı çıkarak, anketlerde biz çıktık ama önemsenmedi, önerilerimiz dikkate alınmadı partiye dayatma yapıldı dedi. Ardından adaylık krizine yenileri eklendi; Konak Belediye Başkanı Hakan Tartar’dan sonra Kınık Belediye başkanı Süleyman Kaya, Menderes Belediye Başkanı Ergun Özgün ile Dikili Belediye Başkanvekili Yusuf Altıparmak da partilerinden istifa ettiler. Onların yanı sıra CHP Genel Merkezi’nin yeniden aday göstermediği İzmir’in on belediye başkanı ortak bir bildirge yayınlayarak, onurumuzla oynandı dediler. Sonra da alınan kararların gerekçelerini, kendilerine atılan çiziğin nedenlerini haklı olarak öğrenmek istediler. Aday listeleri Yüksek Seçim Kuruluna gidene kadar da mücadeleye devam edeceklerini söylemelerine rağmen bazıları DSP veya DP’ye geçeceklerinin sinyallerini verdiler.

Belediye Başkan adaylarının seçiminde adaylar halka dayatma ile sunulmamalı, onların istekleri dikkate alınmalıydı. Ne yazık ki, bu yapılmadı, dayatmacılık öne çıkarıldı.

CHP hani demokrasiden yanaydı?

Ne gariptir ki, günümüzde herkes demokrasiden söz eder, demokratız der, sonra da kimse hakkıyla demokrat olmuyor, olamıyor…

Hani halkın nabzı tutulacaktı?

Hani tek adam iradesine karşıydılar?

Kılıçtaroğlu ve Genel Merkez dengeleri sağlayacağız diye kendilerine oy verecek seçmeni hesaba katmadan, adayları belirledi ve oy alabileceğini düşündükleri adayları halkın önüne koydu. Bu arada bazı adaylarını dama taşı gibi oynattı.

Çelişkiler öylesine çok ki; Türkiye’nin en zor günlerindeki felaketlerde ortaya çıkan Nasuh Mahruki’ye gece yarısı telefon edilip Kadıköy belediye başkan adayımız olur musun diye sormuşlar. Sonra da biri İşçi Partisine kayıtlı dedi diye adaylığından vazgeçmişler. Oysa Mahruki İP’ye aday değilmiş!..

Olsa ne olur?

Buna karşılık Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Mansur Yavaş daha önce MHP adayıydı. Erbakan’ın yeğeni Sabri Erbakan İstanbul’un Fatih ilçesi adaylarından. Seçim afişlerinde Milli Görüş pozunu veriyormuş!

Beceriksizlik mi, basiretsizlik mi, yoksa halkın sağduyusunu hesaba katıp halkı tanımamak mı? Yoksa benim yanımdakiler AKP’ye oy vermez, nasıl olsa önlerine neyi koyarsak seçerler mi diye düşünüyorlar?

AKP’yi iktidardan indirmek için ben listeme kimi koyarsam beğenseniz de, beğenmeseniz de ona oy verirler düşüncesi çok yanlıştır. Ne yazık ki, bazı muhalif yazarlar bunda ısrar ederek önemli olan AKP’yi yenilgiye uğratmak diyor!.. Bence çok yanlış bir görüş…

CHP’nin İstanbul Büyükşehir aday adaylarından Can Ataklı, ben temiz bir el uzatıyorum sizlere, onu tutun demişti… Doğru bir söz ama kendi partisi buna uydu mu?

30 Mart’ta neyin ne olacağını hep birlikte göreceğiz…
 


erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 15 Şubat 2014 Cumartesi 11:38:07


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yasar ertas IP: 5.61.150.xxx Tarih : 15.02.2014 18:23:11

Bu sözle baslamak istiyorum. Bir siyasetle ugrasacaksan ve bunda da hep kaybetmek istiyorsan ya PHC li yada PHM li olacaksin sadece ve sadece bunlarin baslari hep kazanir. Iste bu bir nevi bir kural gibi olmustur. Baslar bu kurali tam tamina yaparlar uygularlarki hep basta kalirlar hep kazanirlar. Istisna disi bir basta degisme olmustur. Bu degisen bas simdi bu kurali oynamaya bakmaktadir. Alt taraflardaki temel taslarin kendi taslari olmasina dikkat etmektedir.Kendi taslari olursa bundan ötesi bu temellerin yukarsinda dahada rahat kaybetmeden yasarmi yasar. (Bir tanidik avukat mahkemesi devam eden müvekkilinin bir durusmasindan cikiyor.Bu davada müvekkilimi kurtarirsam benden kurtaramassam allahtan tanidigina söylüyor.)

NOT; Köklü degisimleri yenilikleri yapmak yeni isimler bulmak aslinda yerinde yerindemi yerindedir. Hele hele bir kaybeden parti ise bu dahada yerindedir.Lakin degisikliklere alttan baslamak kicin kicin bir ise baslamak gibidir. Kicin kicin iste basarmak icin kuvvetli olmak gerektir. Buda yoksa, her kisi bu isten hayir gelmez dermi der.