19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Ah Hüseyin! Vah Üzmez!


Türkiye, gün geçmiyor ki, dini siyasete alet edenlerin, din istismarcıların, din baronlarının ve kendilerini ulema (!) diye yutturanların hezeyanları ile sarsılmasın!..

Bizler bu senaryoları yıllardır görüyoruz; çoğu yazarlar da aman yapmayın etmeyin, inançlı halkımızı kandırmayın, hurafelerle onların beyinlerini sulandırmayın diye yazıp çiziyorlar. Ne aymazlık ki, bunları yalnızca aklıselim sahibi olanlar anlıyorsa da öteki dünya masalları ile uyutulanlar bir türlü ayılamıyor...

Kuşkusuz, bundan da siyasi, parasal ve cinsel çıkar sağlayanlar kârlı çıkıyor!..

Geçmişe şöyle bir bakın şimdiye kadar nelere şahit olduk; Kalkancı olaylarını, cemaat cinayetlerini, Fadime –Müslüm ilişkilerini, cüppeli-cukkalı hocaların, halkı sömüren efendibabaların, şeyh efendilerin yaptıklarını görmedik mi? Bazı ilköğretim okullarında ve liselerde, şeytanlı, kabirli! “Rabbim geri döndür” isimli VCD’lerin izlettirilmesi ortaya çıkmadı mı?

Tam işler duruldu denirken bir bakıyorsunuz ortaya yenileri çıkıyor. Birkaç gün öncesi Topkapı Sarayı Kutsal Emanetler Dairesinde yirmi dört saat Kuran okuyan bir hafızın internet yoluyla başlayıp fiilen sürdürdüğü 14–16 yaş arası gençlere cinsel istismarda bulunmasını ve linçten son anda güvenlik güçleri tarafından kurtarılmasını okumadık mı?

Hafız Efendi! tam bir cinsel sapık ve sübyancı!..

Hafız Efendi! bir de sapıklıkları için ev bile tutmuş!..

Ardından ilahilerle başlayan namazlı niyazlı son tesettür defilesiyle dikkati çeken Tekbir Giyim’in sahibinin evindeki üç karısı ile mutlu yaşantısı gündeme düştü. Adam gayet pişkin ; “ Üç evliğim var. Aynı evde, bir arada yaşıyoruz, gizlimiz saklımız yok. Benim inancımda bunlar yasak şeyler değil. Kime ne!..” diyor.

Beklenmedik anda da başka bir cinsel bomba patladı. Vakit Gazetesi köşe yazarlarından, televizyonlarda dini konularda ahkâm kesen, Kurandan aklınca yorumlar yapan Hüseyin Üzmez’in on dört yaşındaki bir kıza cinsel tacizlerde bulunduğu iddiası ortaya atıldı. Soruşturmanın ardından tutuklanan, Bursa E tipi cezaevine konulan Üzmez, diğer mahkûmlar tarafından tacize uğramasın diye tecrit edildi.

Üzmez, soyadının aksine kendisine biat edenleri bu davranışı ile üzmedi mi?

Gerçeği söyleyeyim ki, en çok buna şaşıp kaldım. Bu olaydan birkaç gün öncesi Müge Anlı ve Pakize Suda’nın sunduğu televizyondaki “Dobra Dobra” kadın programına katılıp dinden, imandan söz edip, fazilet içeren ne inciler yuvarlamıştı. Bu arada şeriat kurallarını benimsediğini, tecavüzlerde şeriatın uygulanmasının şart olduğunu söylemekten bile çekinmemişti.(!)

Ah Hüseyin, Vah Üzmez!

Ne yaptın?

Karagözün deyişi ile yıktın perdeyi eyledin viran!...

Başka bir atasözü deyimimiz ile “Ele verir talkını, kendi yutar salkımı!...”

Kimdir bu adam?

İsmini ilk kez, 1952 yılı Kasım ayında daha lise öğrencisi iken Türk basınının duayenlerinden Ahmet Emin Yalman’ı kurşunlamakla duyuruyor. Ahmet Emin Yalman’a “Allah düşmanı” diye altı el ateş ediyor ve öldüğünü sanıp bırakıyor.

Bir yanda döneminin ünlü kalemlerinden, Sabah, Yeni Gazete, Tanin, Vakit, Tan ve Vatan gazeteleri yazarı, Devlet Kültür Armağanı sahibi bir gazeteci...

Diğer yanda da onun yazdıklarını beğenmeyerek öldürmek isteyen on altı yaşında bir genç veya birilerinin tetikçisi...

Çelişkiye bakın...

Hüseyin Üzmez, Malatya’daki cinayet girişiminden sonra on yıl hapis yatıyor ve 1966 yılında “Malatya Suikastı” diye bir de kitap yazıyor!.. Hapisten çıktıktan sonra yarım bıraktığı lise öğrenimini tamamlıyor, Hukuk fakültesinden mezun oluyor, T.Özal dönemi Sağlık Bakanı Mehmet Aydın’ın danışmanlığını yapıyor.

Hem şeriat yanlısı hem de hukuk fakültesi mezunu!..

Çelişkiye bakın...

Şeriatı savunan Hüseyin Üzmez, küçük yaşta, kendisine dede diyen bir kıza ve annesine tecavüz ettiği ihbarı üzerine tutuklanmasıyla bir kez daha gündeme geldi. Olayın ayrıntıları yazılı, görsel ve internet basınında uzun uzun yazıldı. Bir kez daha yinelemeye gerek yok. Kuşkusuz, hepiniz okumuş ve biliyorsunuzdur. Bu arada basındaki arkadaşların yaptıklarına da akıl sır ermiyor, araştırmışlar, 78 yaşındaki adamın kendisinden elli yaş küçük bir hanımla 2002’de evlendiği, yine kendisinden yirmi yaş küçük bir kızla aşk yaşadığını ve bunu “Can Pazarı” isimli kitabında anlattığını bulmuşlar. Ayrıca Müslüm Gündüz-Fadime aşkında, birlikte oldukları ve basıldıkları ev de Hüseyin Üzmez’e aitmiş. O günlerde de ben o evimi Müslümanlara tahsis etmiştim dediğini öğreniyoruz!..

Müslümanlık ve aracılık; ne garip çelişki!..

Son olarak cinsel tacize uğrayan kızın anlattıkları hem korkunç hem çirkin ve hem de sapıklık örneği... Kız başından geçenleri, ilişkileri en ince detayına kadar anlatıyor, telefon ile sanal ilişkilerini, kendisini nasıl okşayıp sevdiğini, bu arada sapığın dilini bile nasıl kullandığını söylüyor. Bir noktada tıbbi yardım alıp almadığını bilemiyoruz. O konuda bir ayrıntı yok!.. On dört yaşındaki kızın belki de Viegra türü ilaçlardan haberi yok...

Rezillik, edepsizlik. Cinsel bozukluk, sapıklık diz boyu...

Hüseyin Üzmez’in kendisinden elli yaş küçük eşi, yandaşları veya müritleri bunun bir komplo olduğunu, iftira atıldığını ileri sürüyor. Bu arada yazdığı gazetenin internet sayfası kapanmış...

Şimdi ne olur; büyük olasılıkla, suçludan yana ceza yasalarımızdan, belki de çıkacak aftan yararlanacak, ileri yaşı göz önüne alınacak, mazlum rolünü oynayarak çevresini kandırmaya devam edecek. Yine şeriattan söz edecek..

Dobra Dobra programında söylediği gibi zinanın ispatı, dört şahidin kılıfı kılıfına görmesidir, mesele bir kadınla bir erkeğin yatakta çırılçıplak görülmesi zina değildir demişti. Ardından da İtalyan sanatçı Pippa Baca’ya tecavüz eden şoförün şeriata göre cezalandırılmasını istemişti!..

Ne denir, tanrı böyle şeriatçı cinsel sapıklardan gerçek Müslümanları korusun!..

Müslümanlık, muhafazakârlık bu mu? Torun, torba sahibi insanların imam nikâhı adı altında, hukuki hiçbir değeri olmayan yutturmaca ile küçük kızları sarıp sarmalayıp eve kapatması mı?

Bu arada bazıları da savunma mekanizmasını işleterek “dört kadınla evlenilmezse genelevler artar” demez mi? Bazı edepsizlerde yüzyıllar öncesine inerek, o günlerin toplumsal ve sosyolojik olaylarını bilmeden “Peygamberimiz de küçük bir kadınla evlenmemiş miydi?” diyerek yaptıkları edepsizlikleri, sapıklıkları ört bas etmeye kalkmazlar mı?

İşte en çok da buna takılıyorum...

İslamcı geçinen bazı yayın organları ise önceleri bu olayı susup geçiştirmeye, örtbas etmeye çalıştılarsa da olaylarda inkâr payı kalmayınca iftira, düzen, yalan edebiyatına girişmeye çalıştılar. Hele hele İslamcı geçinen kadın gazetecilerden de tıs yok... Güneş balçıkla sıvanır mı? Sıvanmadı tabii...

Kısacası, dine sığınıp, istismarcılık, sübyancılık, sapıklık ve yüz karası... 


erdem@kenthaber.com

Yayın Tarihi : 29 Nisan 2008 Salı 13:13:51


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
mehmet IP: 194.27.48.xxx Tarih : 1.05.2008 17:21:39

Ne garip bir yazı... Bu yazı ne kadar da iğrenç kin kokuyor...Bir kere mahkeme sonucunu bekleyelim ,yargılansın,suçluluğu kesinleşsin o zaman leşini hem zihin sokaklarımızda hem de gerçekte beraber sürükleyelim...Ama şeriat yanlılığı göstermiş diye hemen bütün müslümanları töhmet altına almak niye...Bir kişi hem hayvanları koruma derneği bşk oluyor hem horoz döğüştürüyor,bütün hayvan severler böyledir mi diyelim...Hukuk ülkesine bak...Laik kesimden biri böyle birşey yapsaydı örtbas...Kendini dindar gösteren biri yapsa ahalisine hücum...burası hukuk devleti...


SEDAT IP: 88.251.26.xxx Tarih : 30.04.2008 11:10:55

Furkan rumuzlu arkadaş burada yargısız infaz yapılmıyor sadece ateş olan yerden duman çıkıyor, bu zatın kendinden 50 yaş küçük bir kızla evli olmasıda potansiyel sübyancı izlenimi doğuruyor, tabiki burada kimsenin birşey yaptığı yok adaletin sonucu bekleniyor, bu arada senin yorumunda oldukça tutarsız ve senin potansiyelinide ortaya koyuyor, birde bu kişisel olay benim dinimi hiç yaralamıyor, senin dinini yaralıyorsa onu bilmem.


sima namal IP: 78.184.135.xxx Tarih : 2.05.2008 02:39:40

Dinimiz,mantık dinidir.Bir yazarda olsa dini ve şeriati yargılama hakkı yoktur.İsim verirken özellikle islami kesim ,hacı hoca,miliyetci, Şu şunu yaptı .Şunu şöyle gördük Şu şöyle idi...Bir şeyler yazmış olmak için yazmamalı insan.Ayrım yapmamalı .Hadi listeyi coğaltalım yüzü bile kızarmadan yediği halttan sonra ekran karşısına çıkıp haber sunan erkek spiker!derdinize derman olan hanım abla ! eşi kendinden kaç yaş kücük olan tostcular ,popcular,topcular,çicek sulayanlar ,sanatcıyız diye geçinenler...onlar gayrimüslüm mü yoksa mübah mı?Biz bunları dillendirirken bile haya ediyoruz.kul beşer beşerde şaşar.Allah şaşırtmasın...İmanın vâdettiği pek çok dünyevî ve uhrevî mükafât vardır; fakat, herkes kendi imanının enginliğine göre onları duyup sezebilir. (29.51)


erdal geyikçi(köçek)...! IP: 88.250.11.xxx Tarih : 29.04.2008 14:11:24

mrhaba erdem abi.köşenizi okuyunca aklıma okudugum bir fikra geldi: Camii hocası hanımlara vaaz veriyormuş. Kadınlardan biri sormuş -Hocam bir muhendisle beraber olursam onun cezası ne kadar.hoca - 3 sene demiş - avukatla olursam? - 5 sene - doktorla olursam? - 4 sene - peki hocam hocayla olursam? Hoca : - seni gidi seniii .. sen cennete gitmek istiyorsun galiba demiş...köşenizde konu aldığınız gazeteci yazarı,televizyonlardan gördüğüm kadarıyla tanıyorum.anlatılanlar ve yazılanlar ne kadar dogru bilmiyorum.belkide kendisine kurulan bir komplodür .şimdi kalkıpta yalanda söylemezler.yalan söylendiğinde ve iftira atıldığı zaman allah hesap sormazmı?ben duyduğum ve okuduğum kadarıyla biliyorum.,ne kadar doğru bilmiyorum allah sonumuzu hayır eylesin.bu gidişle cenneti zor görürüz .fıkrada söylüyor,kimlerin cennete gidecegini::))saygılarımla.erdal geyikçi(köçek)...!


Gökhan IP: 85.107.224.xxx Tarih : 30.04.2008 17:20:19

Sayın hocam;İşte siz de söylemişsiniz,hem şeriat yanlısı hem de hukuk mezunu.İşte demokrasi uygulamada böyle birşey.Bu neye benzer?Sizi yok edeceğini bildiğiniz birine silah vermekle aynı şey.Türk atasözü der ki düşmanın eline kılıç verilmez.Hele böyle sapık zihniyete selam bile verilmez.Ama ne yapalım ki gün vatanseverlerin içeri atılıp hainlerin tahliye,beraat ettikleri gün.Sonumuz hayır olur inşallah.Bakın Avrupa korkusuna DTP başkanına saygıda kusur etmeden salıverdiler askere.O asker olsa ne olur olmasa ne olur?Vatanı savunmak ona kaldıysa yandık.Bu bu yaşlı sapık da serbest kalır ama acından hırsızlık yapanın gözünün yaşına baklmazlar.Velhasıl durum hiç de iyi değill...


necla IP: 88.235.124.xxx Tarih : 2.05.2008 12:41:40

erdem bey size söz vermiştim yazınızı okudum mükemmel üstü sizi kutluyorum yazdıklarınıza katılmamak mümkünmü bende atatürkçü biri olarak ülkenin ve bu insanların ne olacağını merak ediyorum ama biz kadınlar olarak buna baş kaldıracağız sizlerinde yardımlarıyla yüreğinize ellerinize sağlık


yüksel hasgül IP: 88.245.167.xxx Tarih : 1.05.2008 15:26:40

elinize saglık erdem bey . bu sahsın haberini gazeteden keserek işyerimin panosuna astım.işyerimdeki arkadaşlarımın haberi okuduktan sonra neler söylediklerini bu ve bunun gibi zihniyete sahip olanlar tahmin etmişlerdir sanırım.


FURKAN IP: 212.175.115.xxx Tarih : 29.04.2008 14:55:58

İnsanlar dini refarans göstererek 2,3 4 kadınla beraber olunca fırtınalar koparıyorsunuz güya kadınlardan tarafsınız. Ama 20,30,40 .... kadınla zevk eğlence filört adı altında beraber olanlara tık yok. Böyle asılsız masa başı uydurma haberlerle nasıl da yargısız infaz yapmayı seversiniz."suç ispat edilene kadar kişi masumdur" ilkesine ne oldu ? Doğru bile olsa o kişinin şahsında o'nun inancına ve onun gibi inanlara nasılda acımasızca saldırırsınız. sizin işiniz bu . Şeriatın karşısında gördüğün Kanunun adaletin işlemesine biraz tahammül edin sonucu bekleyin...