27
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Akdeniz’in yeni ismi; White Sea!..

Türkiye’nin büyük kesiminde iktidarın iç ve dış icraatlarına yönelik eylemler sürerken, Avrupa Birliği başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde şiddete yönelik davranışlar tepkiyle karşılandı. Bu arada da 17. Akdeniz Oyunları başladı. Oyunların daha ilk gününde podyuma çıkan haltercilerimizin doping alarak diskalifiye olmaları da üzerinde durulacak bir başka üzücü olay!..

Bütün bu olumsuzluklara karşı oyunların açılış konuşmasında Başbakan Akdeniz’i tanımlarken yeni bir isim ortaya attı; White Sea!..

Bir bildiği vardır muhakkak! Yabancı dillere iyice vakıf olmayanların herhangi bir sözcüğü dilimiz Türkçesine çevirmeye kalktıklarında bazı acayipliklerin ortaya çıkması da kaçınılmaz oluyor. Örneğin Akdeniz’i Türkçeye çevirip beyaz deniz anlamında White Sea demek gibi… Bu arada Akdeniz’in barış dostluk ve kardeşlik denizi olduğu vurgulandı. Bu denize kıyısı olan bütün ülkelerin barış içerisinde yaşamasından dem vuruldu. Oyunlara Suriye sporcuları da katılmışlarsa da bizim memleketimizde ne barış, ne huzur var diyecek cesareti gösteremediler.

Akdeniz sözcüğünün nereden geldiğini, yeri gelmişken araştırmakta yarar var diye düşünüyorum:

Bu sözcük Latince’de “Mediterreneus”, Eski Yunancada “Mesogeios” dan türemiştir. Romalılar da bizim deniz sözcüğünün karşılığı olarak “Mare Nostrum” demişlerdir. Dünyanın en büyük iç denizi anlamında bir sözcük. Araplar ortada yer alan beyaz deniz anlamında “El Bah-re-i Ebyedu’l- Mutavast” derler. Farsçada “Bahr-i Sefid” olarak geçen bu denizin ismini Osmanlılar da aynen kullanmışlardır. Osmanlıların deniz haritalarında da aynı şekilde “Bahr-i Sefid” olarak geçer. Batı dillerinde ise Mediterranean Sea veya Mediterani, Mediterruan olarak yazılıdır, bütün kaynaklarda ve haritalarda bu isme yer verilmiştir.

Şimdi biz de onlara bir yenisini eklemiş oluyoruz; White Sea, tercümesi de beyaz deniz! Ne denir; tek kelime ile helal olsun…

Siyasi yönden buhranlı günlerimizde sporumuz iki önemli karşılaşmalara sahne oluyor, ancak spor sayfalarımız yabancı transferleriyle ilgili haberlerle dolu olduğundan bunlara pek yer kalmıyor!

Türkiye’nin birkaç ilinde yapılan U2 Dünya Kupası ile Mersin’de düzenlenen Akdeniz Oyunları son günlerin gürültüsü patırtısı içerisinde iki önemli spor olayıdır. Başbakanın deyişiyle Mersin’deki Akdeniz Oyunları talip olduğumuz Olimpiyat oyunlarının provası olacakmış! Akdeniz Oyunlarından yüzümüzün akıyla çıkarsak, Türkler bu işin altından kalkabiliyorlar, o halde olimpiyatları da onlara verelim diyeceklerini sandık!..

Bence daha ilk gününde Mersin’deki Akdeniz Oyunlarından yüzümüzün akıyla çıkamadık. Oysa yıllar öncesi İzmir’de yapılan Akdeniz Oyunları organizasyon yönünden bayağı iyiydi. Ne var ki, o zamanlar siyasi ortam böylesine karmakarışık değildi.

İki ay önce Mersin’e yakın bir ilçede olduğumdan açılışı ve birkaç yarışmayı izlemeyi aklımdan geçirmiştim. Biletlerin Biletix’te internet aracılığıyla verileceği ilan edildiği gün aradığımda biletlerin tümünün satıldığını öğrendim. Sanırım benim gibi oyunların memleketlerinde yapılacağına sevinen pek çok Mersinli ve Adana’lı da bu işe şaşırıp kalmışlardı. Kim oldukları henüz bilinmeyen para babası kişiler veya kurumlar biletleri meğer bir anda satın almışlar... Oysa yirmi beş bin kapasiteli stadın bütün biletlerini parayı bastırarak almak öyle her babayiğidin harcı değildi. Ama demek ki öyle babayiğitler de yaşıyormuş bu ülkede… Eskiden para babası babayiğitler sevgililerine gösteriş olsun diye gazino vs. kapatırlardı. Şimdilerde devran değişmiş, stadyum kapatır olmuşuz!..

Sonradan işin gerçeği anlaşıldı: dünyanın pek çok ülkesi Akdeniz Oyunlarını canlı yayınlayacaktı. Bizim üst düzey yetkililer de açılışa katılacak, konuşmalar yapacaklardı. Anlaşılan stadyumda yöneticilerimize (!) ters bir tepki olmasın, kötü söz söylenmesin diye, belki de dünyaya rezil olmamak için bu yola sapılmış!.. Kuşkusuz biletleri toparlayan o babayiğit ne kadar vatansever olduğunu göstermek için biletleri, konuşmacılara tepki göstermeyeceklere dağıtmış olmalılar. Ne yazık ki, televizyondan izlediğim kadarıyla stadın yarısından çoğu boştu. Anlaşılan, kendisine bedava bilet sunulanların çoğu da bu davete icabet etmemişlerdi.

Kısacası al gülüm ver gülüm hesabı Akdeniz Oyunları tepkisiz açıldı. Stadın içerisinde sakinlik sürerken dışında protestolar, yürüyüşler yapılıyor, sloganlar atılıyordu. Tepkiler önlendi ama içerideki alkışlar bana biraz cılız kaldı gibi göründü.

Böylece dünyada bir ilk yaşandı diyenler, sanırım yanıldılar. II. Dünya Savaşı öncesinde 1936’da yapılan Berlin Olimpiyatlarında Hitler tüm dünyaya gövde gösterisi yaparak Nazi Almanya’sının arî ırk olduğunu göstermek istemişti. Berlin Olimpiyatlarının açılış töreninin biletleri, Nazi Partisi tarafından yandaş Nazilere dağıtılmıştı. Stada girenler de bütün gücünüzle Führer’i alkışlayın diye uyarılmışlardı.

Ne var ki, oyunlar başladığında ABD’li atletler başta olmak üzere batılılar Nazi sporcularını geride bırakmış, Führer’in stadı hiddetle terk etmesine neden olmuşlardı. Basketbolda ABD, kanoda Avusturya, su topunda Macaristan, futbolda İtalya, bisiklette Fransa, eskrimde İtalya, atletizmde ABD büyük başarı kazanmıştı. Özellikle 100 metrede ABD’li Jesse Owens 10.30’lk, 200 metrede 20.70’lik dereceleriyle dünyaya ayağa kaldırtmıştı. Nazi Almanya’sı da bazı birincilikler kazanmış ama diğerlerinin yanında pek esamisi okunmamıştı.

Türkiye, halter skandalından sonra Akdeniz Oyunlarında hangi branşlarda başarılı olur diye düşünenlere yandaş olmayan bir gazete açıklamış; atıcılıkta, su kayağında, badmintonda, karate de, artistik jimnastik de başarılı oluruz, son olaylar bunun göstergesiydi diyerek umudumuzu arttırdı!.. Bunlara ben de kaba güç karşısında kaçmayı da olimpiyatlara atletizmin bir bölümü olarak alsak diye düşünüyorum.

erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 24 Haziran 2013 Pazartesi 10:06:05


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Teoman Törün IP: 88.241.45.xxx Tarih : 25.06.2013 20:49:18

Espri seven Aydın arkadaşımıza: İngilizceyi iyi pekiştirmişler arasında "Where are going, morning morning?" (Sabah sabah nereye gidiyorsun?) diyenler de var. Dağarcığa atsın.


Aydın IP: 88.224.172.xxx Tarih : 24.06.2013 14:18:35

He ya öyle.Ayrıca  meyva suyu =  fruit water ,  köpek balığı = dog fish , Van Gölü =  One Lake , Baş Bakan = Head Looker , su aygırı = water stallion  vs de var.


Yılmaz Ergüvenç IP: 188.56.201.xxx Tarih : 24.06.2013 12:56:37

Mediterranian Sea'ye White Sea demek yanlış değil ki. Atlası açın bakın, Baltık Denizinin altında White Sea diye bir deniz var. Ama yeri birazcık kuzeyde. Kuzey-Batı Rusya'da Arhangelsk liman kentinin bulunduğu bir iç deniz. Onega ve Dvina nehirleri de bu büyük körfeze akıyor. Ne var ki bunda? Alt tarafı, Taksim'in My taxi, Düzce'nin Fuck it, Ankara'nın Moment Black olması gibi bir espri. Bir dış gezide bir arkadaşım rastladığı güzel bir kıza ''You are one drink water'' demiş, kız her halde İngilizce bilmiyor olmalı ki anlamamış ve aval aval bakmıştı.