19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Akiller göreve başladılar!..

Gündeme oturan, nitelik ve nicelikleri tartışılan akil adamlar kendilerine ayrılan bölgelerde görevlerine başladılar. Akil adamlık da nereden çıktı, bunun arkasında ne var diyenler gibi ben de onların ne yapacaklarını, nelere çözüm üreteceklerini gerçekten merakla bekliyorum.

Akil adamlar lafı ortaya atılınca acaba bunlar kimler olacak diye düşünülmüştü... Sonra da Güneydoğu, Kürtçülük, bölücülük gibi konularda uzmanlaşmış, bu konuda eserleri, makaleleri, deneyimleri olan, sözlerini dinletebilecek bilimsel kişiler olmalı diye düşünenlerin yanılıp yanılmayacaklarını ilerleyen zaman içerisinde hep birlikte göreceğiz.

Gerçekte akil adamlık öyle herkese kolayca verilecek bir tanımlama değildir. Akil adam, tecrübesi, bilgisi, yaşı itibariyle belirli bir alanda sözü herkes tarafından dinlenen, otorite durumunda olan yaklaşımlarına ve çözüm önerilerine değer verilen, sayılıp sevilen uzman veya duayen kişi… Başka bir deyişle de kâmil kişi.

Akil adamlar aldıkları direktifler konusunda kollarını sıvadılar. Diyarbakır Dernekler Platformunda oradakilere şirin görünmek için başlarına poşu takarak oturuma katıldılar. Yılmaz Ensaroğlu’nun başında olduğu toplantıya akil adamlardan (!) Murat Belge, Etyen Mahçupyan, Kezban Hatemi, Mehmet Emin Ekmen, Fazıl Hüsnü katıldılar. Salondaki dinleyicilerin ise kimin sözcüleri olduklarını tahmin etmek hiç de zor değildir. Bazıları Öcalan’a özgürlük, bir başkası dağda PKK saflarında üç çocuğum öldü dedi. Birisi de kalkıp Türkler bize borçlarını ödesin, Çaldıran’da, Malazgirt’te, Ulusal Savaşta (Kurtuluş Savaşı olacak) yanınızdaydık, sizlere destek verdik, şimdi borç ödeme sırası sizde dedi. Bu arada akil adamlarımızdan hiç birinin aklına nedense sizler de kaçak kullandığınız elektriğin parasını ödeyin diyemedi. Bir başkası sizin yöneticiler daha önce Kürdistan sözü etmişti dedi. Yine Kürtlerin Osmanlı ve Cumhuriyet yönetimine kırktan fazla isyan girişimleri olduğunu da nedense hiçbir akil adam dile getirmedi.

Akil adamların Marmara Bölgesi toplantısı Esenler Kültür Merkezinde yapıldı. Deniz Ülke Arıboğan başkanlığındaki toplantıda Mustafa Armağan, Hülya Koçyiğit, Yücel Sayman, Hayrettin Karaman, Mithat Sancar, Levent Korkut, Ali Bayramoğlu ve Ahmet Gündoğdu’nun bulunduğunu basından öğreniyoruz. Toplantıda barış ve huzura ihtiyacımız olduğu belirtildikten halkın akilliği ile yola çıktıklarını ileri sürdüler.

Akil adamların Doğu Anadolu gurubu da Elazığ Akgün Otel’de bir araya geldi. Kendilerine barış karşılığında ne verildi, bölünüyor muyuz gibi sorular yöneltilince grubun başkanı Can Paker “Benim cevabım bu soruların yanlış olduğudur” dedikten sonra “mesele ne verdik değil, herkesin insan haklarında eşit noktaya gelmesidir“ diyerek sözlerini sürdürdü.

Bu arada bazı gariplikler de yaşanmadı değil; Ruhat Mengi köşesinde üzerinde durulacak bir hatırlatma yapmıştı. “Akillerden Baskın Oran’ın daha önce yazdığı bir kitabında Atatürk’ün yaptıklarını, kazandırdıklarını, anayasaya konmuş ifadeleri övmüştü. Şimdi ise Cumhuriyet baştan yanlış kuruldu, biz yeniden kuracağız demeye başlamış.”

İnsana sorarlar, sen kim cumhuriyetin kuruluşuyla söz etmek kim…

İç Anadolu Bölgesi’nde görevli akillerden (!) birisi de önce kendisinin Kürt olduğunu söylemiş, ardından “Bir savaş çıkarsa sınırlar yeniden çizilir” deme gafletinde bulunmuştu. Oysa savaşlar devletler arasında olur. Burada ise devletin karşısında terör örgütü var. Bunu birbirinden ayırt edememek acizlik mi, bilgisizlik mi, yoksa birilerine yaranmak mı?

Akil insanlardan Karadeniz grubu üyelerinden şarkıcı Orhan Gencebay henüz sahaya inmemiş, evinde ısınma turları yapıyor…

Türkiye’de etnik kimlikler eşit değilmiş gibi Kürt kökenli vatandaşlarımız ticarette, devlet yönetiminde ve de memuriyette ayrımcılığa tabiymiş gibi hep eşitlikten söz ediliyor. Acaba aynı eşitlik ilkesini Yahudi, Rum ve Ermeni vatandaşlarımız için gösterebiliyor muyuz? Mecliste olsun devlet memuriyetinde olsun azınlık dediğimiz vatandaşlara yer veriliyor mu?

Akil insanların Ege grubu İzmir’de halkla buluştu, ancak altından kolayca kalkamayacakları sorularla karşılaştılar. Bir öğretmen Kürtlere çok fazla ayrıcalık tanındığını, Türklerin bir süre sonra azınlık durumuna düşeceğini bile söylemekten geri kalmadı.

PKK ile yapılan savaşta çözümün terörü saf dışı bırakmak olduğunu sokaktaki çocuklar, akil olmayan (!) insanlar bile biliyor. En önemlisi halkın nabzını tutmaya çalışan akil adamların tarafsız olmaları zorunludur. Merak edilen akil adamların sözleri ne dereceye kadar dinlenir veya toplumu ikna edebilir?

Acaba bir bakıma bu konuda İktidar partisinin üzerlerinde kalan vebali akil adamlar mı yüklenecek?

Sonuçta her iki toplum da bundan memnun kalmazsa, iktidarın “biz değil akiller yaptı” diyerek topu onların üzerine atmaları işten bile olmayacaktır.

Seçilenlerin ne derecede akil oldukları da olayın tartışılacak bir başka yönüdür. İçlerinden bazılarının yazdıklarına söylediklerine bakacak olursanız onların zaten hangi taraftan yana oldukları açıkça görülüyor. Öncelikle bunlar seçimle değil atamayla bu göreve getirilmişler... O zaman bunların ne denli tarafsız oldukları kafalarda soru işaretleri bırakıyor. Kaldı ki çoğunun şimdiye kadar isimleri bile duyulmamış, duyulmuş olanların da bu konularda ne derece ehil oldukları tartışılır. Büyük olasılıkla akillere verilen görev iktidar ile terör örgütünün uzantıları arasında dengeyi sağlamak veya pazarlık etmektir. Belki de ikna görevini üstlenecekler terörle yapılan pazarlığı meşru bir zemine oturtacaklardır. Bu arada da iktidarın propagandasını yapmaktan geri durmayacaklardır. Kürtler de dâhil onların çalışmalarını nasıl karşılayacağı biraz meçhuldür. Ancak unutulmasın ki, Türkiye’yi bölmek isteyenler, terör örgütleri bir verilirse on almanın peşinde olacaklardır.

Akil denilen adamlar ve akil kadınlara baktığınızda bu önemli konu üzerinde ne kadar bilgileri, becerileri var o da biraz kuşkuludur.

Bakalım, bekleyelim ve görelim.

Terör örgütü silahları bırakıp gidecek mi? Kandildekilerin bunu kolayca yapmaları biraz kuşkuludur. Peş peşe grupların ziyaret ettiği Apo’nun sözü ne kadar geçer o da tam netleşmemiştir.

Sonunda akil adamlar hazırladıkları bir raporu kendilerine görev verenlere sunacaklardır. O raporda neler yer alacak, toplumla paylaşılacak mı?

Acaba Doğu ve Güneydoğu’da yapılan toplantılarda toprak ağalığına son verilmesiyle ilgili konulara girecekler mi?

Gerçekte Türk ve Kürtlerin ayrı hakları olduğunu kimse savunamaz. Türklerin ne hakkı varsa diğeri ondan çok daha fazla hak elde etmişlerdir. Devletin her türlü olanaklarından yararlanıyor, yine de şikâyet etmekten geri durmuyorlar. Buna ne denir bilinmez!

Kısacası zor iş; bu iş masa basında yazı yazmakla, ahkâm kesmekle de olacak gibi değil… Akillerin bu konuda uzmanlaşmış olmaları gerekmez mi? Uzmanlaşanlar nerede derseniz; o apayrı bir konu…

erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 20 Nisan 2013 Cumartesi 11:33:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Teoman Törün IP: 85.103.82.xxx Tarih : 22.04.2013 18:37:24

Hikâyeci adındaki bilge büyüğümüzün kıssaları o kadar derin hikmet ve ironi taşıyor ki bizim naçiz zihnimizin bu kııslardan hisse çıkarma kapasitesi yok. Ama ıkına sıkına çıkarsayabildiğim kadarı ile "ABD'nin mahut haritayı, sanki ona karşı açıkgözler ele geçirmiş gibi tedavüle sokmasından sonra Türklerin de Kürtlerin de ayranı kabardı. İki tarafa da silah satış ve desteği ile yolunu buluyor. İki tarafa da yeri ve zamanına göre höt zört edip yollarına devam etmelerini sağlıyor. Böylece ülkemize soktuğu fili besletmeye devam ediyor." Yanılıyor muyum, Sayın Hikâyeci?


Teoman Törün IP: 88.240.9.xxx Tarih : 22.04.2013 16:55:14

Biz de Timur'un filini beslemeye devam ediyoruz.


Hikayeci (6) IP: 95.15.104.xxx Tarih : 21.04.2013 19:32:14

Türk-Moğol İmparatoru Timur, Anadolu'da istila ettiği bir belde halkına, bir filinin beslenmesi için emir vermiş. Beldenin ahalisi bu fili beslemek için, bütün gıdasından vazgeçip kendileri aç duruma düşmüşler. Son çare olarak Nasreddin Hoca' ya başvurmuşlar. Nasreddin Hoca, beldenin akillerini toplayıp bu sorunu halletmek için, "- ardımdan gelin, Timur'a bu meseleyi izah edip bir sonuca bağlayalım" demiş. Hoca, peşine taktığı onlarca kişiyle yola koyulmuş. Timur'un otağına vardığı esnada arkasına bir bakmış ki, kendisinden başka hiçbir kimse kalmamış. Timur'un huzuruna kabul edildiğinde ise şunları söylemiş: "- bir fili emanet ettiğiniz belde halkı hallerinden çok memnundurlar; sizden, beslemeleri için on fil daha rica etmektedirler !"  


yasar ertas IP: 5.61.150.xxx Tarih : 23.04.2013 10:55:42

akil adamlar müsvede calismasi yapan insanlardir hic bir resmi gecerliligi yoktur bu müsvede calismasini bir resmi gecerliligi olan yere vereceklerdir onlarda bu müsvede  üzerinde calisacaklardir yada raflara kaldiracaklardir (tabiki duruma göre)

her ne olursa olsun bu durumda akil adamlar akilmi degilmi ayri mesele calisip bir müsvede yapmalaridir onlarda su anda bunu yapmaktadirlar bunu yaperkende birileri zitlik birileri pustluk birileri beraberlik  biri leri akim derken pokum diyecelekerdir önemli olan hedefe ulasilmasidir bu devamlilikta  hem iyilikten hem kötülükten yana asiri lik olmamalidir buda simdilik böyle normal görünmektedir

bu akil lerin birileri tarafindan masa misali kulanilmasina yazarimiz deginmis isler ters giderse akillerde suc diye belirtmis eee buda isin rajonu  ama  simdiki zamanda gidisat bu konuda iyi yasam haklari  güzel korunuyor calismalarin sonunda bu hak kalkarmi kalkar bu isin öyleside var böyleside var ama illaki calisma var olmali kötü olacak diye yan yatmamali iyi olacak diye mücadele vermeli

simdiye kadar bu konu üzerine hep avanda su dögüldü inada inat denildi bir kisiler cikipta su fikir su yol demedi hic yoktan bu fikir geldi tikir mikir gidiyor sonunu allah bilir bende zormu zor bir durum zor durumda bende  zorlaniyorum  o zaman     isi bende allah birakiyorum ben kenardan biraktimda sorumlular önce ugrassin sonra allaha havale etsin yada varsa bir akilin akili ciksin bu desin neden olmasin akil akildan üstündür hodri meydan ama bunu biz o muhalifler yapmayiz olan seyede olmazzz deriz nereye kadar bu hep olmazzzlik nereye kadar ta ki birimizin yasam hakki yok olana kadarmi

bir tanidik avukat konusuyor mahkeye girecekmis davayi kazanirsam benden demis kaybedersem allahtan !!!!!!!


Mehmet Ersindigil IP: 84.62.48.xxx Tarih : 20.04.2013 17:23:08

Ellerine saglik Hocam"Asil senin bu güzel yazindan akil insanlar ders almasi lazim.Türkiyede 13 ile 15 milyon kürt vatandasimiz vardir,Dünya genelinde 25 ile 30 milyondurlar.En fazla Türkiye,de yasamaktadirlar,buda 13 ile en fazla 15 milyon nufusa sahiptirler.Türkiye,de KÜRT-TÜRK-veya baska bir degisle TÜRK -KÜRT sorunu yoktu.Korkarim,ki bu Akil insanlar yüzünden Türk-Kürt sorunu yasatilip cikmaz bir sokaga sürüklemektir.

Akil insanlarin getirecegi sorunlar yavas yavas belirlemege baslamistir.Bazi sehirlerimizde akil insanlara karsi catlaklar baslamistir.Toplantilari yapilmadan bazi sehirlerimizden geri gönderilmislerdir.Akil insanlar sayesinde dakdeki PKK ya sehre inme firsati tasimistir.Bu arada terör estirenler icin büyük bir firsattir.Bu süre icinde sehirde silahlanip ilerde yapilacak terör olaylarinin yerlerine daha yaklasmak anlamini tasiyor.

Terör örgütü silah birakacak diye düsünen varsa,sahsen yanilyor olmalidir.Bu akil insanlari öne sürüp sadece güncel olaylari degistirmek icin bir rotar olsa gerek.Cünkü PKK silah birakmiyacagina kendileri,de inaniyorlar.Bu akil insanlarin sayesinde dagdeki inlerini sehre tasimaktan öteye gitmemektedir.Kendilerine büyük bir firsat verilmistir,onlarda bu firsati kacirmiyacaklarina inanmaktayim.

Simdi Türkiyede güncel olaylar o kadar cok,ki hangisini kaleme alacagimizi sahsen bilmiyorum.Örnegim T.C kimliginin cikarilmasi gibi,Peki bu konu üzerinde bir iki lafim var.Basbakanimiz Cumhurbaskanimiz veya Bakanlarimiz Milletvekillerimiz yurt disi gezilerinde hangi ülke simgesiyle gidecekler.Simgesi olmayan bir ülke varmi,Varsa bu T.C.olmamasi lazim.Yoksa PKK--T.C kelimesinden rahatsiz oldugu icinmi kaldirilmak isteniliyor.Kusura bakmayin yazilacak cok sey var simsilik bu kadar saygilarimla.