1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

Alman Neferinin Kaval Kemiği!..


Lübnan’a asker gönderip göndermeyeceğimiz günlerdir tartışılıyor, meclisten çıkacak karar merakla bekleniyordu. İktidar partisi milletvekillerinin başbakanın mı, yoksa vicdanlarının mı sesine uyacakları tartışılıyordu. Lübnan’a asker göndermek riskliydi, orada ne olacağı ve neyle karşılaşılacağı da bilinmiyordu. Sonunda TBMM’de konu görüşüldü ve 340 oy gönderilmesinden, 192 oy da gönderilmemesinden yana çıktı. Bir milletvekili de çekimser kaldı. Vicdanının sesini ön plana alan 6 AKP milletvekili ret oyu verdi. Bazı milletvekilleri de mazeret beyan ettiklerinden bu tarihi oturuma katılmadılar. Oylama sonucunda Türk askerinin 1918 yılında Fransızlara terk ettikleri topraklara gitmesine karar verildi.

Kuşkusuz, vicdanlarına veya hükümetin aldığı karara uyan iktidar milletvekillerinin çocukları veya yakınlarının, Güneydoğu’daki terör mücadelesinde olduğu gibi gidecek birlik içerisinde de yer alacaklarını da sanmıyorum.

Türkiye güneydoğu sorununu henüz çözememiş, teröristlerden Kandil Dağını tam olarak temizleyememiş ve kuzey Irak da yuvalanmış kamplara kesin bir darbe indirmemişken böyle bir kararın doğru olup olmadığı uzun süre tartışılacak, kesin yargıyı da ilerideki yıllarda siyasi tarihçiler ile orta doğu uzmanları vereceklerdir. Bu konuda asker ne diyor on pek bilemiyoruz.

TBMM’deki hükümet tezkeresi ile ilgili oturumu televizyon kanalından baştan sonuna kadar izledim. Muhalefet grubundan CHP ve ANAP sözcüleri kendilerine tanınan süre içerisinde görüşlerini bildirdiler, askerimizin gönderilmesi halinde Lübnan’da olası durumları değerlendirdiler. Sonra da milletvekillerinden vicdanlarının sesini dinlemelerini istediler. ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu şimdiye kadar meclis çatısı altındaki en yürekli ve duygusal konuşmasını yaptı. Benim 18 yaşında oğlu var, oraya gitmesini istemem dedi. Ardından da “Ne kendisinin ne de Türkiye’nin, İsrail’in güvenliği için feda edecek evlatları olduğunu” sözlerine ekledi. CHP Milletvekili Öymen konunun geniş bir özetini yaptıktan sonra Lübnan’a asker gönderilmesinin risklerini sıraladı. Oylama sonucunda bu duygusal konuşmaların etkili olamadığı ve söylenenlerin yalnızca meclis tutanaklarında kaldığı görüldü.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal toplantı sonrası basına verdiği demeçte “Biz görevimizi yapmanın rahatlığı içerisindeyiz” dedikten sonra TBMM’den çıkan kararın kendileri için sürpriz olmadığı belirtti. Ardından da “Kamuoyundaki tepkiyi ve bizim uyarılarımızı dikkate almadılar. Annelerin taleplerini ve vicdanlarını dinlemedikleri görülüyor” diyerek görüşünü belirtti.

AKP iktidar olduğu günden bugüne kadar ilk kez tabanı ile ters düşen bir karar aldı. AKP milletvekilleri de belki çaresizlikten, belki de önümüzdeki yıl yapılacak seçimleri düşünerek, liste dışı kalmamak ve bir daha seçilememek korkusundan ötürü evet oyunu kullandılar. Bu arada elde olmadan insanın aklına bir soru takılıyor; Türkiye’de siyaset her şeyden önce bir geçim kaynağımıdır?

Ankara’da mecliste tezkerenin görüşüldüğü sırada çok sayıda protesto eylemi yapıldı. Lübnan’a asker gönderilmesine karşı olan protestocular meclisin çevresinde eylemlerini sürdürdüler. Bunun yanı sıra Şehit Anaları Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği üyeleri de yine meclis önünde bir basın açıklamasını yaptı. Türkiye’nin bir çok şehrinde de bu konuda eylemler düzenlendi. Bunlara katılanların çoğunluğunu da kadınlar oluşturuyordu. Açılan pankartlarda da başbakan başta olmak üzere hükümetin eleştirildiği görülüyordu. Buna rağmen hükümet tezkeresi meclisten geçti;Türk askeri Lübnan’a gönderilecekti!..
Başbakan görüşmeler öncesinde “Şehit cenazeleri görmek istemiyoruz” diye bağıran evlat acısı içerisindeki bir vatandaşa “Canım kardeşim, bakınız askerlik herhalde yan gelip yatmak yeri değildir” diyerek belki de cumhuriyet tarihinin en büyük gafını yaptı. Askeri Lübnan’a, İsrail’in güvenliği için göndermek isteyeceksin, hem de askerlik için yan gelip yatmak diyeceksin.

Olacak şey değil...

Yıllar öncesi de buna yakın sözlerin söylendiğini bugün orta yaşı aşmış olanlar bilirler. Demokrat Parti’nin iktidardaki ilk yıllarında, meclis kararı alınmadan, NATO’ya girmek uğruna Kore’ye bir tugay gönderilmiş ve askerin yarısı Kunuri’de hayatını yitirmişti. Ardından Demokrat Parti’nin son yıllarında Menderes “Ben bu orduyu yedek subaylarla da idare ederim”, Meclis grubunda da güvenoyu alabilmek için “ İsterseniz hilafeti bile getirebilirsiniz” gibi gaflar yapmıştı. Menderes’ten çok sonraları Turgut Özal da ondan aşağı kalmayarak “Benim memurum işini bilir”, “ Anayasayı bir kere ihlal etmekle bir şey olmaz”, “Onlar küçük Turgut’a söylesinler” gibi sözler sarf etmişti.

TBMM den alınan karara kimileri üzüldü, kimileri sevindi, bazıları da hayırlı olsun, bizim için sürpriz olmadı demekle yetindi. Bu arada hükümetin yetkililerinden birisi de askerlerimiz için dua etmek hepimizin görevidir dedi (!) Kuşkusuz bu karardan en çok memnun olan da ABD ve İsrail’dir. Türk askeri Lübnan kara harekâtında zor bir direnişle karşılaşan İsrail’ araya bizim askerimizin girmesi ile biraz rahatlayacaktır.

Mecliste tezkerenin kabulünden sonra Lübnan’a gönderilecek askerin gücü şekillenmeye başladığını basından öğreniyoruz. Buna göre Hizbullah’a denizden gelmesi muhtemel yardımı Türk deniz gücü önleyecek, kıyıyı kontrol altında tutacak. Kara birliği de Hizbullah ile İsrail güçleri arasında yer alacak. CHP milletvekili Öymen, bizim asker için en büyük tehlikenin İsrail’in attığı misket bombalarının büyük bir kısmının patlamadığı ve bunların o bölgede konuşlanacak askeri birlikler için büyük tehlike olacağını söyledi.

Bu kararın arkası gelecek mi? Afganistan’a da asker gönderilecek? Afganistan da görev yapan İngiliz birliklerinin zor duruma düştükleri basına sızan haberler arasındadır. İngiliz kamuoyu ayaklanmış ve Blair’e istifa çağrısında bulunuyorlar. Afganistan’ın güneyinde sıkışan İngilizlere yardım için bizden yine yardım istenileceğinin sinyalleri de İngiliz basınında yer alıyor.

Yaklaşan genel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi meclisten çıkan bu kararın onları ne şekilde etkileyeceği de belirsizdir. Şehit analarının yükselen sesleri ve her gün gelen şehit tabutlarından sonra çok daha etkili oluyor. Bu nedenle bazıları şehit ailelerine baş sağlığına bile gidemiyor.

Lübnan’a asker gönderilmesi için toplanan genel kurulda muhalefet sözcülerinden birisinin dile getirdiği, I. Dünya Savaşı öncesinde Bısmarck’ın söylediği bir söz üzerinde uzun uzun düşünülmelidir:

“Bir Alman neferinin kaval kemiği, tüm Balkanlardan daha değerlidir.”

Bilmem anlayan oldu mu?


erdem@kenthaber.com
Yayın Tarihi : 10 Eylül 2006 Pazar 00:23:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?