30
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Araplara laiklik açılımı!..

Hepimizin bildiği bir atasözümüz vardır; görünen köy kılavuz istemez…Başbakanımızın Davos ve Gazze çıkışlarından sonra Ortadoğu’nun veya İslam âleminin önderliğine soyunduğu, son K.Afrika gezilerinden sonra bir kez daha anlaşıldı. Ayrıca İsrail’e karşı Filistin davasında savunucusu olduğunu da bir kez daha gösterdi. Bütün bunlar olup biterken Arap devletlerini yönetenlerin buna pek sıcak baktığı da söylenemez... Arap olmayan bir liderin ortaya çıkışından rahatsızlık duyacakları da açıktır.

Ne var ki, Başbakan Arap liderlerinden çok halklarını hedefliyor. Bu ziyaretlere televizyonlar anında verirken batının The Guardian, Time, Dıe Welt, The Times, The Daily Telegraph ve The New York Times gibi belli başlı basın organları da geniş verdi. Dünyanın gözü kulağı o günlerde Mısır, Tunus ve Libya’daydı. Dünyanın önde gelen gazetelerinden Financial Times ilginç bir saptama yapmıştı; “Erdoğan 1187’de Kudüs’ü Haçlılardan geri alan Selahattin Eyyübi’den sonra Arapların en fazla hayranlık duyduğu lider...”

Din kardeşiyiz dediğimiz, bazı konularda arka çıktığımız Araplara, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini uluslararası arenada neden tanımıyorsunuz gibisinden bir soru sormak nedense aklımızdan hiç geçmiyor… I.Dünya Savaşı yenilgimizde Arap çöllerinde neler olup bittiğini ise unutup gitmişiz…

Kuzey Afrika ve Ortadoğu İslam devletlerinin geçmişten günümüze kadar gelen süreç içerisinde anlaşamadıkları, birbirlerinin kuyularını kazdıkları bir yana hep bazı devletlerin güdümünde kalmışlardı. Onları toparlayacak, çıkarlarını koruyacak lidere her zaman ihtiyaç duymuşlardı. Bazı Araplar o lider kendi içimizden mi, yoksa dışarıdan mı gelecek diye düşünmüş olabilirler. Arap dünyasına baktığımızda kiminin etliye sütlüye karışmadığı, petrol gelirlerini afiyetle nemalandıkları görülüyor. Kimileri dış güçlerin kışkırtmalarıyla hürriyet, demokrasi adına birbirlerini yiyorlar. İsrail ile dostluğu pekiştirmenin kendilerini karlı çıkaracağını ise nedense düşünemiyorlar…

Kısacası yuvarlanıp gidiyorlar…

Başbakanımız Kuzey Afrika ülkelerinde “Arap Baharı” olarak nitelenen, bazı anlaşmaların imzalandığı Mısır, Libya ve Tunus gezisinde olağanüstü coşkuyla karşılandı. Meydanlar, caddeler posterler ve bayraklarla donatıldı. Bunların paraları Arap hazinelerinden(!) karşılanmış olmalı!.. Meydanlarda Türkiye’deki seçim mitinglerinden çok daha fazla kalabalık toplandığı söylenebilir. Tunus’ta kendisine yöneltilen Türkiye’de din-devlet ilişkileriyle ilgili bir soru üzerine “Türkiye’yi tanımlarsam herhalde sizin için yeterli olacaktır. Biz demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletiyiz. Anglosakson bir laiklik anlayışı değil. Kişi laik olamaz, devlet laik olur. Bir Müslüman, laik bir devleti başarılı bir şekilde yönetebilir. Laik devlet her inanç grubuna eşit mesafededir” demiş.

Başbakan’ın laiklikten söz etmesi batı dünyasının hoşuna gitmiş olsa bile Araplarda, özellikle Mısır’da bir anda soğuk rüzgârlar estirdi. Mısır’da ilk seçimde iktidara geleceği sanılan, şeriata dayalı anayasa yapmak isteyen Müslüman Kardeşler bu sözü tepkiyle karşıladı. Başbakana başka ülkelerde uygulananlar Mısır’da söz konusu olamaz gibisinden yanıt verdiler. Türkiye laik devlet şartları, Mısırdan farklıdır dediler. Ardından Arap devletlerinin dışarıdan alınma projelere ihtiyacı olmadığını söylediler. Arapların beklenmedik tepkisi karşısında laiklik sözünün tercüme hatasından kaynaklandığı ileri sürüldü. Meğer Arapçada laiklik sözünün karşılığı dinsizlik anlamına geliyormuş!.. Anlaşılan Araplar şeriattan başka sistem tanımamakta direniyorlar; belki de halkı uyutan şeriat yöneticilerin işlerine geliyor. Bizde de zaman zaman bazı aklı evveller şeriattan yana olduklarını söylemiyorlar mı?

Arap ülkeleri ile Avrupa arasında bir bakıma geçit konumundaki Türkiye’nin en büyük şansı en başta laik bir ülke olmasıdır. Büyük olasılıkla Arap olmanın kimliğini şeriata bağlıyorlar!.. Mısır’da Hüsnü Mübarek rejiminin devrilmesinden sonra yapılacak yeni anayasanın laik mi yoksa şeriata yönelik mi olacağı tartışılıyor. Başbakanımız Mısır’da bu tartışma sürerken onlara ne yönde karar vermeleriyle ilgili açıklama yapmayı düşünmüş olmalı; “Laiklik, din karşıtlığı anlamına gelmez. Ben Mısır’ın laik bir anayasaya sahip olmasını tavsiye ediyorum. Çünkü laiklik din düşmanlığı değildir. Laiklikten korkmayın. Umuyorum ki benim bu açıklamamdan sonra Mısır halkının laikliğe bakışı değişecektir.”

Başbakanın bu sözü ile Mısır halkının laikliğe bakışı da değişmeyecektir. Önceki yıllarda Başbakanın laikliğe ters düşen bazı sözleri olduğu hatırlanırsa da insanın zaman süreci içerisinde görüşlerinin değişeceğini de kabul etmek gerekir.

Din devleti ile laik devlet anlayışı birbirlerine taban tabana zıt iki ayrı kavramdır. İslam devleti dinsel temele dayalı yönetim ve ona boyun eğen toplumdan oluşur. Şeriatla yönetilen ülkelerde toplum ümmet, insan ise ümmetin bireyi olarak algılanır. Ümmet hiçbir zaman özgür iradeye, kişiliğe sahip değildir. Buna karşılık laik toplumların bireylerinde vicdan, akıl ve özgür irade ön plandadır. Eğitimin de bunda büyük payı olduğu yadsınamaz. Aydın insan karşılaştığı her sorunu felsefenin ana ilkesi olan “neden” ve “niçin” gibi soruları sorarak özgürce yanıtını bulabilir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi de bunun en açık kanıtıdır. Şeriatta bireyin böyle bir sorgulamaya hakkı yoktur. Buna izin verilmez, körü körüne biat edip kul olmak önceliklidir.

Başbakanın Mısır’da ortaya attığı laiklik kavramını sanırım orada da pek çok kişi sorgulayacaktır. Sözlükler laikliği siyasal ve toplumsal sistemin din ve devlet ayrılığı ilkesine dayanması olarak açıklarsa da birden çok tanımı olduğunu da söylemekte yarar vardır. Laiklik anlayışında her dine eşit mesafede olması, yasalar yapılırken dini kurallara değil evrensel hukuk kuralları ön plana alınmalıdır. Ayrıca kamu alanlarında herhangi bir dinin simgelerinin toplumu etkileyecek şekilde kullanılmaması gerekir.

Aydınlanma felsefesinden geçmemiş, karşılaştığı olayları akıl ve bilimin terazisinde tartmamış, K.Afrika ve Ortadoğu ülkelerindeki feodal düzen, laiklik olgusuna engeldir. Büyük olasılıkla o ülkelerde laik düzene uygun yönetim ve yasaların yapılması hayalden de ötedir…

Türkiye’nin laik düzeni benimseyişindeki asıl etken Atatürk’ün Türkiye’de hukuk, kültür, eğitim ve toplumsal alanlarda aydınlanma hareketini başlatarak uygulamasını on beş yıl gibi kısa bir süreye sığdırmış olmasıdır. Geri kalmış ülkelerde bu iş kolay değildir. Atatürk gibi dahi bir liderin ortaya çıkması, Türkiye için büyük bir şans olmuştur.

Başbakanın örnek gösterdiği Türkiye modeli demokrasiye Arapların yakınlık duyacaklarını sanmıyorum. Yüzyıllar boyunca biat etmeye alışmış toplumların aşama geçirmeden demokrasiyi, laikliği benimsemesi öyle kolay olacak işlerden değildir.


erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 24 Eylül 2011 Cumartesi 11:06:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Mehmet Ersindigil IP: 84.62.0.xxx Tarih : 25.09.2011 11:33:18

Ellerine saglik Hocam"Cok yerinde ve güzel bir yazi olmus.Benim,de temennim,Araplarla yakinlasmak,Arap sacina dönüsmesin.Bu yakinlasma,da ben hicbir arap ülkesine inanmiyorum ve  de güvenmiyorum.Sayin Basbakanimiz,Arap bahari olarak attigi o imzaya yazik diyorum.Cünkü araplar asla ve asla Türkleri sevmez.Osmanli imparatorlugu döneminden kalma bir düsmanliklari vardir.

Bu Arap yakinlasmasi sahsen beni korkutuyor,Bunun Türkiye,ye karsi bir oyun oynandigini tahmin ediyorum.Söyle,ki Araplar kendi irklarina karsidirlar ve hep birbirlerine üstünlük saglamak icin caba harcarlar.Umarim Türkiye Cumhuriyeti yöneticileri böyle bir oyuna gelmez,Temennim Basbakanimizin attigi imza icin endiselenmez.

Araplar Demokrasiden,Hürriyetten,Özgürlükten,Laiklikten vs. anlamazlar.Onlari idarecileri isleri gücleri halklarini uyutup istedikleri saltanati sürdürmektedirler. Bas kaldiranada seriat kanunlariyla en agir cezaya carptirilir.Laik olan ülkelere dinsiz diye bilirler,Türkiye buna dahil.Inanyorum,ki bircok arap ülkesinden daha müslüman bir ülkeyiz.

Dahi Mustafa Kemal Atatürk"ün önderligiyle Türkiye gelen laiklik 2023 te yüz yilinin kutlayacaktir.Eger laiklik dinsizlikse bugün Türkiyede Halkin %90 nin üstünde müslüman olmazdi.Bunu Türkiye,de laiklige karsi olan kesim,de ögrense güzel olur.Türkiye icin hasta adam dediler,Ölü adam dediler,Bugün Türkiye bir cok ülkeye emsal teskil etmektedir.Uzun lafin kisasi Türke Türkten baska dostu yoktur saygilarimla.


yasar ertas IP: 94.135.148.xxx Tarih : 26.09.2011 22:17:58

sahsi ve basit benim acimdan Basbakanin oralara gitmesi yilardan beri gidilmeyen kontak yavas yavas kopma noktasina gelmisligi misafir olarak gitmesi onlarinda bu misafirperverliklerini göstermesidir. bu misafirlikte hos bes muhabbetlerinde edilmesidir muhabbet muhabbet olarak kalmis misafir memnun misafiri karsilayanlar memnun olmustur. disardan komsularda bu misafirligi istedigi gibi yorumlamistir.yanliz bizden yana aklimin ermedigi 1"inci dünya savasinda arablar bize bilmem kimle oyun oynadi türkün türkten baska dostu olmaz arablardan bize fayda gelmez konularini islemenin ne faydasi oluyor gecmize mazi deriz gelecege bakmak isteriz igneyi bize cuvaldizida baskasina senmazide böyle yaptin sira simdi al sana cuvaldizi veya neden comak sokulmalara devam edilmektedir bunu anlayamiyorum bakin avrupaya fransizlar almanlarla birbirini yedi  polanya ile bilmem ne idi ne oldu sinirlari bile kaldirdilar üzerine bir amerikan soguk kolasini tiklatarak ictiler bizdede güzel ayranimiz var arabinla komsumuzla bir güzel hep beraber icsek islerimize baksak onlara ayran versek onlarda bize hurma verse yesek kiyametmi kopar


haci ziya gülkanat IP: 77.239.49.xxx Tarih : 24.09.2011 14:01:24

Ben bir Türk Hacisi olarak Hacda gördüklerimi ve Arabin Türke bakis acisini cok yönlü arastirdim,Haca gitmeden önce 2 yila yakin bir Misirli dostumdan Arapca ögrendim,Orada lisan konusunda hic bir zorluk cekmedim,Dahada asina oldum. Cesitli Arapca konusan ülke hacilariyla sohbet ettim.Yalniz Saudi Araplarinin bakis acisini bir Insan olarak hicmi hic begenmedim,Saudiler kendilerini  1.ci sinif Müslüman digerleri 2,3,4 ve Türkleride 5. Sinif Müslüman saymalarini Yüzlerine Saudilerin Nankör bir Millet oldugumu söyleyince bana da cok kizdilar.

Araplar Laikligi Dinsizlik olarak bilmeleri,Türkiyeyi de Dinsiz olarak Lanse etmeleri,Bakis acisindan hic bir seyi degistirmez. Sayin Basbakan ne kadar Arap dostu oldugunu söylese,Hele de Laiklik semsiyesine cagirmasiyla tamamen Dinsizligimizi araba karsi kanitlamaya yeterde artar bile. Arap Kargadan baska bir kus tanimaz,Onun icin hersey SERIATTIR,, Seriatin disindakiler Dinsizliktir, Halbuki bu gün kendi inancini bir Teraziye koyup tartsa önüne cikan tablo BIDATTIR,Cahiliyeye ait ne varsa hepsi araplarda bu gün hayat bulmakta,Yalniz Namaz ibadeti haric,Gerci onada bulastirdiklari bidatlar cok, Zaten Islami bilmeyenin Islam anlayisida bu kadar olur demekten insan kendisini alamiyor, Arapca konusuyorum yüzüme Arapca ögrenecegine Ingilizce ögrenseydin daha cok sevilir sayilirdin diyen üstelik Imam olan birini söylemi beni Sok etti,Kendisini sevmeyen bir Milletin Millet olmasi nekadar Mümkünse Arabin Milliyetciligide iste  O kadar mümkündür, Mustafa Kemal Atatürkün Sag Kolum Arap olsa onu keserdim sözü Arap taniminin acik göstergesidir.