2
Mayıs
2025
Cuma
ANASAYFA

Askerliğin de Cılkını Çıkarıyoruz!

Bizim kuşak “Her Türk asker doğar” sözüyle yetişti... Böyle olunca da bu sözün gereğini askerliğimiz boyunca ve sonrasında da sürdürdük… Sözümüzden hiçbir zaman sapma yapmadık, ödün vermedik. Üniversitede okurken bir ara eğitimime ara vererek yedek subay olarak askerlik görevimi yaptım ve sonra yeniden öğrenimimi sürdürdüm. O yıllarda yedek subay okulları kesintisiz altı ay eğitim veriyordu. Bizlere eğitim veren subaylarımızın birinin söylediği sözü bugün bile anımsarım; biz sizlere Harp Okulu eğitimini komprime olarak veriyoruz… Gerçekten de kıtaya gittiğimizde hiç yadırgamadan, zorlanmadan yedek subay okulunda aldığımız eğitimi uyguladık…

O yıllarda askerin kendine özgü bir ayrıcalığı vardı. Toplumda saygı ile karşılanırdı… İlk kez bu kapalı kutuyu Mehmet Ali Birant “Emret Komutanım” isimli kitabıyla biraz aralamıştı. Günümüzde pek çok şey gibi askerlik de değişti; Türkiye siyasilerin basiretsizliği karşısında darbeler, muhtıralar dönemleri yaşadık… Bazı askerler, siviller bu işi beceremiyor dercesine siyasete bile bulaştılar, çoğu da siyasette başarılı oldu…

Bütün bunlara rağmen “Her Türk asker doğar” sözü hiçbir zaman unutulmadı…

Güneydoğu’da şehit olan, sakat kalan gazilerimizle ilgili anlatılan pek çok kahramanlık öyküsü ve duygu yüklü anılar vardır. Yakın tarihlerde PKK’nın hain mayınından bir astsubayımız iki bacağını, bir kolunu ve gözlerini yitirmişti. Tedavisi sürerken GATA’yı ziyaret eden Genelkurmay Başkanı ile aralarında şöyle bir konuşma geçmişti:

“Bizden bir isteğin var mı evladım”
“Tek isteğim var komutanım, bana gözlerimi geri verin.”

Türkiye’de belki de bu konumda binlerce Güneydoğu gazimiz var. Kimi kollarını, kimi bacaklarını ve kimi de gözlerini yitirmiş… Bazıları ömür boyu tekerlekli iskemleye bazıları da yatağa bağımlı kalmışlar… Bayram günleri şehit mezarlıklarında apayrı hüzün dolu saatler yaşanıyor…

Alınlarından öpülesi bu askerlerimiz gözlerini kırpmadan vatan savunmasına katılmış, hain PKK’ya karşı mücadele vermişler… Ne garip ki, bu gazilerin sırtından siyaset yapanlar da ortaya çıkmıyor değil… Anayasa da gazilerle ilgili bir hüküm bile yok…

Büyük şehirlerin bilboartlarında gazilerin evet oyundan yana oldukları yazıldı!.. Yazılar aynen şöyle; Gazilerimize özel ayrıcalık için EVET diyorum!...

Sözcüğün tam anlamıyla; Pes…

Bir kısım gençlerimiz şehit olmuş, bazıları sakat kalmış, bazıları da askerlikten kaçmanın yollarını arıyor… Hükümet ve yasalar onlara arka çıkmaya çalışıyor. Kısa dönem, bedelli askerlik ve çürük raporu almak bunların başında geliyor. Bedelli askerlik, kısa dönem başlı başına bir olay… Belki toplumun bazı kesimleri merak ediyordur; çürük raporu alanlar ile bedelli askerlik yapanların listeleri şöyle bir açıklansa acaba nasıl olur?

Bu konuyu Kenthaber’de 26 Nisan 2010’da “Bedelli Askerlik Fiyaskosu” başlıklı yazımda dile getirmiştim.

Kısa bir süre önce AKP Iğdır Milletvekili Ali Güner, utanmadan, sıkılmadan bir önerge vermiş… Asker kaçağına af teklifi getirmek istiyor. Teklifinde bugüne kadar zorunlu askerlik görevini yapmayan 40 yaş ve üstü vatandaşların affı için yasa teklifi hazırlamış… Bakın gerekçesi de neymiş;

Bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin sayısı göz önünde bulundurulduğunda, bunların bir defaya mahsus affedilmesi, ailelerinin mağduriyetlerini giderecektir.”

Tek kelime ile hem pes hem de ayıp… Meclis Başkanlığına bu teklifi verirken şehitlerimiz, gazilerimiz hiç mi aklına gelmedi? Yoksa yakınlarında askerlikten 40 yaşına kadar kaçanlar mı var? Bereket hükümet bu teklife sıcak bakmamış…

Bu arada tek tip askerlik için bazı çalışmalar yapıldığı basına sızan haberler arasında… Meclise sunulması ve yılsonuna kadar da çıkacağı sanılan yasa taslağına göre kısa, uzun dönem ve yedek subay er ayrımı kalkacak, üniversite mezunları da askerlik görevlerini er olarak yapacak ve süre 9 veya 12 ay olacakmış… Kısacası askerlik çağına gelenlerin üniversite mezunu olup olmadığına bakılmadan belirlenecek sürede askerliğini yapacakmış… Bunun yanı sıra polis ve öğretmen gibi bazı meslek kollarındaki yükümlülerin askerliklerini sivil olarak yapmasının gündeme geleceği ileri sürülüyormuş… Bu teklif yasalaşırsa bir takım sorunları da beraberinde getireceği açıktır. Örneğin er doktor, er eczacı, er mimar, er mühendis gibi… Sonra da yüksek tahsilli, bazıları doktoralarını yapmış olanlar onbaşı veya çavuşun emrine mi verilecek? Kuşkusuz, bazılarına ayrıcalık tanınırsa diğer üniversite mezunlarına haksızlık olmayacak mı?

Bülent Arınç gibi bazı siyasiler ise bedelli askerlikten yana olduklarını yine dile getirmişler; bedelli askerliğe ihtiyaç vardır demişler!... Özellikle Arınç bedelli de ısrarını sürdürürken “Genelkurmay’ın da Bakanlığında da ümit verici yaklaşımı yok diyor. Bereket bu konuda Milli savunma Bakanlığından kesin yanıt geldi; “PKK sürdükçe bedelli askerlik olmaz, 40’ın üstündeki affı da kabul etmiyoruz.” AKP hükümet sözcüsü Hüseyin Çelik de konuya son noktayı koydu;

Askerlik hizmeti zorunludur. Şu veya bu sebepten dolayı askerliğini yapmamış olanların bir sefere mahsus da olsa affından yana değiliz. Böyle bir şey, askerliğini yapanları rahatsız ve rencide eder.”

İnşallah birçok olayda yaşadığımız gibi sözlerinden dönmezler…

Oh ne ala memleket; bastır parayı kaç askerlikten… Garibanları da sür cepheye… Tunceli’deki son çatışmada yine bir uzman çavuşumuzu şehit vermişiz…

Ben fazla bir şey diyemiyorum; en azından askerliğin cılkını çıkarmayalım, imtiyazlı sınıflar yaratmayalım...


erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 30 Eylül 2010 Perşembe 12:13:37
Güncelleme :30 Eylül 2010 Perşembe 12:18:54


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Mehmet E. IP: 84.62.41.xxx Tarih : 1.10.2010 20:39:19

Askerlik Askerlik Askerlik O günleri hatirlatan Erdem hocama sonsuz tesekkürlerimi sunarim.Sen sag ol var ol Hocam:Benim cocukluk yillarinda yasadigim memleketimde Askerligini yapmayana adam saymadiklari gibi evlenmek icin kalkanlara,da kiz bile vermezlerdi.Git Askerligini yap adam ol gel kiz iste derlerdi.

Oysa bugün Askerligi oyuncak haline getirdiler,Burda,da sorumlu olan Türk Askerimizi yöneten üst düzeydeki komutanlarimiz.Nedenine gelince benim bildigim Vatani vatan yapan Asker durusudur.Bütün Hükümetler gelip gecicidir,Fakat Asker bakidir.Hükümetlerden emir alma yerine;Hükümetlere ders veren yüce bir makam olmasi gerekirdi.

Anayasa,da yapilan degisikler ve Avrupa birligine üye olma ugruna Askerimizin bircok yetkisini alarak kisatladilar.AB, nin bir oyunu bu? Askerimizin komuta ve yetki salahiyetlerini kisaltarak bugünkü terör eylemlerini cogaltarak sehirlere kadar indirdiler.Oda yetmiyormus gibi terörist basi ile diyalog kurularak medet beklenmektedir.

Sanki en üst düzeydeki bir kral gibi ! PKK denilen örgüte hapis yattigi yerden emir vererek yönetiyor.Silah kes diyor silah kesiliyor ininize cekilin diyor inlerine cekilmeye basliyor eylem yapin diyor eylem yapiliyor, Allah askina bir yetkili cikipta bu mahluk bu kadar yetkiyi kimden aldigini bir aciklasin.

Bunun sorumlusu kim onu ziyaret icin gelen Avukatlari ve yandaslarina izin veren makam degilmidir.Bunlar devam ettigi müddetce Askere giden Vatan evlatlarimiz korku icinde askerlik yapmaktadir.istemiyerek verilen göreve gitmektedir ve böylelikle sehit veya gazi dönmekten korkmaktadir.Ne yazik,ki bircogu Sehit veya gazi dönmektedir.

Siyasete karismamak sartiyle Türkiye,nin en üst makami ASKERLER olmasi gerekir.Yanlis yapana,da dersini vermek zorundadir.Asker tarafindan yapilan bir yanlis varsa Askeri Mahkemelerde yargilanmasi gerekir diye düsünüyorum.Kol kirilir yen icinde kalir misali.Aksi takdirde her Türk Asker dogar misali tarihe karisir saygilarimla.


erdem şaahin IP: 88.247.65.xxx Tarih : 18.11.2010 14:02:33

ya bırakın miletle oynamayı askerlik düşecekmi düşmeyecekmi onun doğrusunu söyleyin