20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Atatürk’ü Anlamak ve Sevmek...


Atatürk’ü anlayabilmek ve O’nu sevmek öyle kolay değil...

Yüzyılın dahisi bu büyük adamı iyi öğrenmek gerekir...

Bugünü anlamak istiyorsak...

Atatürk derme çatma bilgilerle de öğrenilemez. Bunun aksini düşünenler veya bulundukları konumlardan taviz vermemek için yalana dolana başvuranlar da, bu büyük adamı gerçekten öğrenmek zorundadır.

Türk kanı taşıyorsanız, kendinizi gerçekten Türk olarak hissediyorsanız, bu topraklarda yaşayan herkes O’nu öğrenmek zorundadır.

Sorarım sizlere; Atatürk’ü ne kadar tanıyor ve O’nu ne kadar seviyorsunuz?

Ben Atatürk’ü tanıyorum ve O’nu seviyorum demek de kolay değildir. İş bununla da bitmiyor...

Öncelikle Osmanlı Tarihini ve özellikle o koca imparatorluğun nasıl ve hangi nedenlerle çöküşe geçtiğini bilmelisiniz. Balkanların, Ege Adalarının, Kıbrıs’ın, Arap Yarımadası ile Kuzey Afrika’nın peş peşe nasıl ve hangi nedenlerle elden çıktığını da bilmelisiniz.

Bunlar da yetmez...

Osmanlı’nın çöküşünü hızlandıran yabancı baskıları, oynanan diplomasi oyunlarını, ekonomik bunalımları da bilmek zorundasınız.

Tarihten nasiplenememiş bazı zavallıların yere göğe sığdıramadığı Osmanlı padişahlarının nasıl bir acizlik içerisinde olduğunu, Osmanlının yabancı paraya nasıl kucak açtığını, Galata’daki yabancı bankerlerden nasıl borç alıp devlet memurlarının maaşlarını ödemeye çalıştığını da öğrenin. Bütün bunlar olurken, Boğaziçi başta olmak üzere çeşitli yerlerde yapılan saraylara torbalar dolusu altınları gömenleri de bilmek zorundasınız. Kuşkusuz, bunlara hünkârın bir gece bile kalıp kalmadığı şüpheli kasırlarını da ekleyin. Saray erkanı denilenlerin yaşantılarını, halkın zaruret içerisinde olduğunu da bilin...

Önce Balkan bozgunu, ardından I.Dünya Savaşında çöllerde şehit düşen Anadolu çocuklarını da bir an için düşünün... Sarıkamış’ta kurşun atmaya fırsat bulamadan donan askerlerimizi, Arapların Arabistan çöllerinde, arkalarından vurdukları şehitlerimizi düşünün...

İstanbul’un işgalini, Mondros Mütarekesini, sarayında yabancıların emir kulu son padişahı da şöyle bir hatırlayıverin...

İşte bu ortamda yüzyılın, son zamanların dahisi Atatürk ortaya çıkıyor... İmkansızlıklar içerisinde, arkadaşlarıyla birlikte yok olmuş bir ulusu canlandırıyor. Anadolu’yu dört bir yandan ele geçiren yabancı güçleri memleketimizden çıkarıyor ve tüm dünyanın şaşkınlığı içerisinde yepyeni bir Türkiye Cumhuriyetini kuruyor.

İstiklâl Savaşı sıradan bir savaş değildir.

İş bununla kalmıyor; “Misakı Milli” sınırlarını çiziyor, Lozan Antlaşmasını ve devrimleri yapıyor. Bunlar için çok kısa olan ömrünü tüketiyor.

İstiklâl savaşını da iyi bilmek zorundasınız. Bunun için Atatürk’ün Nutkunu bir değil, bin defa okumak zorundasınız. Ardından Gençliğe hitabını beyinlerinize kazımak zorundasınız.

Atatürk’ü sevenler ve sevmeyenler bunları bilmek zorundadır.

Türk insanı Atasına bağlıdır. Onun açtığı yolda ilerlemek istiyor. Önüne çıkan engellere rağmen...

Atatürk’e karşı olanlar var mı?

Elbette ki var.

Onların kim olduğunu da şöyle bir düşünün...

Çağdaşlığa karşı çıkan yobaz denilen güruh...

Eğitimsiz, kulaktan dolma bilgilerle, hurafelerle Müslüman olduklarını sanan zavallılar... Cuma vaazlarında, illegal dergahlarda sözde din adına bu zavallıları kışkırtan sahte din adamları... Ne yazık ki, bunların sayısı her geçen gün biraz daha artıyor. Eğitimsiz insanların beyinlerine adeta imbikle yalan dolan akıtıyorlar. Hepsinden öte Atatürk’ü ellerine geçen her fırsatta kötülüyorlar. Onlar çıkarcı din baronları, çıkarcı, sahte dervişler ve şeyhler... Bunları yaparken, karşılarında onları adam sananların beyinlerini sulandırırken, kendi cukkalarını (!) dolduruyorlar...

Bu güruh İstiklâl Savaşında vardı, yine de var... Hem de çıkarları bozulunca isyanlar çıkararak, Yunanlılarla işbirliği yapacak kadar küçülenlerdi.

Örnekler öylesine çok ki; işte Delibaş isyanı, işte Konya ve Menemen ayaklanmaları, Şeyh Sait isyanı gibi...

Türkiye’de büyük Atatürk devrimlerinin altı oyulmaya çalışılırken, yalanlar dolanlar birbirini izlerken bakın bir ortaokul öğrencisi, okulunun duvar gazetesine neler yazmış;

Atatürk karşıtı çıkarcıların bu ortaokul öğrencisinden alacağı öylesine dersler var ki...

"Bu ülkede yaşayan her insanın bağımsızlığını ve demokrasisini

borçlu olduğu insan:

Atatürk...

Gençliğinde kot pantolon giyememiş...

Sevgilisinin elinden tutup, hasılat rekorları kiran bir sinema filmine gidememiş...

Padişah ona Trablusgarp Cephesi'nde görev verdiğinde, lüks uçak
şirketinin, first class koltuğunda viskisini yudumlayarak görev yerine gidememiş...

Halkına bağımsızlık fikrini anlatabilmek için kortej esliğinde Mercedes'lerle gezememiş Anadolu'yu...

Kurtuluş hareketini başlatmak için 19 Mayıs'ta Samsun'a ayak basan ayağında
spor ayakkabısı ya da kovboy çizmesi yokmuş...

Kazandığı her savaştan sonra savaş sahasına fırlayıp moral veren mini etekli
ponpon kızlar da yokmuş...

Tarih kitaplarına bakılırsa, Yunanlıları İzmir'den denize döktükten sonra
timsah yürüyüşü de yapmamışlar...

Ülkesinde yapacağı devrimleri, unutmamak için not alacağı bir cep bilgisayarı olmadığı gibi, kendisine suikast girişiminde bulunacakları da cep telefonundan öğrenememiş!

Atatürk için üzülüyorum…

Dağ gibi adam, bir radyo programına faks
çekemeden, Safiye Ayla'dan bir istek parçası isteyemeden gitti...

Lozan Zaferi'nden sonra veya Cumhuriyet'in ilanından sonra
arabaya atlayıp, sabahlara kadar korna çalıp, elinde bayraklarla sokaklarda tur
atamadı.

Evinin balkonuna çıkıp, bir şarjör mermiyi havaya sıkamadı.

Atatürk'e acıyorum...

Sen kalk, dört kadınla evlenebileceğin bir dönemde dünyaya gel,
sonra değerini bilmeyip tek kadınla evlilik sistemini getir.

Aaaah ah...

Çılgın diskolara gitmek, sabahlara kadar içip, içip rock yapmak, babasının Mersedesini alıp şöyle bir Emirgan turu çekmek dururken...

Bunları yapmadı Atatürk...

Keyif çatmadı...

Tüm hayatini ülkesinin kurtuluşuna ve uygarlaşmasına harcadı...

İşte onun için büyük adamdı. Atatürk her fırsat elinde vardı.

O ise sadece

Bu milletin bağımsızlığını istedi.

Bütün suçu; 2 kadeh rakı içmekti

O kadar!..”


Bu satırları yazan, isimlerini bilmediğim ortaokul öğrencisi ile bu yazıyı okulun duvar gazetesine koyan Cumhuriyet öğretmeninin, bu yaşımda saygı ile önlerinde eğilirim. 



erdemyucel2002@hotmail.com  

Yayın Tarihi : 16 Ağustos 2008 Cumartesi 00:18:58
Güncelleme :16 Ağustos 2008 Cumartesi 00:24:46


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
tugrul atılgan IP: 78.183.36.xxx Tarih : 16.08.2008 09:40:45

mal mülk edinmedi kişisel servet peşinde değildi iş takipi yapmadı imar değişikliğiyle rant peşinde koşmadı çoçukları yoktu ama manevi evladlarına çıkar sağlamadı saraylarda düğün yapmadı vatanını peşkeş çekmedi itibarını güvenilirliğini kaybetmedi sadece iki kadeh rakı içti bugünkü şartlarda böyle biri sevilirmi bunların tersini yapsaydı sevilirdi


tugrul atılgan IP: 78.183.36.xxx Tarih : 16.08.2008 09:19:33

müjde faaili meçhul kalmıyacak çünkü erg var artık


hazan IP: 85.108.246.xxx Tarih : 16.08.2008 00:46:01

Evet,o ortaokul öğrencisi çok güzel yazmış.ATATÜRK tepeden tırnağa türk oğlu türktü.Onun gibi vatanını milletini düşünen kim varki?ATATÜRK'ü sevmezler, çünkü işlerine gelmez.ATATÜRK'ü anlayıp sevseler onun gibi önce vatan demeleri gerekir.Malesef bu şimdikilerin kanında yok. ATATÜRK'ü severlerse ceplerini dolduramazlar,istedikleri gibi at koştursmazlar.Onlar ATATÜRK'ten korktukları için onu sevmezler,onu din düşmanı olarak tanıtırlar.Ama ne yaparlarsa yapsınlar,damarlarında türk kanı dolaşan insanları etkileyemezler..ATATÜRK'ü sevselerde sevmeselerde o her zaman hainlerin karşısında olacaktır.Selamlar.


mehmet ersindigil IP: 88.76.87.xxx Tarih : 5.03.2009 18:52:50

Sen var ol Hocam ellerin dert görmesin" Muazzam bir yazi olmus,Benim izin dönemine geldigi icin atlamisim okuyamamisim,Bu güzel tarih sayfasini arsivinden cikarip okumak büyük bir zevk verdi bana.Tekrar tesekkür ediyorum sihhat ve afiyetler diliyorum.

Ortaokul talebesinin yazmis oldugu o mükemmel tanitimina,da hayran kaldim.Tek kelime ile varolsun diyorum.Mustafa Kemal Atatürk,ü cok güzel bir sekilde tarif etmistir.Her nedense veya kimler tarafindan kötülenmek istendigi ve neden Mustafa Kemal Atatürk,ün ilkelerini yikmak istediklerini anlamak mümkün degildir.

Oysa bugün Türkiye Cumhuriyeti var ise ve yasiyorsa bu tamamen Mustafa Kemal Atatürk,ün önderliginde olmustur.Cikar ugruna kötüleyen insanlarin Türkiyede yeri olmamasi lazim.Bu tür yazilarin sik sik dile getirilmesi dilegiyle saygilarimla.