18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Bedelli Askerlik Fiyaskosu!..

Hoca Efendi’ye sormuşlar; “eski ayları ne yaparlar”? O da yanıt vermiş; kırpar kırpar yıldız yaparlar diye!..

Bizim siyasette de ortaya atılacak yeni gündemler ararken ara sıra eskilere döneriz. Türban konusunda da böyle olmadı mı? Isıtıp ısıtıp ortaya atarlar… Birde Ayasofya konusu vardı… Cami mi müze mi olsun diye… Oysa ortaya atılanının tutmayacağını gündeme taşıyanlar da bilir ama iş olsun, dikkatler dağılsın… Bu arada Nasreddin Hoca’nın göle maya çalması örneğinde olduğu gibi ya tutarsa diye düşünenler de olabilir…

Bedelli askerlik de onlar gibi bir şey… Arada sırada ısıtılıp ısıtılıp ortaya atılır… Geçen yıl Genelkurmay Başkanı kesin bir dille bedelli askerlik olamayacağını söylemişti. Üzerine yeniden gitmenin konuyu gündeme taşımanın ne âlemi var?

Geçtiğimiz günlerde Başbakan’a gazetecinin biri “bedelli askerlik ile ilgili bir açıklamanız olmuş... Genelkurmay Başkanı ile görüşeceğinizi söylediniz. Bedelli askerlik gündemde mi”? diye sormuş… Başbakan da “konuşuruz kendisiyle, tabi onlarla değerlendirmelerimizi yapacağız, şartlar uygunsa müsaitse”… Gibi yanıt vermiş… Oysa Genelkurmay Başkanının bu konuya sıcak bakmadığını bilmiyor muydu? Herkes gibi O’da biliyordu. Askerlikten kaçmak isteyenlere bir nebze olsun umut vermişti. Yoksa ben bedelliden yanayım ama Genelkurmay izin vermiyor diyerek işin içinden sıyrılmak mı istemişti? Genelkurmay Başkanı’nın deyişiyle askere karşı asimetrik plan uygulayanların yanında mı askerden kaçmak isteyenlerin de yer alması mı isteniyor? Böyle bir düşünce olacağını sanmıyorum ama görünen köy kılavuz istemiyor…

Böyle olunca da bedelli askerlik yeniden gündeme getirildi. Askerlikten yakasını kurtarmak (!) isteyenler umutla bu ikili arasındaki görüşmeyi beklerlerken, zor veya kolay askerliğini yapanlar haklı olarak sızlanmaya başlamışlar… Oh ne ala memlekette parası olan, zengin çocukları yan gelip yatacak, askerlikten sıyrılacak; bizler silah elde canımız tehlikede paramız yok diye çatışmaya girecek, kalleş mayın tehlikesi ile karşı karşıya kalacağız…

Halk arasında yaygın sözdür; yağma hasanın böreği derler… Yok, öyle yağma…

Başbakan ile Genelkurmay Başkanı arasında yapılan görüşmeden sonra Başbakanlık konuyla ilgili, pek çok kişinin merakla beklediği açıklamayı yaptı;

“Genelkurmay Başkanı’nın yıl içinde askere gelen yükümlü sayısının Türk Silahlı Kuvvetlerini karşılamadığını ve terörle mücadelede olumsuz etkilere neden olacağını belirtmiştir.”

Ardından da toplumsal beklentileri karşılamak üzere, orta vadede mevcut askerlik sistemindeki farklı uygulamaları ortadan kaldıracak, yeni yapısal düzenlemeler yapılacağı da duyurulmuştur.

Genelkurmay Başkanının bedelli askerlik konusunda geçen yıl söylediğini yineleyerek buna karşı olduğunu bir kez daha vurgulamasını takdirle karşılıyorum.

Parası olmayan askere, parası olan evinde, işinde keyif çatacak…

Son günlerde referandumdan çok sık söz edilir oldu; bedelli askerlik konusu halkın oyuna sunulmuş olsa acaba kaç kişi askerlikten kaçmak için referandumda bedelliden yana oy kullanır?

Türkler tarih boyunca askerliğe yatkın bir ırk olmuştur. Tarihimiz sayısız kahramanlık yapan her rütbede askerimizin olduğunu yazar. Anadolu’da askerliğini yapmayana kız bile vermezlerdi. Asker ocağı bir eğitim yuvasıdır. Kınalı kuzular başlı başına bir konudur…

Anayasa’nın 10. maddesine göre herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, tezhip ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Anayasa’nın dördüncü bölümünün vatan hizmeti ile ilgili olarak da “Vatan hizmeti her Türkün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir” denilmektedir.

Yasalarımız her Türk erkek vatandaşının askerlik yapmasını zorunlu kılmıştır.

Bedelli askerlik ilk kez Turgut Özal zamanında maliyeye para sağlamak amacıyla ortaya atılmıştır. Bunun ardından kısa dönem askerlik çıkmıştır. 27 Mayıs darbesinden sonra da yedek subay öğretmen diye başka bir askerlik uygulanmış, bazı yedek subaylara köylerde öğretmenlik yaptırılmıştır. Sonra da bunlar Yd.Sb.Tğm olarak terhis edilmişti. Kısacası silah tutmadan askerlik ve rütbe!..

Garabet ki ne garabet…

Bir ülkede eğitim durumlarına göre tek tip askerlik olmalıdır. Kısa dönem diye diğerlerinden daha az süreli asker olmak, parayı sayıp 21 gün askerlik yapmak… Bedelli askerlik yapan bazı şarkıcıların, oyuncuların, futbolcuların asker elbisesi içerisinde çektirdikleri ve basına dağıttıkları fotoğraflar yok mu? Bir de altlarına yazılan çakı gibi asker sözü yok mu? Emin olun kaba tabirle böylelerine gıcık oluyorum…

Eskisiyle yenisiyle anayasalar eşitlikten söz ediyor. Bunun neresinde eşitlik? Parası olanın kaytarma yolu… Bedelli veya kısa dönem diye kaytarmak isteyenlerin dayanakları ise; gideceğim de kime ne faydam olacak, üstelik işim gücüm, kurulu düzenim var, işim bozulur, ailem zorda kalır gibi safsatalar… Peki, onlara sormak gerekir; adam gibi askere gidenlerin işleri güçleri, bakmak zorunda oldukları aileleri yok mu? İşim gücüm bozulur, ailem perişan olur diyorlar ama işin tıkırında, cepleri de dolu olmalı ki bedel parasını gözünü kırpmadan taksit taksit de olsa ödüyorlar… Şehit olan erlerimizin cenaze törenlerinde acıklı hallerini görüyoruz; çoğu parasız gariban aileler…

Çürük raporu alanlara, bedelliye sığınanlara sormuyorlar mı; şehit ailelerini görünce hiç mi içiniz sızlamıyor?

Kendilerini Güneydoğuda veya başka yerlerde aslanlar gibi askerliğini yapanların yerine empati yoluyla koyuyorlar mı?

Vatandaşlar arasında eşitsizlik veya sınıf farkı yaratan bu acayip askerlik türü seçim zamanları ortaya çıkıp oy toplamaya yönelik mi diye zaman zaman düşünmüşümdür.

Ne kadar garip ki, “bedelliaskerlik2010 net” diye bir de site varmış… Ayrıca Başbakanın katılacağı televizyon programlarında soru soracak gazetecilere bu konuda yağmur gibi mail geliyormuş…

Büyük Atatürk bakın ne demiş; “Ordumuz hayat ve onur mücadelesinde, milletin amaçlarının tek dayanak noktasıdır.”

Onu da zayıflatırsak geride hangi dayanağımız kalır…


erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 26 Nisan 2010 Pazartesi 11:50:04


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Cevdet Üstündağ IP: 85.105.190.xxx Tarih : 29.04.2010 09:28:51

Sevgili Üstat, eğitimde fırsat eşitliği yok. Şimdi askerlikte de fırsat eşitliği yok edilmek isteniyor. Hasan Saybaener adlı yorumcu yanlış bilgi veriyor esasen. Çünkü o dönemde bu tartışma olmuş fakat konu kapanmıştır. Bedelli askerlik işi 4 Temmuz 1920 günü Meclisteki gizli oturumda ilk kez  görüşülmüştür. Bu görüşmeler 24 Ocak 1921 tarihine kadar sürdü. "Ordu halkın ordusudur. Bedelli askerlik sınıf ayrımını yaratır. Ülkenin bağımsızlığını sağlamak için zengin fakir demeden herkes cepheye gitmelidir" düşüncesi mutabakatı ile bedelli askerlik gündemden kalkmıştır. Almanya'dan bir dostum geçen gün dikkatimi çekti bu konuda. Bedelli askerlik sektörü oluştu burada ve fiyatı da 3000-4000 Euro dedi. Bu bakımdan bilip, bilmeden Atatürk döneminde bedelli askerlik vardı demek bilgisizlik örneğidir.   


hasan saybener IP: 88.233.141.xxx Tarih : 27.04.2010 00:01:38

Maalesef bedelli hakkında bilgileriniz eksik. İlk bedelli uygulaması Atatürk tarafından çıkarılmıştır. Onaylarsınız onaylamazsınız ancak lütfen verdiğiniz bilgilere özen gösteriniz.


dr.nusret IP: 212.156.144.xxx Tarih : 27.04.2010 13:38:03

baharın ortasında kış'ı yaşattınız gençlere. büyük bir enkaz ve hayalkırıklığı yaşattınız! bu vebal size yeter! bu gençleri anlamadınız ahdını aldınız! 250 bin kişiyi hiçe saydınız oysa onlar sadece bedelli istediler, imkansızı değil… çıkmayacaksa da çıkmalıydı....