18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Bilselerdi ne düşünürlerdi?...

Ülkemizde neyin ne olacağını önceden bilmek biraz güç. Bazen öylesine olaylarla karşılaşıyoruz ki, önceden kestirebilmek en akıllı insanların bile düşünme yeteneğini aşıyor.

Yassıada Mahkemeleri sırasında Adnan Menderes ileriki yıllarda isminin hava alanına, üniversiteye, caddelere verileceğini, idamından sonra kendisine anıt mezar yapılacağını düşünebilir miydi?

Celal Bayar’ın da ölümünden sonra kendi adına üniversite kurulacağı aklına gelir miydi?

Aydın din adamı yetiştirmek için kurulan imam hatip lisesi mezunlarının bırakın hâkim, savcı, doktor, avukat ve yönetici olmalarını, harp okullarına alınmaları için çalışmalar yapılacağı akıllarından geçer miydi?

PKK ile mücadele eden subaylar yıllar sonra mahkûm olacaklarını düşünmüşler miydi?

Aynı şekilde APO’yu yakalayan timin başında bulunan subayın yıllar sonra general ve milletvekili seçilmesine rağmen hapiste olacağı aklından geçmiş miydi?

Türkiye’yi kana bulayan teröristlerin uzantısı olan bazı siyasilerin milletvekili seçileceği kimin aklına gelirdi?

Askerlerimizi, polislerimizi ve sivil vatandaşları şehit eden, öldüren PKK mensupları ile kimi milletvekillerinin sarmaş dolaş resimlerinin basında yer alacağı söylenmiş olsaydı, buna kim inanırdı?

TBMM kürsüsünden özgürlük adına bölücü konuşmalar yapan milletvekilleri çıkacağı kimin aklına gelirdi?

Fransız asilzadesi Sivrao Kontu’nun “celender” ismini verdiği ilk bisikletin yüzyıllar sonra İslami bisiklete dönüştürülmek isteneceği kendisine söylenmiş olsaydı, mutlaka güler geçerdi!..

Cumhuriyetin ilk yıllarında coşkulu törenlerle kutlanan milli bayramların yozlaştırılacağını, bazılarının ise şu veya bu nedenlerle kutlamaktan kaçınılacağını düşünen olabilir miydi?

Büyük Atatürk “Gençliğe Hitabesini” yazarken çok sonraları söylediklerinden bazılarının gerçekleşeceğini…

Teknoloji harikası olarak nitelenen bilgisayarla binbir çeşit hile ile üzerinde oynanan düzmece CD’lerle bazılarının hayatının karartılacağı…

Yaşamı maddi ve manevi zorluklar içerisinde geçen, hapishanelerde çürütülen Orhan Kemal, Kemal Tahir gibi yazarların ölümlerinden sonraki yıllarda baş tacı yapılıp yazmış oldukları eserlerin televizyon dizileri yoluyla bazılarına para kazandıracağını…

Yaşamında yurt dışında maddi zorluklarla boğuşan Fikret Mualla gibi resim ustalarının yapmış olduğu tabloların kendilerine değil koleksiyoner ve aracılara astronomik kazanç sağlayacağını…

Türk basının önde gelen isimlerinin binbir güçlükle gazeteciliği bu memlekete yerleştirmesinden sonra idealist, gerçekçi gazetecilerin yerini her türlü çıkarı mubah sayan çıkarcı, dün söylediğini bugün yalanlayan yandaş gazeteci tipinin ortaya çıkacağını…

Cumhuriyetin ilk yıllarında bazı Avrupa ülkelerinde bile olmayan kadın haklarını bu memlekete kazandıranlar, yıllar sonra siyasi ve ekonomik nedenlerle kadınların bu haklarından vazgeçerek erkeğin kölesi durumunda zavallılaşacağını…

Türkiye’yi parçalama amaçlı Mondros ve Sevr’i yeniden hortlatmaya çalışan güçlerin etkili olmaya çalışacağını…

Atatürk’ün son günlerinde Türkiye sınırlarına katılan Hatay ve yöresinde ne oldukları belirsiz Suriyelilerin cirit atacağını…

Cumhuriyetin ilk yıllarında eğitim sistemini yeniden düzenleyen Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nu çıkaranlar sonraki yıllarda yeni düzenlemelerle bu yasanın altına dinamit konulacağını…

Çocukların okula gitmelerini özendirmek için “Haydi çocuklar okula” kampanyaları başlatanların, Eyüp Dostları Vakfı’nın kaymakamın himayelerinde düzenlediği “Haydı çocuklar namaza” kampanyası yapacağı akıllarına gelir miydi?

Aynı şekilde İlim Yayma Cemiyeti’nin Merzifon şubesinin düzenlediği “Haydi Çocuklar Camiye” sloganının posterlerde yer alacağını düşünebilirler miydi?

Antalya’da imam hatiplilerin taşıma ve yemekleri devletçe karşılanıyormuş. İnançlı ve ahlaklı kişiler orada yetişirmiş. İnsanın aklına elinde olmadan bir soru takılıyor; diğer okullarda okuyanlar inançsız ve ahlaksız mı?

Cumhuriyetin ilk yıllarındaki çağdaşlaşmaya (muasır devletler seviyesi) yönelik çalışmaları inkâr edip, eskiye dönüşü özleyen insanların ortaya çıkacağına…

Bu memlekette devrimleri yapanlar, edebiyat ve musikide yeri dolmaz eserler verenler, yıllar sonra bütün çabalarının boşa çıktığını görselerdi acaba ne düşünürlerdi?

II. Dünya Savaşı’nda Normandiya çıkarmasının ardından Nazi Almanya’sının çökmesinde büyük payı olan, kurtarıcı olarak görülen ABD’nin bir gün Avrupa, Ortadoğu ve Asya’nın bir bölümünde egemen olacağı kimin aklına gelirdi?

Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz, devlet sanatçısı unvanını reddeden, halk musikisi üstadı Neşet Ertaş, düğünlerde türkü söyleyerek yaşamını sağlamaya çalıştığı günlerde, ölümünden sonra devlet töreni yapılacağını ve devleti yönetenlerin tabutu başında toplanacaklarını (!) bilseydi acaba ne düşünürdü? Şimdiye kadar nerelerdeydiniz mi derdi!..

Tüm yaşamlarını sıkıntı ve yoksulluk içerisinde geçirenler, ortaya koydukları eserlerin başkalarına yüklü paralar kazandıracağını bilselerdi acaba yine aynı çaba ve gayreti gösterirler miydi?

Bilemeyiz, hiçbir zaman da bilemeyeceğiz…

Gerçekte bilebilselerdi konulu notları çok daha uzatmak, hatta bu konuda kitaplar yazmak bile olası…
 

erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 30 Eylül 2012 Pazar 17:32:31


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
özdemirin yorumu. IP: 95.15.116.xxx Tarih : 1.10.2012 19:26:28

eğer bilseler idi, zamanlarında bunca uğraş verme zahmetine katlanmazlardı. önemli olan, her alanda olanların (!) bugünden sonraki düşünce ve çabalarıdır. (ki bunlarıda yok saymak çok yerinde olacaktır) her ne kadar emperyalistlere - asırlardır bekledikleri - bugünler için gün doğmuş ise de (!), genede umudumu sürdürmeye devam edeceğim. çıkarları uğuruna emperyalistlere yaltaklık edenlerin - kim olursa olsun- başı/başları  sağ olmasın; yurdumun toprakları var olsun !  


yasar ertas IP: 94.135.148.xxx Tarih : 1.10.2012 11:36:44

tesekkürler  gayet güzel konulara deginmissiniz begendim buna ragmen sahsi olarak bunlarin hepsinin üzerine soguk bir bardak su iciyorum oh be diyorum balyoz davasini hatirlatiyorum bir tek bunu önceden bildik ya adamlari iceri atmasaydik ya yapmak istemeseler bile konustu söyledi düsündü diye  orayi burayi camileri karistirsaydilar ne olurdubir düsünelim simdiki zamandaki gibi olmazdi baska zamanlardaki gibi olurdu bu yorumumund aüzerine bir bardak soguk su icmek geldi icimden buz dolabi calismiyor ceryanlar kesilmis sicacik bir bardak su ictim oh diyecegine böööö...demek geldi icimden  nasretin hocamizin hikayelerini begenerim ama kizini testi ile su almaya yollarken testiyi kirmasin diye kizini dögmesini hicmi hic begenmiyorum testi kirilsa yenisi alinsa o bu vs. nasibini alsa bir canlilik gelse ne iyi olure ama hoca kizini dögüyor kizin cani aciyor kalbi kiriliyor bu kalbi kim nasil onaracak olmamis yapilmamis balyoz davasinda gibi yapacaktin da denildi kalpler kirildi simdi kim onaracak bu kalpleri


Mehmet Ersindigil IP: 84.62.48.xxx Tarih : 30.09.2012 20:20:35

Hocam ellerine saglik"Bilselerdi ne düsünürlerdi yazina aynen katilyorum?Cok güzel bir sekilde aneliz edip dile getirmissin sagol.Yarini yarinlari ne olacagini bilmek sadece Allaha mahsustur.Bilselerdi Hürriyeti, Özgürlügü, Demokrasiyi, Acaba getirirlermiydi.Bu güzel yazina ekliyecek veya söyliyecek sözüm yok saglik ve afiyetler dilerim saygilarimla.