Turkcell Süper Liginin son haftasına geldiğimiz günlerde Fenerbahçe ile Galatasaray puan puana mücadelesini sürdürüyor. Bu sezon, son yılların futbol yönünden en cazip ve en hareketli maçlarını izledik. Bu zorlu mücadelede Diyarbakırspor ile Samsunspor lige veda ederken düşecek üçüncü takımı da bu hafta belli olacak. Bu takım Malatyaspor, Ankaraspor, Denizlispor ve Ç.Rizespor’dan biri olacaktır. Her şey önümüzdeki doksan dakika sonunda açıklığa kavuşacaktır.
Şampiyonluğu kazanmak veya zorlu bir mücadele sonunda kümede kalabilmek güzel bir sonuçtur. Ancak kümeden düşmek de üzücü olmakla beraber her şeyin sonu da değildir. Amaç güzel bir sezon geçirmek ve futbol oynamaktır. Geçmişe baktığımızda kümeden düşen bazı takımların tekrar geri geldiğini, bazılarının da futbol sahalarından isimlerinin silindiğini görüyoruz. Bu yıl yeniden lige çıkacak takımlar daha önce ligden düşmüş olan Bursaspor ile Antalyaspor’dur. Elemelerden sonra da üçüncü takım belli olacaktır. Büyük olasılıkla da önceki yıllarda küme düşen Altay ile Sakaryaspor’un yeniden süper lige çıkmaları kesinleşmiştir. Bu bakımdan düşenin her zaman geri dönme olasılığı bulunmaktadır.
Bu iş ne namus meselesi ve ne de siyaset ile ilgilidir. Yapılan spordur ve siyasetin de buna bulaşmaması gerekir.
Oysa burası Türkiye her şey olabilir!...
M.Ali Birand’ın sunduğu haberleri izlerken birden ekrana CHP milletvekili Mehmet Sevigen geldi. Diyarbakırspor’un bulunduğu ortamda terörün olduğunu, o insanlar gücendirilmemelidir gibi sözler söyledi. Böylece spora siyasetin nasıl karıştığının çirkin yüzünü gösterdi. O anda da bu düşünce içerisinde CHP’nin bir türlü iktidar olamamasının nedenlerini de bilmeyerek gözler önüne serdi. İlerici ve kalıcı reformlar yerine vaziyeti idare etmek, daha doğrusu eskilerin deyimi ile idare-i maslahat... Sayın milletvekilinin düşen takımları ne derece izlediğini bilmiyorum. Ancak şunu gönül rahatlılığı ile söyleyebilirim ki, Diyarbakır’ın hemen hemen Lig TV’de yayınlanan bütün maçlarını izledim. Çok iyi futbolcuları olduğunu ve takım olarak da düşmeyi hak etmediklerini yazılarımda defalarca belirttim. Sitemizin arşivi ortada, isteyen açıp okuyabilir. Aynı sözleri Denizlispor ve Malatyaspor için de yazdım. Ne var ki, futbolda uyulması gereken bir takım kurallar var; bazı takımlar düşecek bazıları da onların yerini alacak. Bunun aksi düşünülürse futbolda anarşi ve kaos ortamı yaratılır.
Mehmet Sevigen’in bu tür konuşmasını haberleri sunan Mehmet Ali Birant’ın da yadırgadığı, söylediği söz ve yüzündeki mimiklerden belli oluyordu. Bunun ardından ertesi günkü gazetelere baktığımda AKP Samsun Milletvekili Ahmet Yeni ile Diyarbakır Milletvekili İrfan Rıza Yazıcıoğlu’nun Türkiye’deki tüm futbol liglerinde küme düşmenin kaldırılması için hazırladıkları kanun tekliflerinin, TBMM başkanlığına verdiklerini öğreniyoruz. Bu teklife göre; “Sahada oynanan futboldan çok, saha dışında futbol üzerine oynanan oyunlardan söz edilmektedir. 2005–2006 sezonunda futbolda kaybolan adalet duygusunun yeniden kazandırılmasına yardımcı olmak için bu yıl liglerimizde küme düşmenin kaldırılması faydalı olacaktır” denilmektedir
Milletvekillerine sorulmalıdır; futbol üzerine oyunlar oynanıyorsa zamanında neden müdahale etmediniz. Sizler halkın vekilisiniz...
Bu arada önerge veren siyasilere sormak gerekir, lig bitmeden aklınız neredeydi? Bu öneri ile yaklaşan seçimler için şimdiden siyası yatırım mı yapmak istiyorsunuz?
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da Diyarbakırspor ile Samsunsporu’un mutlaka ligde kalmasının gerektiğini söylemiş.
“Önemli olan Türkiye’nin barışı ve kardeşliğidir. Bizi barışa, kardeşliğe götürecek, böylesine etkin bir imkânın ortadan kaldırılması çok büyük yanlışlıktır. Kendinize af çıkarıyorsunuz, kendi uygun gördüğünüz kesimleri affediyorsunuz, teröristlere af çıkarıyorsunuz. Teröristlere af çıkaracağınıza Diyarbakırspor’u lige alın. Orta Karadeniz’in en önemli kentlerinden Samsun’un futbol takımının da lig dışında kalması üzüntü vericidir. Bu iki takımı sahiplenip, lige taşıyacak bir düzenlemeye CHP olarak katkı vermeye hazır olduğumuzu ilan ediyorum. Federasyon üzerine düşeni yapmalıdır.”
Böylece Deniz Baykal belki de partisine puan kazandırmak istemiş!...
Spordan anlamayanların, FİFA ve UEFA kriterlerini, kurallarını bilmeyenlerin söylediği ibret alınacak sözler...
O halde Sayın Baykal ve ekibi bu sözleri ile Diyarbakır’ı terörist şehri mi ilan ediyor! Ortaya Atatürk ve Mille Mücadele gibi kavramlarını ortaya atarlarsa Amasya ve Erzurum kongrelerinden ötürü bu kentlerin takımlarını ve terörist olayların zaman zaman meydana geldiği Hakkâri, Şırnak ve Van illerin takımları da lige almayı acaba milletvekilleri düşünmüyorlar mı? Böylece bu düşüncenin ışığı altında kan dökülmeden terör olayları da ortadan kalkar!
Bu arada Milli Mücadelenin kazanılmasında büyük payı olan, kahraman veya şanlı ismini bir türlü veremediğimiz İnebolu da bu arada düşünülmelidir. Bence en iyisi Avrupa’ya kapılarımızı kapayalım, bütün il ve ilçe takımlarımızla Türkiye Süper Liginde! bir yıl boyunca kendi aramızda oynayalım.
Siyasilerin spora karışmalılarına, kanun teklifleri vermelerine üzülmeli mi sevinmeli mi bilemiyorum. Kaldı ki, Diyarbakır spor’un basın sözcüsü biz şerefimizle düştük, şerefimizle de yükseliriz diyor. Kendisini canı gönülden kutlarım.
Geçmiş yıllarda da siyasilerin spora karışması ile traji- komik olaylar yaşamıştık. 1980 ihtilali sonrasında dönemin devlet başkanı Kenan Evren, Ankara’nın birinci ligde takımı olmamasına üzülmüş, o sırada ikinci ligde oynayan ve finalde Bolusporu 2-1 ve 0-0 sonuçlarla geçerek Türkiye Kupasını kazanan Ankaragücü’nü bir emirle Birinci Lige çıkarmıştı. Ondan önceki yıllarda 1962–1963 sezonunda Başbakan İsmet İnönü küme düşen Vefa, Ankara Demirspor ve Şekerhilal’ı kümede bıraktırmıştı. Yanılmıyorsam o günlerde birinci ligde iki gurup halinde yirmişerli guruplar vardı. Her takım neredeyse Çarşamba, Cumartesi ve Pazar günleri art arda maç yapmak zorunda kalmışlardı. Buna ne futbolcu ne de saha zemini dayanabilmişti. Ardından Turgut Özal Kocaelispor ve Bursaspor’u yeniden lige aldırmıştı.
Bu arada komik, kurallara aykırı bir durum meydana gelmişti ki. Bursaspor ilk hafta ikinci ligde, ertesi hafta da birinci ligde maça çıkmıştı. Ancak o günlerde Futbol Federasyonu özerk değil, hükümetin emrinde idi. Günümüzde futbol Federasyonu özerktir ve FİFA ile UEFA kurallarına uymak zorundadır. Hukuki yönden siyasilerin baskısı ile böylesine ters bir karar verilirse FİFA bu ligi tescil etmez ve Türk takımları da önümüzdeki yıl Avrupa’da oynayamaz. Büyük olasılıkla bu konuda FİFA soruşturma açar ve duruma el koyar.
CHP Milletvekili Mehmet Sevigen televizyondaki konuşmasında spor basını da bizim yanımızda olsun gibi bir söz söyledi. Ben kendi hesabıma böylesine hukuk dışı bir karar verilir ve uygulanırsa bir daha spor yazısı yazmama kararı aldım ve bunu da uygulayacağım. Diğer spor yazarı arkadaşlarım ne yapar bilemem... Bir sezon boyu uğraşacak, maçları izleyecek, yorumlar yapacak, takımları televizyonlarda, gazetelerde izleyecek ve sonra da bir kanun teklifi ile yapılanlar boşa gidecek... Futbolcuların, tribünleri dolduranların ve yöneticilerin çabaları ise daha başka... Bu arada harcanan paralar da buhar olup uçacak..
Lütfen, sporu spordan anlayanlara, bilenlere bırakalım....
erdemyucel2002@hotmail.com
Yayın Tarihi :
10 Mayıs 2006 Çarşamba 15:52:19
Yorumlarınız
huseyin IP: 85.108.93.xxx Tarih : 13.05.2006 19:34:53
siyasetin karışmadığı bir yer kalmadı bu ülkede artık her yerde ve herşeyde siyaset var