30
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Bu da Şeker Hoca!..


İslamiyet, semaî dinlerin en güzellerinden olduğu kadar aydınlanma yolunu da açan bir dindir.Bunu tartışmak bile abesle iştigaldir. Bununla beraber İslamiyette hurafelerin, dinin içerisine karıştırılması, gerçek olmayan hadislerin topluma empoze edilmesi, tarih boyunca bu yönde çelişkilerin ortaya çıkmasına, insanların kafalarının karışmasına neden olmuştur. Günümüzde körü körüne söylenenlere inanan, düşünmeyen, Kur’anı anlamadan okuyan eğitimsiz insanlara bir çok hurafe Müslümanlık adına yutturulmaya çalışılmaktadır. Bunu topluma yaymaya çalışanlar ise ne yazık ki, kendilerini din adamı, ulema veya icazetli efendi babalar olarak tanıtmaktadır. Gerçekte bunların çoğu Kur’anı anlayabilmekten yoksun ve cahil kişilerdir. Bunlara ümmi, din baronu veya cahil insanları kandıran sahtekârlar demekte de bir sakınca yoktur. Ne yazık ki, günümüzde din ticareti çıkar uğruna yapılmaktadır.

Kur’an esas olup doğru ve gerçek olan hadisler de ona bağlıdır. Hadislerde rivayet şartlarının doğruluğu ön plana alınır. Kur’anı açıklar nitelikteki hadisler İslamiyet’in ana kaynakları arasındadır.Gerçek bir din alimi olan Süleyman Ateş’in belirttiği gibi ayrılık tohumları kafalardan silinmeli, birlik inanlara güç vermelidir. İslamiyet ırkçılığı reddeder. Bütün inananların kardeş olduğunu belirten Kur’an, Allah katında üstünlük ölçüsünün falan veya filan ırkın, kabilenin, aşiretin mensubu olmak değil, helali haramı bilen, güzel ahlak sahibi iyi insan olmak olduğunu vurgular.

Gerçek din alimlerinin üzerine düşen önemli görevler vardır. Bunların başında insanlara İslamiyet’in doğru olarak öğretilmesi gelmektedir. Bazı televizyon kanalları insanları aydınlatmak yerine hurafelere dayalı programlar yaparak, yalan yanlış bilgileri ekranlarına taşıyarak reyting yapmaktadır. Böyle olunca kafaları zaten karışık olanlar açmaza düşmekte, öbür dünya hayalleri kurarak bu yönde zorlama ibadete yönelmektedir.

Dini bilgisi olmayan bazı kişiler yazılı, görsel basında ve ibadethanelerde ortaya çıkarak ipe sapa gelmez sözler söylemektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı bunlara bir türlü dur diyememektedir. Örneğin kadınlar Müslüman değildir, erkekler için yaratılmışlardır gibi saçma sapan sözleri ortaya atanlar da olmuştur. Dinleyenlerden biri yahu böyle şey olur mu diyecek olsa , vaazı veren bu büyük evliyanın (!) sözü diyerek soranın ağzını tıkayıverirler. Kimse de ulema (!) geçinen o hoca efendiye, hangi evliya söylemiş, açıkla demek cesaretini gösteremez. Daha geçenlerde bir hoca efendi bekar kadın çalışır, evli kadın çalışamaz. Erkeğin bir nefsi, kadının dokuz nefsi var diyerek saçma sapan bir vaaz vermişti. Önceki yazılarımızdan birinde köşemizde “Hoca Efendi Saçmaladı” diye bu sözleri eleştirmiştik. Aslında bu tür saçma sapan sözleri çok daha uzatmak mümkün; kadınların tokalaşması zina diyenler, kocanın ayak suyu ile abdest alınması sevaptır diyen sapıklar bile ortaya çıkmıştır.

Kur’andaki “Bilenlerle bilmeyenler hiç bir olur mu? Buyruğu çoğu kişinin nedense dikkatinden kaçmaktadır. Ne yazık ki, bir çok insan karşılarına din adamıyım diye çıkanları gerçek bilgili İslam alimi sanıp da onların saçmalıklarına kanıyorlar. Pek çok aydın insanın üzüldüğü nokta da işte burada birleşiyor. Ancak akılcı ve bilgili örneklerle karşılaşınca gerçek Müslümanların yüreğine su serpiliyor.

Okuyucularımızdan Gökhan Iğdır, Internet sitelerinde dolaşan, bir hocayla ilgili notları bize gönderdi. Sırası gelmişken, Şeker Hoca ismiyle tanınan bu hocanın yaptıkları ve söylediklerini sizlerle paylaşmak istiyorum:

Şeker Hoca ismiyle tanınan Celal Tilgen, Malatya’daki Peker camisinin imamı olup, çağımızın alışılagelenlerden farklı çağdaş bir din adamı... Basın yayın ve Halkla İlişkiler mezunu bir aydın ...

Cemaatine vaazlarını çoğu kez çağın teknolojisinden yararlanarak bilgisayar aracılığı ile veriyor. Kendisine yöneltilen soruları Internet’te yanıtlıyor. Bu arada Internet’ine reklam bile alabiliyormuş. Malatyalı olduğundan haklı olarak da koyu bir Malatyaspor hayranı, vaazların çoğunu “Malatyaspor yensin, amin” diye bitiriyormuş.

Şeker Hoca cemaatinden tepki almayan bir din adamı...

Çağa ve bu çağın nimetlerinden faydalanmayı öneren, bağnazlıktan uzak durulmasını isteyen bir din adamı...

Peygamber bugün yaşamış olsaydı; deveye değil jeepe binerdi diyebilen bir din adamı...

Teravih namazında eli boş gelen kadınlara “Televizyon programlarına börek çörekle gidersiniz. Ama buraya eliniz boş geliyorsunuz” diye onlara takılan bir din adamı...

Vaazlarında çoğu kez söylediklerini cemaatin oyuna sunan bir din adamı...

Siyasal ve ekonomik olaylara da değinmekten kendisini alamıyor. Memleketin 330 milyar borcu var, namazınızın farzını kıldıktan sonra haydi şimdi gidin çalışın. Memleketimiz düzlüğe çıksın diyen bir din adamı...

Çok sayıdaki cemaatinin camiye gelerek kendisini dinlemesini şöyle açıklıyor:

“Ben zebanilerden, cehennemden, kaynayan kazanlardan, cehennem ateşinde yananlardan bahsetmem. Cami korkutma yeri değil, camiyi sevdirme yeridir. Adam zaten camiye dert ıstırap içinde geliyor. Bir de cehennemden mi bahsedeceğiz?”

Şeker Hoca, camiye gelenleri caminin monoton havasından kurtarmanın gerekliliğine inanmış... Camiye gelen çocuklara camiyi sevdirmeye çalışıyor. Onlara sorular sorarak sınava tabi tutuyor. Bilseler de bilmeseler de bir şekilde onları ödüllendiriyor. Bazen otobüs bileti bazen de Cumhuriyet altını veriyor.

Camilerimizden bazı açıkgöz hırsızların ayakkabı çaldıkları da kanayan bir yaradır. Şeker Hoca bunun da önüne geçmiş; Bizde camiye gelenlerin ayakkabıları kaskoludur, ayakkabısı çalınanlara ayakkabı alıyorum diyor.

Şeker Hoca, camiye son derece iyi giyimli olarak geliyor. Bunu da şöyle açıklıyor; İslam dini cüppe, sarık, takke ve tespihten ibaret değildir. Çağa uymak gereklidir diyor.

Peygamberimiz sıcak iklimde yaşadığından entari giyerdi. Kutuplarda yaşamış olsaydı yine öyle mi giyinecekti sorgulamasını ise çok rahat yapabiliyor...

Hurafe ve batıl inançlara itibar edilmesini de cemaatinden istemiyor.

Bunlara şiddetle karşıyım diyor. Gidiyorlar türbelere çaputlar bağlıyorlar. İçlerinde al sana bir göbek ver bana bir bebek diyenler var.

Bütün bu yanılgıların bazı takvim yapraklarındaki yalan yanlış bilgilerden, cami duvarları dibinde söylenenlerden kaynaklandığını ileri söylüyor.

Şeker Hoca camiye yalınayak gelinmesini de engellemiş. Bazılarının ayağında mantar, egzama veya benzeri bir hastalık olabilir diyor. İnsanların bastığı yere diğerleri secde ediyorlar. Bunun doğru olmadığını söylüyor. Cemaatine galoş giydirmeyi bile düşünüyor.

Şeker Hoca ilginç olaylar da yaşamış; Bir gün namaz kıldırırken üzerinde hırka olan birini görmüş. Karanlıkta pek de iyi seçememiş. Namazı bitirdikten sonra kimsiniz diye sormuş. Ben Turgut Özal demiş karşısındaki... Turgut Özal o zaman başbakanmış ve korumalarını atlatıp camiye gelmiş... Özal’ın annesi Hafize Hanım da aile imamları olmasını, yılda beş kere hatim indirmesini ve dini konularda kendilerini yönlendirmesini istemiş. Şeker Hoca babam için ancak beş kere yapabiliyorum, sizin için de yılda ancak bir kere yapabilirim demiş. Bunun üzerine ben öldükten sonra mezarıma beş yıl boyunca gelip dua okur musunuz teklifi ile karşılaşmış. Şeker Hoca bu isteği de kabul etmemiş, Amerika veya Arabistan da ölürseniz oraya nasıl gelebilirim diye espri yapmış... Bununla beraber Şeker Hoca dört yıl boyunca Özal ailesinin imamlığını yapmış.

Şeker Hoca’nın başından geçen bir başka olay; Cami yeni yapıldığı sırada dört avizeye ihtiyaç duyulmuş. Cemaat içerisinde sebze meyve halinde çalışan birisine “Sen camiye avizeleri getir, ben senin reklamını yapayım” demiş. Nitekim caminin dolu olduğu bir gün cemaate seslenmiş:

“Namaz kaç farz diye sorsam aranızda bilen de olur bilmeyen de olur. Haydi ondan vazgeçtim abdestin farzını sorsam onu da bilen olur bilmeyen olur. Ama kaliteli, ucuz sebze ve meyvenin yeri hal binasında filanca yerde...”

Şeker Hoca’nın bu sözlerinin ardından kısa bir süre sonra kabzımal caminin yeni avizelerini getirmiş;

“Hocam hale gelen giden benim dükkanımı soruyor. Caminin başka ihtiyacı var mı?”

Dünya Kupası maçlarının oynandığı bir gün yüksek dereceli birkaç devlet memuru hem teravih namazını hem de maçları kaçırmak istemiyorlarmış.

Hocam ne yapacağız diye sormuşlar;

Teravihi hızlı kıldırıp sizi maça yetiştiririm.

Şeker Hoca birkaç rekatı hızlı kıldırdıktan sonra birden yavaşlamış. Memurlar da maça zamanında yetişememişler. Namazdan sonra “Hocam ne yaptın. Önce iyi gidiyordun sonra birden yavaşladın”

“Yahu görmediniz mi, radara yakalandık. Cemaatin arasında müftü var!..”

Gerçekten aydın din adamlarına günümüzde her zamandan daha çok ihtiyacımız var. Orta Çağın belirli kalıplarından kurtulmuş, hurafelerden arındırılmış, çağa uyum sağlayan İslamiyet’in çok daha fazla taraftar bulacağı da açıktır.

Bu günkü yazıma Peygamberimizin bir sözü ile son vermek isterim;
“Bütün yeryüzü bir mabet ve ahlaki, her davranış ise bir ibadettir.” 


erdemyucel2002@hotmail.com  

Yayın Tarihi : 15 Ocak 2008 Salı 10:26:32
Güncelleme :15 Ocak 2008 Salı 10:43:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ERDAL GEYİKÇİ(KÖÇEK)...! IP: 81.213.242.xxx Tarih : 16.01.2008 12:10:43

MERHABA ERDEM ABİ..KÖŞENİZİ OKUYUNCA GEÇENLERDE ANTALYADA BULUNAN SANATCILARIN GİTTİĞİ"ANSANA"GİTMİŞTİM..SEVDİĞİM BİR ŞAİİR ABİMİN SÖYLEDİKLERİNİ HATIRLADIM...CAMİİDEKİ MÜEZZİNLERİN BİR BİRBİRLERİNE SAYGISI YOK DEMİŞTİ,NEDEN DİYE SORDUĞUMDA,SANATCILARIN GİTTİĞİ"ANSANIN"YANIDA BULUNAN CAMİİDE,DIŞARIYA DUYULMASI İÇİN KONULMUŞ OLAN HOPORLÖRÜN YANLIŞ OLDUĞUNU SÖYLÜYORDU..TAM O SIRADA CAMİİDEN EZAN SESİ DUYULDU,BAK DEDİ EZAN OKUNUYOR,İÇERİDENDE HALEN VAAZ VERİYORLAR..EZAN OKUNURKEN BİLE SUSMUYORLAR..KENDİ KULAĞIMLADA EZANI VEDE VAZI DİNLİYORDUM ERDEM ABİ..ŞAİR ABİM,DAHA ÖNCE DIŞARDAKİ HOPÖRLÖRÜN KAPANMASI İÇİN DİLEKCE VERMİŞTİM,KAPANMIŞTI YİNE AÇMIŞLAR DEMİŞTİ...GERÇEKTEN DOĞRU SÖYLÜYORDU EZAN OKUNURKEN VAAZ VERİLMEMESİ GEREKİYORDU ERDEM ABİ..EZAN OKUNURKEN"ANSANDA BULUNAN SANATCILARI" AYAK AYAK ÜSTÜNE ATANLRIN BİLE EDEPLİ OTURMALARIDA DİKKATİMİ ÇEKMİŞTİ ERDEM ABİ.TURİSLERDE CAMİİNİN KAPISINDA MÜEZZİNİN VAZINI DİNLEMELERİ VE AYNI ZAMANDA EZANA KULAK VERMELERİNİDE GÖRDÜM..HZ:ALİ EFENDİMİZİNDE SÖYLEDİĞİ GİBİ"HOŞ GEÇİNMEK AKLIN YARISIDIR"DEMİŞ..GALİBA ÜLKEMİZDE GEÇİNEMEYEN CAMİİ MÜEZZİNLERİ VEDE HOCALARI VAR ERDEM ABİ..CAMİİ,NİN KAPISINDA DURAN TURİSLER KADAR OLAMADI ERDEM ABİ...EGER KONUŞAMIYORSANIZ,DİNLEMESİNİ ÖGRENELİM ERDEM ABİ...EGER EZAN OKUNUYORSA SUSMASANIZDA DİNLEMSİNİ ÖGRENİN...HANİ"İBADETTE KABAHATTE GİZLİ OLANI MAKBUL"DELERDİ ERDEM ABİ...SAYGILARIMLA.ERDAL GEYİKÇİ(KÖÇEK)...!


İsmet IP: 85.103.139.xxx Tarih : 15.01.2008 13:29:24

Sayın Yücel kaleminize sağlık.Tanrı sevgisi ve inancını saptıranlar dejenere edenlşer elbette bu yazdıklarınızı kabul etmeyeceklerdir.Tanrı'yı dar bir mekanda arama ve kabul etme mantığında olanlar işte o gerçek kafir ve müşriklerdir.Oysa o bize şah damarımızdan daha yakın değil midir?Bir yorumumda bunu demek istemiştim ama anlaşılmadı yada anlaşılmak istenmedi.Dilerim Şeker Hoca gibiler artar.Artar ki korku ile değil sevgive bağlılıkla ibadet edilir.Yunus Emre' mizin dediği gibi ''Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri,isteyene ver onları bana seni gerek seni..''


mehmet ersindigil IP: 84.62.53.xxx Tarih : 15.01.2008 11:57:43

Hocam diline saglik ne kadar güzel bir sekilde cümlereri dizmissin. Burda birseyi gecmissiniz, buna bu tür vakalarin azalmasi icin bence dinayet reisligi kendisine has din adamlarindan polis birligi kurup camileri denetlemesi gerekiyor diye düsünyorum. Ancak bu tür seker hocalari cikarabilir ve ona göre ceza verilmeli. Senin buyurdugun gibi Peygamberimizin söylemis oldugu o güzel söze mest oldum. ne güzel demis,Bütün dünya bir mabet,ve Ahlaki her davranis bir ibadet,tir. Tek kelime ile diline,ve kalemine saglik.


SELİM NAMER IP: 81.215.95.xxx Tarih : 18.01.2008 22:52:50

SAYIN GAZETECİ BEY KALEMİNİZE SAĞLIK DİYEMİYECEĞİM,KLAVYENİZE SAĞLIK HARİKA YAZMIŞ'SINIZ.KENDİNİ BİLMEZ HOCALARDAN SIKILDIK VALLAHİ. TEŞEKKÜRLER.......