Bu Hengamede Tatiliniz Hayırlı Olsun!..

Türkiye’nin gündemi yine acı olaylarla karmaşık...

Birkaç gün öncesine kadar herkes Anayasa Mahkemesi’nin vereceği karara odaklanmıştı. Mahkemenin vereceği kararın ne olacağı tartışılıyordu. Beklenenden çok daha kısa bir süre içerisinde karar çıktı; AKP kapatılmadı ama hazine yardımından mahrum bırakıldı. Her ne kadar AKP’liler seviniyorlarsa da laik düzene karşı bir tutum izledikleri de Anayasa Mahkemesince tescillendi. Toplumun belirli bir kesimi nedense bu önemli noktayı bir türlü görmek istemiyorlar. Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu karardan oldukça rahatlayan AKP milletvekilleri, üzerlerindeki lâcilerini (!) çıkarıp tatile koştular. Cumhurbaşkanı ve Başbakan, Ankara’da görevde olduğu sürece onların tatile gidip gitmemeleri de pek önemli değil !..

Ankara’nın siyasi havası böylece şekillenirken, Güngören’deki bombalı saldırının yanı sıra, Güneydoğu’da hareketlilik sürüyor, PKK Doğu Anadolu’dan başlayarak Karadeniz’e sarkmaya çalışıyor, Bata Anadolu’da yangınlar mal ve can kaybına neden oluyor. Antalya’da belki de tarihinin en büyük yangını kızılçam ormanlarını yok ediyor. Binlerce hektarlık ormanlık alanlar yok oluyor, alevler önüne gelen her şeyi yakıp yıkıyor. Bunun yanı sıra tarihi Aspendos kenti de yok olmakla karşı karşıya kaldı.

Bu yangınları kimler çıkarıyor?

Bilinçsizlik, piknik keyfi mi? Yoksa bazıları tarafından Güneydoğu’ya misilleme olarak kasten mi yakılıyor?

Yanıtsız sorular...

Öte yanda Konya’ya 165 km uzaklıkta, Taşkent ilçesi sınırları içerisinde, Toros’ların eteğinde, Balcılar Beldesindeki sorumsuzluk, ihmal, akılsızlık ve yönetimin nedense göremediği, gizli gizli faaliyetini sürdüren kaçak Kur’an kursunda bir katliam yaşandı. Göz göre göre, geliyorum diyen bu kazada, 6-20 yaş arasında kırk iki kızın kaldığı binada LPG sızıntısı müthiş bir patlamaya neden oldu. Bağnazlığın, ihmalin sonucu kazada on yedi kız öğrenci ve bir öğretmen (!) yaşamını yitirirken, yirmi yedi yaralının da tedavisi üç ayrı hastanede sürüyor.

Cumhuriyetin kuruluşunda çıkarılan ve halen yürürlükte olan “Tekke ve Zaviyelerle türbelerin seddine ve türbedarlıklarla bir takım unvanların men ve ilgasına dair” 677 sayılı yasaya rağmen siyasi otoritelerin göz yumduğu, tarikatlar ile onların yönetimindeki Kur’an kursu adı altında din okulları her geçen gün biraz daha artmaktadır. Türkiye’de, yasa gereği yasak ancak realitede serbest olan tekkeler cahil efendi babalarla şeyh efendilerin yönetiminde pıtrak gibi çoğalmaktadır.

Konya’ Taşkent ilçesindeki Kur’an Kursu adı altındaki kuruluş bunlardan yalnızca biri...

Kur’an kursu ismi altında, Kur’an öğretmek yerine gerçekte genç beyinleri hurafelerle, öbür dünya korkusu ile yıkayan, onları birer şeriatçı olarak yetiştirmeyi amaçlayan bir kuruluş... Türkiye’nin dört bir bucağında bu tür tarikat okulların açılması birbirini izliyor, kimse de onlara yürürlükte olan yasaları uygulamak istemiyor. Kamu görevlileri ya aynı inançta ya da yerlerinden olma korkusunu yaşıyorlar. Bazı siyasi partiler de zehirlenen bu beyinlerin ileride oya dönüşeceğini düşünüyor!..

Görmezden geliyorlar, ses çıkarmıyorlar.

Laik Türkiye’nin altının oyulmasına ses çıkarmıyorlar...

Korkuyorlar mı?

Yoksa seviniyorlar mı?

Bilinmiyor?

Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın belirttiğine göre Türkiye’de 7.367 Kuran kursu varmış Yaz tatillerinde de 2007’de 1.500.000 çocuk bu kurslarda eğitim görmüş !.. Kısacası M.E.B okullarında eğitim gören bu çocukların yaz aylarında da anlamadığı, bilmediği bir dille cahil hocalar tarafından beyinleri yıkanıyor. Akıl ve bilimden uzaklaştırılıyorlar...

Konya’da çöken Kur’an kursunun Süleymancıların kontrolünde olduğu söyleniyor.

Kim bu Süleymancılar?

Yasal bir kuruluş mu? Yoksa illegal çalışan, şeriat düşüncelerini çevreye yayan zararlı bir kurum mu?

Bizler seçilmiş din adamlarıyız diye köylülere kendilerini tanıtan, din sahtekârları mı?

Orada kimler ders veriyor? Başka bir deyişle körpe eyinlere kim bilir neler aşılanıyor?

Bu olayın suçluları kimlerdir?

Öncelikle kaçak yapıyı yapanlar; usta mı mühendis mi, mimar mı yoksa alaylı usta mı?

Kursun bağlı olduğu Boğaziçi Özel Öğrenci Yurdu ve aynı zamanda Balcılar Kurs ve Okul Talebelerini Yardım Derneği Başkanı mı?

Bence hepsi bir yana yasa dışı, sözde din eğitimi veren bu kursa göz yuman yöneticiler suçludur. Bunların başında Vali, Kaymakam, Milli Eğitim Müdürü, İl ve İlçe Müftüleri gelir. Belki de uzantıları Anakara’ya kadar uzanır...

Hepsinden önce asıl suçlu bu çocukların aileleridir. Gözleri yaşlı aileler bir değil iki kez ağlamalıdırlar. Evlerinin yanı başında ne olduğu bilinmeyen kursa çocuklarını yatılı gönderen aileler suçludur… Siz aileleri cahil bırakırsanız, onların da din bezirgânlarının ellerine düşmesi olasıdır...

Yitirilen bu çocukların aileleri önce kendi akılsız başlarını yumruklamalıdır.

Çürük ve denetimden yoksun bir yapı içerisine din adına doldurulan yavruların, yaşamlarını yitirenlerin aileleri bu olayı “takdir-i ilahi” diyerek geçiştirmeye çalışıyorlar. Hiç birisi de şikâyetçi olmamışlar.

Cehaletin böylesi görülmüş şey değildir...

Gencecik beyinlerin söndüğü kurs ile başta İçişleri Bakanlığı olmak üzere tahkikat başlatılmış, müfettiş görevlendirilmiş (!)

Peki, şimdi ne olur?

Hiçbir şey olmaz giden gittiği ile kalır. Yalova depreminde çöken müteahhide ne oldu ise, o olur?

Bu arada insan elinde olmadan düşünüyor; Acaba bu işte de Ergenekon parmağı (!) mı var?

Bütün bu olaylar peş peşe patlak verirken, milletvekillerimiz lâcilerini (!) çıkarıp yazlıklarını sırtlarına geçirip tatile çıktı... .

İçleri el veriyorsa... Ne âlâ...

Ne denir; pes vallahi...

Vallahi de pes...

Tatiliniz hayırlı ve huzur dolu olsun!..

erdemyucel2002@hotmail.com