14
Haziran
2025
Cumartesi
ANASAYFA

Bu Ne Biçim Mahkum?..

Yıllar öncesinin meşhur bir şarkısı vardı; Anımsadığım kadarıyla ” Neler oluyor hayatta” diye başlardı. Türkiye’de her geçen gün değişen, akıl sır erdiremediğimiz olaylarla karşılaşınca elimde olmadan bu şarkının sözlerini hatırlarım.

Gerçekten neler oluyor?

Adalet Bakanlığı yetkilileri hapishanelerdeki mahkûmların fazlalığından şikâyet ederler. Mahkûm yakınları da af çıkmasını isterler. Bu konuda bir haber yazdığımızda okuyuculardan onlarca e-mail alırız. Hepsinin ortak yanı da kader mahkûmu ismini yakıştırdıkları yakınlarının bir an önce çıkacak bir afla salıverilmelerinden yanalar. Hapishanelerdeki yoğunluktan gariban mahkûmların çok zor koşullarda yaşadıkları da bir gerçek…

Ancak bazı mahkumlar var ki, sözcük yerinde ise, bir eli yağda, diğer eli balda!..Ama o mahkumlar diğerlerinden ayrıcalıkla cezalarını çekmelerine rağmen hallerinden, kendilerine tanınanlardan hiç de memnun değiller… Şikâyet üzerine şikâyet ederler…

Tahmin edeceğiniz gibi halinden memnun olmayan mahkumlardan birisi de PKK lideri denilen zat!..

Türkiye’nin bastırması üzerine, kendisine kalacak memleket bulamayıp Afrika’ya gittikten sonra Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye getirildi. Uçaktaki zavallılığını, etrafa yalvaran bakışlarını, sözlerini televizyonlarda hep birlikte izledik… Hala onun peşinden koşanları anlayabilmek mümkün değil… Çıkarıldığı mahkemede haklı olarak idama mahkûm edildi. Ancak Avrupa Birliğine uyum yasaları çerçevesinde ölüm cezası kaldırılınca, cezası ömür boyu hapse çevrildi.

Trajı-komik olaylar da bundan sonra başladı…

Armutlu Yarımadasının batı ucundaki İmralı Adası ona hapishane olarak ayrıldı. Bu adada Lozan Antlaşmasından sonra mübadele kapsamında yaşayan Rumlar Yunanistan’a gitmek zorunda kalmış, ada boşalmış, bir süre Deniz Kuvvetlerinin kontrolüne girmiş, sonra da yarı açık cezaevine dönüştürülmüş… Buradaki mahkûmların yetiştirdiği ürünler iç pazarlara satılmaya başlanmış… Kısacası oradaki mahkûmlar bugünkü zat-ı muhterem gibi yan gelip yatmamışlar.

İmralı adası 1960 ihtilalinden sonra Yassıada Mahkemesinden sonra ölüm cezasına çarptırılan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın cezalarının infaz edilmesiyle gündeme oturmuş.

Bugün orada yaşayan, ayrıcalıklı mahkûm, kendisine giden avukatları, yakınlarının ziyaretleri ile basında sürekli yer aldı. Bizim gazeteci arkadaşlar da haber yaptıklarını sanarak onu sürekli gündemde tuttular. Böyle olunca da yandaş milletvekillerinin düzenlediği mitinglerde birçok kişinin kanına girmiş bu adama sayın diye hitap ettiler, posterleri, dövizleri ortalarda dolaştı. Demokrasi adına (!) hiç kimse bunlara dur demedi… O da azıttıkça azıttı; bulunduğu yerde avukatları aracılığı ile verdiği demeçler batı dünyasında yayınlandı, yandaşlarına emirler verdi. Sonunda açılım diye ortaya çıkan hükümetimize akıl verecek kadar ileriye giderek yol haritaları bile hazırladı.

Tirajı-komedi bununla da kalmadı; 5.000.000 $ harcanarak 1000 m2 üzerinde onun için yeni bir hapishane hazırlandı. Bu kadar para o adam için harcanırken acaba kimlerin nafakasından kesilmiştir? Bu arada her dediğini koşulsuz (!) kabul ettiğimiz batının bastırmasıyla yanına beş PKK’lı mahkûm daha gönderildi. Böylece güneydoğunun kana bulanmasını başlatan bu adam konuşma yeteneğini kaybetmeyecek, yandaşlarıyla avluda volta atacakmış!.. Belki okey oynayacak, Güneydoğu siyasetini onlarla tartışacak, yeni yol haritaları hazırlayacak, yandaş milletvekillerine akıl bile verecek… Fırsat bulursa da Dıgıturk’ten maçları bile izleyecek…

Tirajı-komedi devam ediyor…

Bu zat kendisine özel olarak yapılan hapishanesini de beğenmemiş (!).Bir ziyaret dönüşü televizyon ekranlarına çıkan kardeşi “Yeni binaya nakledilmiş, eskiye göre daha kötü. Bence kaş yaparken göz çıkardılar” diyerek hiçbir mahkuma nasip olmayan yeni hapishaneyi, ona tanınan ayrıcalıkları beğenmediklerini utanmadan söylüyor!..

Meğer odası Adalet Bakanlığının söylediği gibi 7.00 m2 değil de 6.00 m2 imiş!.. Havalandırması, penceresi kötüymüş!..

Ne bekliyorlar?

Beş yıldızlı otel mi?

Meşhur sözdür; yüz verdik astar istiyorlar.

Acaba ben ekmeğini yediğim, suyunu içtiğim, nimetlerinden faydalandığım bu memlekete ne yaptım da beni içeri tıktılar diye düşünüp vicdan azabı çekiyor mu? Hiç sanmıyorum…
Taviz verildikçe yeni istekler ortaya atıyorlar. O zaman başta Silivri olmak üzere diğer hapishanelerde üst üste yatan diğer düşünce suçlularının, devlet umurundan nasibini alan mahkûmların suçu, günahı ne diye insan elinde olmadan düşünüyor. Onların suçu vatana ihanet edip birçok insanın ölümüne neden olup sakat bırakmamak mı?

O adam yüzünden Türkiye’ye baskı yapanlar acaba II. Dünya Savaşında, 1941 yılında, tek başına savaşı sonlandırmak hayali ile kendi kullandığı uçakla gizlice İskoçya’ya iltica eden Hitler’in yardımcısı, Nazi partisi önderlerinden Rudolf Hess’i hiç mi anımsamıyorlar? Savaş sonrası Nürnberg savaş suçluları mahkemesinde yargılanarak ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış, 1966 yılında tek başına kaldığı Spandau hapishanesinde ölmüştür. Hess’in ölümünden sonra da bu hapishane yıkılmıştı.

Bilmem anlatabildim mi?


erdemyucel2002@hotmail.com  
 

Yayın Tarihi : 22 Kasım 2009 Pazar 11:16:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Gönül Aydemir IP: 88.235.255.xxx Tarih : 3.12.2009 00:19:04

Biz hukuk Devleti olamazsak o mahkum da mahkum olamaz.


OLCEMO IP: 88.224.45.xxx Tarih : 24.11.2009 11:28:58

YÜZ VERİRSİN EŞŞEGE,GELİR ........ DÖŞŞEGE. (Anadolu ata sözü)


erdal geyikçi/sanatcı.. IP: 78.188.170.xxx Tarih : 24.11.2009 19:26:28

merhaba erdem abi.köşenizde yazdığınız konuyu medyadan okuduğum kadarıyla biliyorum.Galiba imralıya yeni bir hapisane yapılmış.Ne kadar masraf edildi bilmiyorumda,kaç kişi için yapıldı acaba hapish ane;ERDEM ABİ.kimler yatacak bilmiyorumda hapsanede okuduğum bir Temel Fıkrasını yazmak istiyorum::Başkan Temel,bir hapishaneyi ziyaret etmis.Bir tanesi dişında tüm mahkumlar suçsuz olduklarini, haksizliga ugrayip hapse düstüklerini anlatiyormuş.O tek mahkum şeytana uyup bir suç isledigini, cezasini hak ettigini söyleyince Temel hapishane yöneticilerine dönerek;
-Ha pu atamu serbest birakun, öteçi masum insanlarin ahlakini bozmasun!DAVUL ZURNA ATA SÖZÜ GİBİ OLDU GALİBA FIKRADA ERDEM ABİ:))))saygılarımla.erdal geyikçi/sanatcı.


Eşşegeyi anlayamadım IP: 88.231.69.xxx Tarih : 25.11.2009 00:39:02

Sayın yazar, yayımladığınız yorumlar sonucu, sizi de munafık kabul etmek durumuna düşmekten çekinmekteyim.


YETER ARTIK ! IP: 78.164.236.xxx Tarih : 23.11.2009 00:52:12

90 yıl önce, Batı emperyalistlerinden kurtulmak için, Türk ve Kürt vatandaşlarıyla birlikte büyük fedakarlıklarla ve binlerce şehit verilip kurulan bugünkü Türkiye'de, köşe yazarlarının yazıları ve bu yazılarına karşı yorumlarla dile getirilen çelişkilerin anlamı nedir ?.. ve hangi sonuca varılmak amacını gütmektedir ?. "Demokrasi" ve "Demokrat olmanın" anlamı ve amacı bir ülkeyi parçalamak ve dış güçlerin idaresine girmek demek midir ?.. TÜRKİYE, NEREYE !


Mehmet Ersindigil IP: 84.62.59.xxx Tarih : 22.11.2009 12:54:54

Hocam ellerine saglik"Yaliniz böyle bir mahluka zat diye hitap etmek bence yanlistir.Otuz la kirk bin insanin sakat ve ölümüne sebep olam insan disi olan bu mahluka zat demek lükstür.Benim anlamadigim bir konu var,Acaba diyorum Türkiye Cumhuriyetini Hangi ülke veya ülkeler idaresiyle hizmet veriyor.

Burda akla cok sey gelmektedir;1960 ta Vatan,in iktidar partisi olan DP nin önde gelen Politikacilari merhumlarin günahi neydi,ki simdiki mahlukun yaninda.Merhumlarin günahi ne kadar cok olursa olsun,Bu mahlukun islemis oldugu cinayetlerin yaninda bir hictir.

En azindan o merhumlarin görevi Türkiye Cumhuriyetini idaresi ile ilgilidirler.Vatani bölmege kalkmadilar,Daga cikmadilar,Türkiye aleyhinde diger ülkelerle isbirligi yapmadilar.Silahlanip Asker col cocuk öldürmediler.Bunun daha iyisini anlatacak kimseler varsa lütfen yazsin.

Bu mahluk Hapishanede olmasina ragmen Türkiye Cumhuriyetinin idaresini eline almis gibi görülüyor.Yattigi hapishaneyi beyenmedigine göre yakinda daha modern bir hapishane yaparlar.Ve AB istesin hemen bes on milyon dolar daha harcayarak yaparlar sanirim.

Böyle cariyesi bol olan bir hapishane.Bu mahluk dagda iken korku ile yasiyordu, Simdi Devlet himayesiyle korumali olarak yasamaktadir korkusuzca.Yani Devlete kursun sıkan Devleti her yönüyle zarara sokan bu mahluk Kral gibi yasamak zorundamidir?

Hani Adelet herkese esittir.Iftiraya ugrayan devlete kursun sikmayan diger mahkumlarin günahi ney.Adalet güclü olan kimselerin yaninda olmasimi gerekiyor.Devlet Politikasi böyle olmamasi lazim.Eger Halktan simdiye kadar gizli bir sekilde Türkiye baska bir ülkenin bugruda ise aciklamasi lazim.Varsa ögle birsey Türk Halki bedeline öder ve özgürlügüne kavusur saygilarimla.

 


Gökhan IP: 78.175.8.xxx Tarih : 22.11.2009 13:02:07

Sayın hocam,aynen katılıyorum sorularınıza.Memleketin her köşesi, can düşmanlarımızın işgali altında.Haberleşmemizden, madenlerimize, ticaretimizden sanayimize kadar dışa bağımlı hale getirildik.Halen bağımsızlıktan söz ediliyor.Vatana ihanet eden,askere polise kurşun atan,bebek öldüren çete reisini bile doğru düzgün cezalandıramıyoruz.Aman AB ne der,ABD yi kızdırmayalım korkaklığı ile bağımsızlık korunmaz.Cumhuriyet in ilk yıllarında isyanlara başkaldırılara Atatürk ve ordu gereken cevabı verdiğinde kimin gıkı çıkabildi?Aynı başkaldırı ABD de ya da herhangi bir AB ülkesinde olsa konuşturmazlar bile sonu iptir.Sizin de değindiğiniz gibi II.Dünya Savaşından yenik çıkmış Almanya nın nerde ise tüm askeri ve sivil liderleri idam edildi.En son Saddam Hüseyin tamamen bir haydutluk örneği olarak katledildi kimsenin gıkı çıkmadı.Biz kendi topraklarımızın vatanımızın birliğini bölmeye çalışan bir çete reisini asamayacaksak bağımsızlıktan söz edemeyiz. Ne iç işlerimizde ne de dış ilişkilerimizde bağımsızlığımız var bilmem anlatabildim mi?